Ana SayfaGIŞTÎSOSYALİZMİN BABASI MAZDEK’TEN MODERNİTEYE KÜRTLER - III

SOSYALİZMİN BABASI MAZDEK’TEN MODERNİTEYE KÜRTLER – III

Mazdek, Manici dualizmi kendine teolojik perspektif edinmişti. Mazdek ve O’nun hareketi, insanların saadetini etkileyen iki unsuru ön plana almışlardı. Bu iki unsurdan biri servet, diğeri ise kadındı! Bunlar herkesin ortak malı olarak kabul edildiği takdirde, yeryüzünde kötülüğün sonu kazınacağı kanısı Mazdekizm’de hakimdi.

Abuzer Bali Han / Yazarın diğer yazıları için tıklayınız

İyiliğin ve eşitliğin hakim olacağı bir ortamda, insanların eşit ve özgürce birlikte daha rahat yaşama görüşü geniş kitlelerin de sempati ile yaklaştığı bir husustu.

Mazdek, kendisine yardım eden Şah Kavat’ı sonraları çeşitli nedenlere dayanarak tutuklamıştı. Tutuklu şah kaçma imkanını bulunca o dönemde hüküm süren güçlü olan Akhunlara sığınır. Şah Kavat’tan sonra oğlu Nuşirevan’ın da Mazdek’in öğretilerinden etkilenmişti. Şah Nuşirevan o dönemde adaleti ile tanınan ve her tarafa ün salan bir hükümdardı.

499 yılında Akhunlar 30 bin kişilik bir ordu ile Mazdek taraftarlarına saldırır. Kanlı bir savaş sonunda Mazdekçiler yenilerek dağılır. Mazdek ise yakalanarak hapse atılır…

Mazdek’in görüş ve felsefesinin kadınlar için söylenenleri günümüzde de halen hassasiyetini korumakta! Kadının ortak mal görüşü bir yana dursun, bir yabancının anlamsızca başka bir Kürt ailesinin kapısı önünde birkaç kez gezintisinin bile hoş karşılanmadığı bir toplumda, bu olgunun bazen insanın hayatına bile mal olduğu görülür!..

Dünyada hiçbir toplumda Kürtlerde olduğu kadar sosyalizmi iyi bilen ve o yolda kendilerini feda eden insanlara çok az rastlanır. Buna rağmen de taktik olarak da en çok hata Kürt sol örgütlerinde görülmektedir. Bu kanıya varmak için onları yermek anlamında kullanmıyorum. Ulusal konuda bile bir birliğe yanaşmadıkları ve güç birliğine gitmedikleri için vurguluyorum. Bu doğru tespit sosyalistler arasındaki ilişkilerde ayırımcı bir nitelik kazanınca, doğruyu tespit etmek elbette zorlaşır. Doğru bir tane olduğuna göre, tüm Kürt sol örgütlerinin doğruluğundan bahsetmek ve onları birbirinden ayırmak da zorlaşır.

Sosyalist olmayan Kürt ulusal güçlerini gericilik ve feodalizmle suçlayıp dışlamak ise özgürlük mücadelesini veren, statüsü bile belli olmayan bir halk için büyük bir eksiklik sayılır.

Günümüzde bazı Kürt sol teorisyenlerinin ise Kapitalist Modernite’ye karşı Demokratik Modernite kuramını ortaya koymaları da zamansızdır. Kürt basınında yazı ve görüşlerine önem vererek okuduğum bazı sol görüşlü Kürtlerin “Kürdler Devletsiz, Karısız ve Kocasız bir dünya düşünmelidir” sözlerini okurken tam olarak anlayamadığımı sandığım için bir kez daha okumak zorunda kaldım. Sonra yazıda ne anlatılmak isteniyor diye düşünmeye başladım. Bu görüşü daha sert eleştiren yazar ve siyasetçilerin yazılarını okuyunca yazımı birlik ve bütünlüğe ters düşmesin diye daha dikkat ettim. Doğruların her zaman doğruluk dereceleri toplum tarafından onları kabullenmeye bağlıdır. Örneğin Kürdistan halkı içinde Kürtlerin insani değerler taşıyan haklarından bahsetmek kadar doğal bir şey yoktur. Fakat bu doğruları egemen ulus halkları arasında söylemek büyük bir suçmuş gibi algılanır.

Bazen toplumlar doğruyu değil, yanlışı doğruya tercih ederler. Öyle olmamış olsa günümüzde milyonlarca insan akıl ve bilimin yolunu reddederek, hurafe ve çağ dışılığın peşine düşerler miydi?..

