Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız
“Petrolsüz milyonlarca yıl yaşadık
ama susuz bir gün bile yaşayamayız”
Su her canlı için yaşam kaynağıdır.
İnsanların, hayvanların, diğer canlıların, ekosistemlerin yaşam alanlarının varlığı suya bağlıdır. Onun içindir ki insanlar tarih boyunca hep su olan sulak alanlara yerleşmişlerdir. Uygarlığın, medeniyetlerin temeli o bölgelerde atılmıştır. Mısır uygarlığı Nil Nehri havzasında, Mezopotamya uygarlığı Fırat ve Dicle nehirleri kıyısında gelişmiştir.
Dünyanın 3/4 su olmasına rağmen bugün küresel bir su krizi yaşanmaktadır. Bu suyun 0/0 97.5 i okyanuslarda ve denizlerdedir. İnsanların ihtiyaçlarını karşılayan temiz ve tatlı su oranı ise sadece 0/0 2.5 dir. Bu temiz ve tatlı su oranı her geçen gün azalmaktadır.
Su hayati öneme sahiptir.
Temizlik, beslenme, tarım, sanayi…
gibi pek çok alanda su kullanılıyor.
Yeryüzünde ki su stratejik öneme sahip ve sınırlıdır. Petrol biterse yerine bir çok enerji kaynağı kullanıla bilinir. Güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, Bor madeni ve bir çok maddeden bu enerji elde edile bilinir. Yapay et üretildi. Buna benzer bir çok şeyin alternatifi bulundu, bulunuyor. Ama suyun bir alternatifi yok. Hiç bir maddeden su elde edilemez.
Dünyayı Güneş sistemindeki diğer gezegenlerden ayıran en önemli özelliği Dünyada suyun olmasıdır.
Artan nüfus ve hoyratça kullanılan bitmez denilen su özelikle Ortadoğu ve Afrika ülkeleri için su kıtlığı tehlikeli boyutlara ulaşmıştır.
Dünya’da ki ülkelerin 1/3′ nin temiz ve tatlı suya erişimi yok veya çok kısıtlıdır. Dünya nüfusunun 0/0 18′ i temiz ve tatlı suya ulaşamıyor. Su kaynaklarının hoyratça ve bilinçsizce kullanılması tükenmez denilen su kaynaklarının azalmasına, toprakların çölleşmesine , göç ve salgın hastalıkların artmasına sebep olmaktadır.
Birleşmiş Milletler verilerine göre 2030 yılına kadar yediyüz milyon kişi su kıtlığı sebebiyle yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kala bilirler.
Yeraltı ve tatlı su kaynakları olmayan Suudi Arabistan, İsrail, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri gibi bazı ülkeler tuzlu suyu arındırarak kullanıyorlar.
Tuz suda çok kolay çözünüyor. O yüzden tuzlu suyu arındırarak içile bilir hale getirmek çok zor, maliyetli, çok fazla enerji gerektiren bir işlem. Arıtılan su okadar pahalı ki şu anda kullandığımız suyun beş katı fazlaya mal olmaktadır. Şu anda dünyanın 0/0 1′ i su ihtiyacını tuzlu okyanus ve deniz sularını arıtarak elde ediyorlar. Bu verilere göre bu oran 2025 yılında 0/0 14′ ü bulacaktır.
Suyun hoyratça ve bilinçsizce kullanılması sonucu oluşan su kıtlığı artık dünyanın sorunu haline geldi.
Ayrıca suyun tuzdan ayrıştırılmasının çevreye verdiği zararın maliyeti de oldukça pahalıdır. Ekosisteme zarar veriyor. Deniz yaşamına, denizdeki balıklara ve diğer canlılar zarar görüyor, denizdeki doğal denge bozuluyor.
3 yılda bir düzenlenen Dünya Su Forumu’nun raporuna göre Dünyada bir yılda yaklaşık dört bin altı yüz milyar metre küp su kullanılmaktadır. Bu suyun 0/0 70’i tarımda 0/0 20’si sanayide, 0/0 10’u konutlarda tüketilmektedir.
Tarımda, sanayide bilinçsizce, hoyratça kullanılan ve kirletilen su, vahşi kapitalizmin sınır tanımayan tavrı sonucu yok olan su kaynakları, ormanlar ve çevreye verdiği zararlar, sebep olduğu küresel ısınma insanlığı yok oluşa doğru sürüklemektedir.
