Lê belê her dem neyaran di nav me Kurdan de rola xwe lêyistine! Hin caran peyayên neyaran heya qiyadeya jor jî diçin û rêxistinan bi dest xwe jî di êxin! Bi dest xwe nêxin jî, lê nahêlin Kurd bibin yek!..
Dibistana Marksîst Li Amedê (Amed’de Marksist Okul)’nin 3 Kasım 2024 tarihinde Amed’de düzenlediği Amed’de Marksizm Günleri 2024 sempozyumuna sunulan tebliğ.
Ev nêzîkî 200 sala ye ku teorî û praktîka sosyalîzmê tê şîrovekirin. Tevgerên sosyalîstî, akademîsyenî, polîtîkvanî, rêxistinên karkerî û navnetewî, kesên hunermend û teorîsyen pirr caran ditin li ser sosyalîzmê pêşkêş kirine.
Ahlaklı ve erdemli bir toplum yaratılarak, bolluk toplumuna ulaşmak bugünden yarına olacak iş değildir, bu bir süreç işidir; önemli olan kervanı yolda dizmektir ve kervan yolla çıkmıştır.
Tüm bunların ışığında daha yaşanabilir ve mahşeri bir yok oluşun olmayacağı bir Dünya için sosyalizmin yeniden değerlendirilmesi ve acil inşaası gereklidir. Yoksa insanın yarattığı kendi basta olmak üzere bütün Dünyanın sonunu getirecek bu sitem insanlığın göreceği son sistem olacaktır.
Yazının ana konusu özü itibariyle dün olduğu gibi bugün de insanlığa, halklara ve doğaya karşı hep pervasızca bir saldırı içinde olan kapitalizm ve neoliberal politikalarıdır. Neoliberalizm bugün sahip olduğu teknolojik araç ve donanımla insanlık ve doğaya daha fazla tahakküm kuracak hale gelmiştir.
27 Aralık 2019'da Çin'in Hubei eyaletinin Wuhan şehrinden başlayıp bütün dünyayı küresel krize sokan Covid-19, vahşi kapitalizmi ve neoliberalizmi adeta insanlık sınavından geçirdi.
Bir hafta arayla ikinci sayı ile sizinle yeniden buluştuğumuz için sevinçliyiz. Bu sayıda da haber, yorum ve yazılarıyla emeği geçenlere teşekkür ederiz.
Dünyanın değişim, dönüşüm süreci o kadar derin ve kapsamlı ki, kapitalist güçler artık bunu ne engelleyebiliyor ne de kendi sınıf çıkarları sınırında tutabiliyorlar, tarihsel akış bütün güçleri aşarak ilerliyor.
Dünyanın ve ülkemizin devrim mücadeleleri incelendiğinde istisnasız olarak gençliğin ciddi öncülükler üstlendiği bir tarihle karşılaşırız. Birçoğu 20’li yaşlarda mücadeleye atılmış, örgütler yaratmış, kimi zaman zindanlarda son bulan kısa süreli yaşamları ardından uzun uzun konuşulan direnişler bırakmış okuduklarını akademi kürsülerinde yer edinmek için değil sınıfının-halkının kavgasında bir mücadele kılavuzu olarak görmüş, bir kere devrimci olmuş ama asla ‘eski devrimci’ olmayıp eskimeyen devrimciler olan gençler…
Latin Amerika’dan Kuzey Afrika ve Avrupa’ya uzanan geniş coğrafyada yani Sudan, Tunus, Mısır, Lübnan, Ürdün, Irak’tan Şili, Ekvator, Haiti’ye ve Katalonya, Romanya, Macaristan, Fransa, Ermenistan, İngiltere’de halkların, işçi emekçilerin isyanını gördük!
Lê belê her dem neyaran di nav me Kurdan de rola xwe lêyistine! Hin caran peyayên neyaran heya qiyadeya jor jî diçin û rêxistinan bi dest xwe jî di êxin! Bi dest xwe nêxin jî, lê nahêlin Kurd bibin yek!..
Kimilerine “oksimoron” gibi gelse de, “Devlet Terörü”, sınıflı sömürü tarihi boyunca iktidarın muhalif sesleri, itirazı bastırıp, yok etmek için yasalarını tekzip eden yöntemlere başvuran uygulamadır.