İtalyan faşisti avladığı küçük balığı kocaman bir balık tuttum diye abartılı gerçekle ilgisi olmayan bir tarzda anlatır da anlatır, politikadan sanata, sosyolojiden ekonomiye, tarihten kültüre kadar bu hastalıklı algı deyim yerinde ise almış başını gider.
Bazı virologlar “aman ha aşıyı yaptır yoksa yarın öleceksin!” diyorlar; diğer taraftan bazı virologlar ve konunun uzmanları “hayır özgürlükleri kısaltacak kadar da değil”; bazıları da “bizi kontrol etmek için bu Covid aşısı yapılıyor” diyorlar.
Komünizmin teorisyenleri F. Engels ve K. Marx kendilerinden önce var olan, denenen, toplumların tarihsel paylaşım, bilgi ve pratik deneylerinden hareketle toplumluları filozofik, tarihsel, sosyolojik, ekonomik açıdan inceleyerek ve içerisinde bulunduğu 19.yy’ın, 1800’lerin olgularından hareketle komünist toplum teorisini geliştirdiler.
14 Ağustos 1993 Kars Digor katliamının yıl dönümü. Türk devletinin koruculuk dayatmalarını pasif bir yürüyüşle protesto etmek için 20’yi aşkın köyden gelen köylüler bir yürüyüş gerçekleştiriyorlar. Hepsi bu kadar! Devlet güçlerinin ateş açması sonucu 5’i çocuk 17 kişi hunharca öldürülmüştü.
Bu yıl gerçekleşen depremlerde dünya genelinde 199 can kaybı yaşanmış bunun 155’i Türkiye’den. Neden hep bizden yana? Nedenlerini Mısır’daki sağır sultanlar dahi biliyor; ama iktidar erki yıllar geçmesine rağmen haberdarsızmış gibi davranıyor çünkü gözle görülür bir önlem yok.
“Dünyada ilk ve en yüksek asgari ücret” vb gazete başlıkları…
Günlük gazeteler böyle başlıklar attılar ama bu paranın Cenevre’de neye
karşılık geldiğini sorgulamadılar ve de irdeleyen olmadı sosyalist ve
antikapitalist gazetelerin dışında.
Fransa ve batı devletleri paranın hakim olduğu, üretimin kar için yapıldığı, zenginlerin bir tarafta fakirlerin diğer tarafta olduğu, işçi sınıfının olduğu, ulusal gelirin önemli bir bölümünü üst kapitalist sınıfın elinde bulundurduğu devletlerdir.