14 Nisan

Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız

14 Nisan takvim sayfasında bir tarih, insanların hayatlarında bir gün, kimi insanların doğum, ölüm günü olabilir.

Ama bu tarih Kürt halkı için farklı bir anlam ifade ediyor.

Bu gün Kürt halkı açısından, adı Kur’an da geçen, adını Enfal Süresinden alan katil Saddam Hüseyin tarafından gerçekleştirilen Enfal Katliamının 36.yıl dönümüdür.

Enfal Suresi, Kur’an’ın sekizinci suresidir. Sure 75 ayetten oluşur. Sure, ismini ilk ayetinde yer alan ve savaş ganimetleri anlamına gelen el -Enfal kelimesinden almıştır.

Dini anlayışa bakki başkasının toprağını işgal edeceksin adına “FETİH” diyeceksin, başkasının canına kıyacaksın, toplu katliam yapacaksın “bir kişiyi öldüren insanlığı öldürür” diyeceksin, insanların nikahlı karısına, kızına el koyacaksın adına ganimet diyeceksin, kendine helal göreceksin, ardından haramdan söz edeceksin. Ne inanış ama.

Enfal, savaş ganimetleri anlamına gelir. Bu sure Bedir savaşı sonrası inmiştir. Bu surede Bedir savaşı sonrası elde edilen ganimetlerle, bu ganimetin kimler arasında ve nasıl paylaşılacağını konu edinmiştir.

Kendi vatandaşının malını ganimet olarak gören kirli ve rezil çapulcu bir anlayıştır.

Baas rejiminin Güney Kürdistan’da 1988′ de 8 aşamalı olarak gerçekleştirdiği Enfal Katliamı ile Kürt halkını tamamen yok etmeye yönelik bir operasyonlar serisiydi.

Başkan Mesut Barzani Enfal Katliamı’nın 36. yıl dönümünde yayınladığı mesajda “Enfal Katliamı ve Soykırımı Kürdistan’ın tüm bölgelerinde aşamalı ve organize bir şekilde uygulandı. 180 bin masum Kürt vatandaşımız şehit oldu. Kürdistan Bölgesi’ne yönelik kimyasal saldırılar, binlerce köyün tahrip edilmesi, Araplaştırma planları, zorla yerinden edilme, Kürdistan’ın ekonomik, demografik, sosyal ve psikolojik altyapısının yok edilmesi Irak rejiminin halkımıza karşı işlediği diğer suçlardır” ifadelerini kullandı.

Kürt halkına yapılan bu zulüm ve katliamın izleri hala devam etmektedir.

Bir Enfal Katliamı, şehit yakını “Kardeşim canlı canlı toprağa gömüldü. 14 Nisan gelsin istemiyorum, diye feryadını, isyanını dile getiriyordu.

Enfal Katliamı operasyonu dönemin Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’in gözetiminde Baas rejimi tarafından şubat ve eylül ayları arasında sekiz aşamalı olarak gerçekleşmiştir.

Sekiz aşamalı olarak gerçekleştirilen Enfal operasyonlarında 182 bin Kürt tutuklanarak Irak çöllerine götürüldü. Buralarda kazılan çukurlara canlı olarak gömüldüler.

Her ne hikmetse uluslararası toplumdan ve kurumlardan Kürdistan’da Kürtlere karşı işlenen insanlık suçlarına karşı bir ses çıkmıyor. Bugün Irak Ağır Ceza Mahkemesi Enfal katliamını “soykırım”olarak kabul etmesine rağmen Birleşmiş Milletlerin kabul etmemesi düşündürücüdür.

Enfal operasyonları sırasında Kürdistan’ın diğer parçalarının da hiç yabancısı olmadığı 4 bin 500 köy ve 30 ilçe yerle bir edilirken, 180 okul, 300 hastane, 3000 cami, 27 kilise yıkıldı.

Neçirvan Barzani, Enfal Soykırımı için “Irak Ağır Ceza Mahkemesi bu suçu soykırım olarak kabul etti. Irak Federal Hükümeti’nden adaletin yerini bulması için görevini yerine getirmeye davet ediyor ve kurbanlarının ailelerinin her şekilde tanzim edilmesi yönündeki talebimizi yineliyoruz” dedi.

Enfal şehitlerinin naaşlarını arama çalışmalarına sonuna kadar devam edeceklerini ve onları vatan topraklarına kavuşturacaklarını kaydeden Barzani, “Enfal suçunun uluslararası düzeyde soykırım olarak tanınması ve bu tür suçların dünyanın hiçbir yerinde bir daha tekrarlanmaması yönündeki kapsamlı çaba içerisinde olduğumuzu vurguluyoruz” ifadelerini kullandı.

Mesrur Barzani, Enfal Soykırımının yıl dönümünde tüm Kürdistan şehitlerini anarak “Enfal, Kürt halkının bedeninde kapanmaz bir yaradır” dedi.

Tarih Kürtler açısından tekerrürden ibarettir. Enfal şehitlerinin mezar yerlerinin Kürtlerden saklanması, Şeyh Said’in, Seyit Rıza’nın, Saidi Kurdi’nin ve daha binlerce katledilen Kürdün mezar yerleri belli değildir. Kürt halkının şehitlerinin mezar yerlerini dahi göstermeyecek kadar zalim ve zorbadırlar.

Bu utanç tablosunun sorumluları yalnız Kürtleri katledenler değil, Kürdistan’ı önce ikiye daha sonra dört parçaya bölen uluslararası emperyalist güçlerdir.

Not: Nurcan BAYSAL’ın Enfal: “Güzel bir bahar günüydü ama gökten sanki kan yağıyordu.” Enfal katliami ile ilgili okunması gereken önemli bir makaledir.

- Advertisment -

Recent Comments

Verified by MonsterInsights