Günümüzün dünya siyasetinde ezilen bir halkın doğru ve haklı olması yeterli bir gerekçe teşkil etmiyor. Öyle olmamış olsaydı, bu güne kadar savaşan mazlum Kürt ve Filistin halklarının da her devletçe kabul edilen bir ulusal devletleri olurdu! Bu durumu Kürtler açısında irdelersek, Kürtler birliklerini oluşturduklarında bu çağa kanımca damgalarını vuracaklardır.

Tüm Kürdistan parçalarını göz önüne aldığımızda, Güney Kürdistan Federe Devleti, Kürdistan’ın devletleşmeye en yakın ve en yatkın olan parçasıdır. Ona da ikide bir bazı Kuzey Kürdistanlı devrimcilerin demeçler vererek “Biz bağımsızlığa karşıyız! Kürtlerin bağımsız devlet kurmalarını istemiyoruz! diye nutuk çekmelerini, bağımsızlıktan yana olan Kürtleri elbette tedirgin etmektedir! Çünkü Kürtlerin bağımsızlığına karşı olanlar, Kuzey Kürdistan’da Kürtlerin başına her gün bela yağdıran egemen devlet güçleridir. Hiçbir Kürt örgütünün onlarla aynı düzeyde bir isteğin tekrarına artık Kürtlerin bir tahammülü kalmamıştır! Elbette sosyalistlerin savunduğu halkların kardeşliğini, birlik beraberliklerini sürdürmek kadar daha güzel ne olabilir? Ezen halkın sıradan insanlarını bile ezilen halka düşman yapan egemen güçlerini öyle kolay ıslah etmek de kısa bir sürede mümkün gözükmüyor!..

Kürt halkı artık her halk gibi özgür olmak istiyor. Kürtleri aralarında bölen devletler, Kürtlerin bu bağımsızlık istemlerini hep kanla bastırdılar. Bundan sonra Kürtler direnerek özgür olmak istemekteler! Kürt sol teorisyenler Mazdek’in mağlubiyetini mi? Yoksa Kürtlerin daha çile çekmeden bağımsız kendi öz devletlerini kurma hakkından yana olmalarına karar vermelidirler. Çünkü şu dönemde Kürtlerin dünya sosyalizmini düze çıkarmalarına güçleri yetmeyecektir! Sosyalizm, sosyal adalet, savaşsız bir dünya ancak güçlü devletlerle oluyor. Kürtler ise daha ulusal birliklerini bile oluşturmaktan çok uzaklar! Halkımıza yabancı olan inanç ve yaşam biçimlerini Kürtlere dayatmak Kürt sosyalistlerinin görevi olmasa gerek. Ulusal önderlik yapan sol Kürt örgütleri, güçlerine göre Kürt ulusal hareketinin en önünde olmasalar da, ortada veya arkalarda birlik içinde yer almaları,Kürt halkının hem ümidi hem de yararınadır!..

Bu önümüzdeki dönemde Kürtlerin kaderi KDP ve PKK başta olmak üzere tüm yurtsever örgütlerin dostane ilişki ve dayanışmasına bağlıdır. İki örgütün adlarını belirtmemdeki amaç onların doğru mücadele biçiminden çok Kürtlere düşman olan devletlerin provokasyonlarına yatkınlığında kaynaklanmaktadır. Ayrıca her ikisinin güçlü oluşları, kapıştıklarında Kürdistan’a büyük zarar verecekleri kaçınılmazdır. Provokasyonlara gelmemek sadece bu iki örgüt için değil, doğal olarak tüm yurtsever demokratik Kürt örgütleri bundan sorumludurlar. Kürtlerin birliğini istemeyen egemen sömürgeci güçler, çeşitli provokasyonlarla Kürtlerin kaderini etkileyecek olan bu iki büyük Kürt gücünü birbiriyle çatıştırarak, onları karşı karşıya getirmek istemektedir. Bu kışkırtmaya yatkın yazılar Kürt basınında da ne yazık ki her gün sırıtmaktalar! Sakın ola ki bir daha “Şerê brakujî” kardeş savaşı Kürtler arasında çıkmasın! İşte o zaman sadece iki örgüt bunda zarar görmez! Tüm Kürtler etkilenerek, zarar görüp kaybederler. Hem de hiçbir zaman bu olanakları bir daha Kürtler yakalamamak üzere!..

Kürt partilerinin bir provokasyona geleceğini sanmıyorum. Gerçi Federe Devlet Başkanı Serok Mesud Barzani ve KCK yöneticisi Murad Karayılan açıklamalarında “Kürtleri karşı karşıya getirecek hiçbir güç yoktur! Kürtler artık eski Kürtler değil!” her seslenişte bu sözleri tekrarlayarak diyorlarsa da yine de çok temkinli olmak gerekir!..

Kürtler artık bir çağdaş devlet kurma aşamasına girmişler. Bu devleti şimdiden tanımaya yatkın 60’tan fazla dünya devleti var.

