Sinan Çiftyürek / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız
Bir; Geçen bir Mayıs’a oranla daha kalabalık ve canlıydı. Özellikle beyaz tülbentli annelerin ve işçi sendikalarının katılımı dikkat çekici yoğunluktaydı. Sanırım bunda 31 Mart seçim sonuçlarının yani Kürdistan’da ezici çoğunlukla belediyelerin kayyumlardan geri alınarak halkın iradesinin özgürleştirilmesinin birden fazla etkisi oldu, olacak. Örneğin, belediyelerdeki işçilerin “işten atılırım” korkusunu yaşamadan 1 Mayıs’a katıldıkları söylenebilir. Sadece Diyarbakır’da değil her yerde katılımın daha güçlü olmasında siyasal iktidarın oluşturduğu korku duvarında ciddi gediklerin açılmış olmasındandır.
Ayrıca Batı metropollerinin AKP elinden alınmasıyla belediye yönetimlerindeki değişikliği aşan siyasal iktidarın değişiminin de yolunu açmasının yarattığı genel siyasal etkinin rolü olmuştur.
Daha önemlisi açlık grevinde binlerce tutuklunun yaşam tehlikesinin sınırına gelip dayanmalarının yarattığı haklı tepki ve duyarlılıkla başta beyaz tülbentli anneler olmak üzere ölümleri önleme çabalarının da katılımda önemli payı olduğunu belirteyim.
İki; Polisin, kitlenin özellikle annelerin ısrarlı tutumlarına rağmen uzun süre beyaz tülbendi alana almaması ancak üzerinden bir iki saat geçtikten sonra bırakmak zorunda kalması gibi ilginç bir durum yaşandı. Güvenlik güçleri ve esas iktidar, annelerin Beyaz tülbendini neden 1 Mayıs alanlarına almadı, dertleri, sıkıntıları neydi?
Türk iktidar ve güvenlik güçleri, yıllarca sarı-kırmızı-yeşili hedef aldılar öyle ki aynı renkleri taşıyor diye trafik lambalarına bile saldırdılar ama sonra kabullenmek zorunda kaldılar. Şimdi açlık grevindeki çocuklarının ölümlerini engellemek için ellerinde barış simgesi küçük bir beyaz tülbent taşıyan annelerin tülbendine bu korku bu telaş ne? Anlaşılması zor olan bir tepki ve korku!
Üç; Kürdistan Komünist Partisi (KKP) 1 Mayıs alanına gidiyor. Kontrol noktasında, önce KKP’nin Kürtçe yazılmış pankartı “tertip komitesi bize bildirmedi yasak” diyerek almadılar. Sonra Kürdistan Komünist Gençlik Meclisi ve KKP bayrak ve gömlekleri için de farklı ve anlaşılması zor gerekçelerle “Yasak alamayız” dediler! Sonuç epey bir uğraşın ardından KKP gömlek ve bayraklarıyla alana girildi!
Dört; Bir şey daha dikkat çekiciydi; 1 Mayıs alanına Türkiye Komünist Partisi engelsiz girerken, Kürdistan Komünist Partisi (KKP) için “yasak” denilmesi ilginç bir tablo oluşturdu. İki saate yakın süren tartışmalarda farklı farklı gerekçeler söylendi. Örneğin, “listede KKP adı yok, komünist parti ismiyle alana almayız, sizin adınız Yargıtay’ın yayınladığı parti listesinde yok…”! Sonuç, uzun bekleyişin ve ısrarımızın ardından alana ancak KKP’nin gömlek ve bayraklarıyla girebiliyoruz fakat Cîiwanên Cîvata Komunistên Kurdistan’a (CCKK) ait bayrak ve gömlekler olmadan.
Beş; KKP, ülkede ve yurtdışında olduğu her yerde bayrak ve flamalarıyla her yerde Amed benzeri çıkartılan zorluklara rağmen meydanlarda yerini aldı ve 1 Mayıs’a dair mesajlarını işçilere, emekçilere ilan etti.
Sonuç; Her şeye rağmen alanda işçi emekçi kitler, hükümetin başta alın terleri olan Kıdem Tazminatlarının fona devredilerek gasp edilmesi olmak üzere iktidarın işçi, emekçi düşmanı politikalarına karşı tepkilerini dile getirdiler. Kapitalist sömürü düzenini lanetlediler. Açlık grevlerinde tutuklu ve tutuksuz ölüm gibi tehlikeli bir sınıra dayanan insanlarımızın haklı ve sade taleplerine ilişkin başta Adalet Bakanlığı olmak üzere siyasal iktidarın tutumunu eleştiren ve sorumluluğunu yerine getirmeye çağıran sloganlar haykırıldı, masajlar verildi.
1 Mayıs 2019