Ana SayfaNIVÎSKARÊNŞark Islahat Raporu

Şark Islahat Raporu

Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri için tıklayın

“1925’te gizlice hazırlanan

Şark Islahat Planı bilinmeden

Kürt meselesi anlaşılmaz…” 

Mehmet Bayrak 

Şark Islahat Raporu 1925 Şeyh Sait İsyanı’ndan sonra oluşturulan Şark Islahat Encümeni tarafından hazırlanan bir rapordur.

Şark Islahat Encümeni Mustafa Kemal tarafından 8 Eylül 1925 tarihinde kurulmuş, başkanlığına İsmet İnönü getirilmiştir. 

Islahat Encümeni Üyeleri Genel Kurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak, Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt, Ticaret Bakanı Ali Cenani, Kazım Özalp, Şükrü Kaya, Abdulhalik Renda, Celal Bayar gibi üst düzey siyasi ve askeri yetkililer bulunuyordu.

Mustafa Kemal’in Cumhurbaşkanı sıfatıyla imzaladığı kararname doğrultusunda imzalanan “Şark Islahat Planı” 24 Eylülde Bakanlar Kuruluna sunularak onaylandı.

Kürt Anayasası olarak kabul edilen 

27 maddelik planın ilk maddesi “Şark” illerinde yürürlükte olan sıkıyönetimin bu planın uygulanması sona erene kadar devam etmesini öngörüyordu.

Kürt halk mücadelesinin bir daha belini doğrultamaması için yürürlüğe konulan bu planın amacı her türlü baskı ve şiddeti uygulamak sürgün ve asimilasyon politikalarını öngörüyordu.

Bu planın ardından 1400 Kürt aile Türk bölgelerine sürgün edilirken, aynı dönemde Kıbrıs, Bulgaristan, Dobruca, Kafkasya’dan gelen Türk ve Çerkez göçmenler sürgün edilen Kürtlerin evlerine ve topraklarına ya da Ermenilerin topraklarına ve evlerine yerleştirildiler.(Alakom, 2011, 116; Çağlayan 2014, 105-117)

Kitlesel sürgünlerin temelini oluşturan Şark Islahat Planı Kürdistan’daki memuriyetlere Kürt memurların tayin edilmemesini de emrediyordu.

Kürtlere kimliklerini unutturmak istiyorlardı. Bunun yolu da anadillerini unutturmaktan geçiyordu. Bundan dolayı anadillerini yasakladılar.

Kürt ulusal kıyafetleri yasaklandı.

* TBMM’ye sunulan Şark Islahat Raporu

– Kürt seçkinlerinin bir yönetim organı olarak ortaya çıkmasını engellemek.

– Hükümetin politikalarını boşa çıkarabileceğine inandığı insanları yeniden yerleştirmek.

– Fırat Nehrinin doğusundaki illeri süresiz sıkıyönetim ile yönetilecek olan Genel Müfettişlik adı verilen idari bir alt bölüm altında yeniden birleştirmek.

– Hem Türkçe olmayan dillerin kullanılmasını hem de Kürtlerin ikinci düzey görevlerde istihdam edilmesini yasaklamak.

– Kürtlerin başka bölgelere yerleştirilmesi için 7 milyon lira sağlanması.

– Kürtlerin çoğunlukta olduğu illeri içeren üç umumi müfettişlik kurulmasını teşvik etmek.

* Şark Islahat Raporu Mimarlarının görüşleri

Türk hukukunun uygulanmadığı da gizli belgelerde açıkça dile getirilmiştir.

– İsmet İnönü, vazifemiz Türk vatanı içinde bulunanları behemehal Türk yapmaktır. Türklere ve Türkçülüğe muhalefet edecek anasırı (unsurları) kesip atacağız. Vatana hizmet edeceklerde arayacağımız evsaf (nitelikler) her şeyden evvel o adamın Türk ve Türkçü olmasıdır.

– Fevzi Çakmak, Türk toplumu içinde Kürtlük eritilmeli, ondan sonra yavaş yavaş Türk hukuku uygulanmalıdır, demiştir.

– Cemal Gürsel, “Sana Kürt diyenin yüzüne tükür” ifadesinin kullanılmasını teşvik etti.

– Mahmut Esat Bozkurt, Türkiye’de Türk ırkından başka hak iddia edebilecek başka bir millet olmadığını, Türk olmayanların ancak kulluk veya kölelik hakkına sahip olacağını söyledi.

– Tevfik Rüştü Aras, Kürtlerin ABD’deki Kızılderililer gibi yok olması fikrini savundu.

– Kazım Karabekir, Kürtlerin aslında asimile edilmiş Türkler olduğunu ve Türklüklerinin hatırlatılması gerektiğini söyledi.

– Abdullah Alpdoğan, Kürtler için “Dağ Türkleri” demiştir.

Sonuç olarak Şarkta (Kürdistan) sömürge politikalarının ve sömürge hukukunun uygulandığını, cumhuriyet dönemi politikalarının Osmanlı Devleti politikalarının devamı olduğu resmi belgelerle kanıtlanmıştır.

Umumi müfettişlikler tarafından yönetilmiş ve anayasada olmayan özel yetkiler verilmiştir.

Şark Islahat Planı hala yürürlüktedir. Umumi müfettişlikler, süper valiler, olağanüstü hal bölgesi, bölge valisi, olağanüstü hal rejimi, sıkıyönetim, özel timler, jitemler,… son olarak kayyumlarla bu rejim devam etmektedir.

Şark Islahat Raporu, zindanlarda aldıkları cezaları bitirip tahliye olmaları gereken Kürt siyasi mahkumların, “tutuklu kalmasında kamu yararı vardır” denilerek serbest bırakılmamalarıdır.

- Advertisment -

Recent Comments

Verified by MonsterInsights