Ana SayfaGIŞTÎÖSP’DE, İSİM-PROGRAM TARTIŞMASI VE KKP!

ÖSP’DE, İSİM-PROGRAM TARTIŞMASI VE KKP!

II. Kongre’de aldığımız karar gereği; ÖSP’nin Kürdistan Komünist Partisi ismini alma süreci devam ediyor! Tartışmayı farklı açılardan ve pratik adımlarla ülkede ve yurtdışında derinleştirip olgunlaştırarak sürdüreceğiz çünkü gövdemiz tek ve aynı! İsmimizin de tekleşmesi yolunda kararlaştırılan diğer tartışma konularıyla birlikte yazılı-sözlü-seminer ve toplantılarda ele alınarak sürdürülmeli. Dolayısıyla ülkede ve yurtdışında dünden daha fazla, ÖSP, KKP’dir tersinde de KKP, ÖSP’dir tutum ve pratiğiyle davranmalıyız, davranacağız! İki ayrı ismi tıpkı gövdesi gibi tekleştirinceye kadar, KKP ve ÖSP bayraklarını birlikte taşıyalım! 29/05/2017

***
Açık parti tartışmaları sürecinden günümüze kadar Partiya Komunista Kurdistan (KKP) ismi daima gündemimizde yer aldı. Bunun birden fazla nedeni bulunuyor. Birincisi, komünist olmamızdan kaynaklanıyordu, ikincisi ise ÖSP kadro yapısının ağırlıklı olarak KKP kökeninden geliyor olmalarıydı. ÖSP’nin kuruluş aşamasındaki isim tartışmasında bile, KKP ismi kimi yoldaşlarca önerilmişti ama çoğunluk ÖSP’de karar kılmıştı ki ÖSP’nin I. Genel Kongresi’nde KKP ismi yine önerildi bu kez de çoğunluk “erken” diyerek önermeyi gündeme almadı. II. Genel Kongre tartışmalarında ise hem ülke de hem yurtdışından yoldaşlarca ÖSP’nin KKP adını alması, yazılı-sözlü olarak gündeme getirildi.
Kongre öncesi gerçekleştirilen ÖSP I. Genel Konferansında, yapılan tartışmalar sonucunda KKP isminin alınması kararlaştırılarak II. Genel Kongre’ye sunuldu. Kongre iradesi, Konferans önerisini kabul etti ancak hayata geçirilmesini Üçüncü Genel Kongre’ye bıraktı. Dolaysıyla 2017’de yapılacak olan Üçüncü Genel Kongre’de isim meselesi ile birlikte program- tüzük değişikliği de gündemde. Ülke de bunlar yaşanırken, yurtdışında ki yoldaşlar da, “KKP 7. Kongresi, ÖSP’nin III. Kongre ile sonuçlanacak olan KKP’lileşme sürecini destekler ve bu süreci aktif olarak yürütür, geliştirir” şeklinde aldığı kararla kendilerini sürecin dinamik parçası haline getirdiler.
Özetlediğimiz bu gelişmeler üzerinden Parti Meclisi 16-17 Temmuz 2016 toplantısında, “Partide Program, Tüzük ve İsim Değişikliği ile bağlantı içerisinde Kürdistan Komünistlerinin Birliği Çalışmasının Pratikleştirilmesi Üzerine!” adlı kararı aldı. Kararın bazı bölümleri aşağıda; “ÖSP Parti Meclisimiz; gerek ÖSP İkinci Genel Kongresi’nin ilgili kararı, gerek Yurtdışındaki yoldaşlarımızın tutum ve kararları, gerekse dışımızda bazı komünist kadrolarla partide ortaklaşma-birleşme amaçlı görüşmelerimizden hareketle aşağıdaki tartışma ve eylem programını belirler.