Modern bir Kürt devletini kurma girişimi, birinci dünya savaşı sona erdikten sonra, Güney Kürdistan’da Şeyh Mahmud Berzenci tarafından ilk temeli atılmıştı. O tarihten günümüze kadar Kürtler aktif bir silahlı mücadele içinde halen savaşmaktalar. Kürtlerin devlet kurma girişimleri daha da eski tarihlere dayanır. Kürdistan Kralı Şeyh Mahmud Berzenci’yi modern devlet kurmanın başlangıcı olarak ele alırsak, bu dönem nerde ise yüzyıllık bir zaman dilimine rastlamaktadır. 1916 yılında İngiltere, Fransa arasında yapılan ve Osmanlıların Ortadoğu topraklarının paylaşılmasını öngören gizli bir antlaşmada Kürtlerin kaderi de çizilir. Bir süre sonra16 Mayıs 1916 tarihinde Fransa, İngiltere ve Rusya’nın onayı ile Sykes-Picot Antlaşması imzalanır. 1917 Ekim Devrimi’nden sonra Rusya Sykes-Picot anlaşmasından vazgeçmiş olduğunu ve Lenin bu gizli anlaşmayı dünya kamuoyuna açıklamasıyla Sovyetler Birliği antlaşmadan çekilir.

Bu anlaşmanın yapıldığı yıllarda Osmanlı Devleti yıkılırken Irak’ta yaşayan Kürtler Eylül 1922 tarihi ile Temmuz 1924 tarihleri arasında Kürdistan Krallığı’nı kurmayı başarır. Kral Şeyh Mahmut Berzenci ilk kez Mayıs 1919’da Süleymaniye’ye vali olarak tayin edilir. 10 Ekim 1921 tarihinde Kürdistan’ın Süleymaniye şehrinde bir Kürt hükümeti kurulur. Şeyh Mahmud Berzenci kendisini Kürdistan Kralı olarak ilan eder.

Bölgedeki İngiltere ve Fransa devletlerinin Ortadoğu’yu bölmek, zayıflatmak ve Osmanlı İmparatorluğu’nun yerine yeni devletler kurmak görüşü tamamen gün ışığına çıkar. Diğer yandan da Kürdistan’ı da 4 parçaya bölerek İran, Irak, Türkiye ve Suriye arasında bölüştürmeyi kendi aralarında kararlaştırırlar. 1923’te yapılan Lozan antlaşması ile de Kürdistan’ın zoraki sınırları çizilerek, Kürtlerin statüsüz durumları bugüne kadar sürüp gelir.

İngilizlerin Kürt tarihinde hep kötü rolleri sürüp gelir. Tarihte dünyada ilk kez İngilizler savaş uçakları ile Kürtleri bombalayarak bağımsız Kürdistan Krallığı’nı çökertip, Kürdistan Kralı Şeyh Mahmud Berzenci’yi de yakalayıp Hindistan’ın Bombay şehrine sürgüne gönderirler. Onların bu kötü alışkanlıkları 1925 yıllarında Kuzey Kürdistan’da da Kürtler üzerinde etkili olur. O günden bu güne kadar çok zaman geçti. Kürtler hem savaşmasını, hem de savaşlarda deneyimler kazanmasını öğrendiler. Bundan sonra kendilerinin dışında, Kürtler birbirine çelme takmazlarsa, Kürtlerin özgürlüğe atılan adımlarının önünü kesmeye hiç kimsenin gücü yetmez! Kürdistan’ı aralarında bölen egemen devletlerin emrinde olan Kürt korucu ve ajanların dışında kalan Kürtlerin çoğunluğunun artık özgürlüklerinden vazgeçmeleri mümkün değil. İnsanlarımız özgür ve barış içinde atalarından kalan öz vatanlarında yaşamak istiyorlar. Bu isteklerinin gerçekleşmesinin tek yolu, tüm Kürt örgütlerinin ulusal birliğini oluşturmalarına bağlıdır. Bundan sonra Kürtler arası savaş değil, Kürtler arası diyalog, barış ve dayanışma, Kürtleri özgürlüğe ulaştıracak tek yoldur.

Öyle ise Kürtlerin Ulusal Kongre için ileriye doğru adım atmalarından başka çareleri yoktur!.. Kürdistan Ulusal Kongresi, o aynı zamanda Kürdistan’ın özgürlüğünün de müjdeleyicisi olacaktır!..

Yazının ilk iki bölümü aşağıdadır…

http://rojnameyanewroz2.com/sosyalizmin-babasi-mazdekten-moderniteye-kurtler-ii-11607.html

http://rojnameyanewroz2.com/sosyalizmin-babasi-mazdekten-moderniteye-kurtler-i-11439.html

- Advertisment -

Recent Comments

Verified by MonsterInsights