1 – ÖSP isminin, Partiya Komunist a Kurdistan olarak değiştirilmesi yönelimi ile paralel, ismin kısaltılmış hali üzerinde de şimdiden tartışmanın sürdürülmesini; Kürtçe kısaltılmış hali PKK olduğundan farklı bir kısaltılmış ismin belirlenmesi için gelecek önerilerin, Üçüncü Genel Kongre ve öncesinde gerçekleştirilecek İkinci Genel Konferansta sonuçlandırılmasını;
2- Değişikliği isim ile sınırlamadan aynı süreçte yaşanan pratik politik gelişmeler ışığında partinin program ve tüzüğüne ilişkin yapılacak olan değişikliklerin de şimdiden planlanmış tartışma sürecinde ele alınmasını; Program tartışması sürdürülürken, Partinin ulusal özgürlük ve sınıfsal kurtuluş gibi iki temel stratejik hattından birini oluşturan ulusal meselenin, bağımsızlık mı federasyon mu bağlamında çözümünün hedefleneceğinin tartışılmasını;
3- İsim, program, tüzük değişikliğini tartışırken aynı süreçte içerde ve yurtdışında dışımızda bulunan Kürdistanlı Kürt, Ermeni, Süryani, Azeri, Türk komünist/sosyalist damar (kadro, grup) ile ortaklaşma da yeni bir hamleye dönüştürmek için belirlenmiş bir eylem programı ile planlı sürdürmeyi KARARLAŞTIRIR. Komünist birlik yönünde ayrıca Çağrı çıkarılır” deniliyor. Bu karar ile birden fazla tartışma ve pratik faaliyet önümüze koyuyor. Belli başlıları olarak;
Birden fazla nedenle artık isim, KKP olarak değiştirilmelidir.
Öncelikle; yukarıda belirttiğim gerekçelerin yanı sıra ülkede ve yurt dışında yaşayan ve aynı ideolojik politik hattı paylaşan komünist kadroların tek bir isim ve karar mekanizması altında ortaklaşma zorunluluğu kendini çoktandır dayatmıştır. Çünkü ÖSP ve KKP özünde iki ayrı parti olmadığı halde farklı isim ve karar mekanizmaları beraberinde önemli politik tutum alışlarda ciddi farklılıklar doğurmaktadır. Bu durum ise iki yakadan da parti politikasına zarar vermekte ve partiyi güçten düşürmektedir.
Siyaset dili, ideolojik alandan farklı olarak netliği ve ortaklaşmış iradeyi gerektirir. İdeolojik olarak kadrolar arası tartışmalar partide sürekli var olabilir, olmalıdır da bu, partiye dinamizm getirir. Parti kadrolar arası ideolojik tartışmadan alacağını alır almayacağını geride bırakır.
Politika alanı ise farklıdır, parti politik alanda sürgit tartışmayı kaldıramaz. Herhangi bir politik mesele tartışılır ve belirli bir evrede tartışma çoğunluk iradesiyle karara bağlanınca o politik mesele üzerinde tartışma biter somut iş, eylem, yürüyüş başlar. İkincisi; eğer ÖSP III. Genel Kongresi’nde mevcut biçimsel ayrılığa elbirliğiyle son vermezse, PSK ile HAK-PAR arasında yaşanan meselelerle biz de yüzleşebiliriz. HAK-PAR’ı kuran PSK bugün kendisi de ayrı bir parti olarak kurulduysa, bu ayrı kuruluşta ideolojik-politik farklılıklar tayin edici olmamıştır. Bizde de bu tehlike potansiyel olarak vardır. Bu yönlü uyarımı bir süre önce yapmıştım halen aynı uyarımda ısrar ediyorum. Dolaysıyla mevcut şekli ayrılığı hızla aşmalıyız. Yoksa ilerde, “ortak karar mekanizması kim?” ÖSP mi yoksa KKP mi karar mercii? Ya da biri karar aldığında diğeri, “bu tutum partinin tüzel kişiliğine müdahaledir” benzeri soru ve sorunlarla kadroların niyetlerinden bağımsız olarak daha çok yüzleşeceğiz. Dolayısıyla daha fazla uzatılmadan isim ve karar meselesi tekleştirilmelidir.
Program-tüzük değişikliği ile birlikte bağımsızlık mı federasyon mu tartışılacak.
PM Temmuz toplantısında, “Değişikliği isim ile sınırlamadan aynı süreçte yaşanan pratik politik gelişmeler ışığında partinin program ve tüzüğüne ilişkin yapılacak olan değişikliklerin de şimdiden planlanmış tartışma sürecinde ele alınmasını; Program tartışması sürdürülürken, Partinin ulusal özgürlük ve sınıfsal kurtuluş gibi iki temel stratejik hattından birini oluşturan ulusal meselenin, bağımsızlık mı federasyon mu bağlamında çözümünün hedefleneceği” tartışmasını kararlaştırdı. Bu karar gereğince isim ile birlikte gerek yaşanan pratiğimizin, gerekse ülke, bölge ve küremizde yaşanan gelişmelerin ışığında parti program ve tüzüğü üzerinde de tartışma III. Genel Kongreye kadar sürdürülerek sonuçlandırılacak. Madem parti ismini değiştireceğiz, madem KKP ismi etrafında komünist birliğe ilişkin yeni çağrılar çıkartacağız o halde program ve tüzük de yeniden ele alınmalıdır. Aynı tartışma sürecinde bölge ve ülkemizde yaşanan yeni gelişmelerin ışığında ulusal meselenin çözümünde partinin taktik, stratejik hedefleri de tartışmaya açılmıştır. Bilindiği gibi ulusal meselenin çözümünde partimiz eşit iki federatif cumhuriyetin birliği olarak federasyon hedefini savunmaktadır. Burada uzun uzun gerekçelerine değinmeyeceğimiz nedenlerden kalkarak, ulusal sorunun çözümünde bağımsızlık mı federasyon mu stratejik olarak hedeflenecek? Bu III. Kongre’ye kadar tartışılarak başı bağlanacaktır.
Tartışmalarla bağlantılı, Kürdistan komünistlerine çağrı var.
ÖSP PM Temmuz toplantısında; “Kürdistan’da grupları aşan ülkenin komünist partisini yaratma hedefiyle dışımızdaki komünist, sosyalist birey ve gruplara program, tüzük ve isim değişikliğini içerecek tartışmaya dinamik katılmaya, ortaklaşmaya çağrımız var” ve devamla: Kürdistan ve bölgenin yeni gelişmelere gebe olduğu günümüzde “halkların ve komünistlerin müdahalesini güçlendirmeliyiz” diyenlere; “Sömürgeci rejime karşı halkımızın/halklarımızın ulusal özgürlük mücadelesini veren ve çözümü UKTH hakkının hayata geçirilmesinde” görenlere; “Çin’e, Batı kapitalizminin ucuz iş atölyesi işlevinin yüklenmesi benzeri, Kürdistan’ın Kafkasya’dan Mısır’a uzanan bölgenin ucuz iş atölyesi haline getirilmesinin hedeflendiği; Türk rejiminin açıkça ‘Doğu ve Güneydoğu’yu bölgenin Çin’i yapacağız’ dediği koşullarda gelişen vahşi kapitalizme karşı “emeğin ve sosyalizmin gücünü yaratalım” diyenlere; “Çözüm adına çözümsüzlüğü derinleştiren Türk rejiminin, ‘oyala- ertele, entegrasyon ve asimilasyonu derinleştir’ siyasetine ve bu siyasetin aracına dönüştürülen ‘Türkiyelileşme’ yönelimine karşı siyasette yeni arayışların kaçınılmazlığı ile paralel komünist siyasetin güçlü müdahalesini hedefleyen komünist/sosyalist kadrolara;” “Saflarında iç demokrasiyi güçlü işletmekle, Kürdistan toplum ve siyasetinde de iç demokrasi çıtasını yükselmeye katkıda bulunacak Ülke komünist partisi arayışında olanlara;” Kürdistan’dan bölgeye-dünyaya bütüncül (organik) bakan, 21. yüzyılda yeniyi tarif etmekle kalmayıp yeninin doğumunu savunan ve yeninin doğumunda “benim de harcım olmalıdır” bilinci ve kararlılığıyla değişimin öznesi olmaya Kürdistan’dan da katkı koyalım” diyenlere; “Marksizm-Leninizm içi ideolojik farklılıkları barındıran; 19. ve 20. yüzyıl komünist, devrimci değer ve birikime sahip çıkan ama hiçbirini aynen tekrarlamadan kendisi olmayı” hedefleyenlere… Ülke komünist partisinde ortaklaşalım diye ÇAĞRIMIZ VAR” deniliyor.
Partimizden ayrı düşen eski yoldaşlarımıza da çağrımız var
Dışımızdaki komünist/sosyalist kadroların yanı sıra, Partiden ayrılan ya da üyelikten çıkarılan kadrolara dönük de çağrımız var. Herhangi bir nedenle partinin dışında duran yoldaşlarımızı, KKP adını alacağımız III. Kongre öncesi süreçteki tartışmalara görüş, öneri ve eleştirileriyle dahil olmaya, KKP çatısı altında yeniden birleşmeye çağırıyoruz. PM Temmuz toplantısı çağrısında: “Genel olarak ayrılan veya üyelikten çıkarılan yoldaşlara yeniden yapılacak çağrı eşliğinde görüşmeye gidecek olan Komisyon üyeleri ilgili yoldaştan; kendisinin mi partiden ayrıldığı yoksa üyelikten mi çıkarıldığı, eğer kendi isteğiyle ayrılmış ise gerekçelerinin neler olduğu vb. yazılı not alıp parti arşivine konularak parti hafızasının oluşturulmalı” deniliyor.
Sonuç olarak;
a – Her bakımdan yeni bir “bizim” olanı yaratmak için KKP ismi ile birlikte yola koyuluyorken aşağıdaki belirleme de bir kez daha ısrar etmeliyiz. “Organik birlik vurgumuzun zengin ve herkesçe anlaşılır izahını, Fırat nehrinde birleşen kollarının organik birliği bize vermektedir. Farklı yerlerden irili-ufaklı kollar, Fırat’ta birleştiklerinde yan yana bir duruş sergilemez, kol kola girip birlikte yürümezler (akmazlar). Fırat’ın içinde sentezlenip yeni bir organik birlik oluşturur. Ayrı ayrı Fırat’a akan kollar; Fırat yatağında hem yoklar, hem de varlar. Yoklar, çünkü Fırat nehrinde kollarının ayrı ayrı varlığı bulunmaz. Varlar, çünkü her ayrı kol Fırat’ın organik birliğinin birleşenidir… Doğa bilimleri ve olayları elbette birebir siyasete, toplumsal yaşama indirgenemez. Hem sosyalist hareketin organik birliğini hedefliyoruz, hem de sosyalist minderde olmak kaydı ile zengin farklılıklarımızı korumak istiyoruz…. Yani ideolojik, teorik, kültürel üretimde olabildiğince Marksizm içi zengin farklılığı içerecek olan, ‘ben’in varlığını savunurken, politika ve örgütte ise ‘ben’i reddedip ‘bizi’ esas alacağız. Teorik-ideolojik üretimde ‘ben’ ve politika ile örgütte ise biz’ ve bu ikisinin uyumlu birliği ya da durmaksızın ‘ben’ içerisinde ‘bizim’ olanı büyütebilmek! İşte Lenin’in önderliğindeki Bolşevik Parti’nin itici gücü ve işte sosyalist demokrasi… becerebilecek miyiz? (S. Çiftyürek Sosyalist Mezopotamya Dergisi, sayı: 1)
b – Gerek isim değişikliği, gerek bağımsızlık-federasyon ve program-tüzüğe dönük yazılı sözlü tartışma, görüş ve önermeler şimdiden geliştirilmelidir. Gelecek yazılı önermeler halka, genel kamuoyuna açık olanlar Rojnameya Newroz’a iletilmeli, parti içi kamuoyuyla sınırlı dolaşıma sokulacak tartışma ve metinler ise [email protected] emailine gönderilmeli. 07.09.2016
- Advertisment -

Recent Comments

Verified by MonsterInsights