Ana SayfaGIŞTÎKOBANÊ DAVASI - Tanıklar: "Yargılananlar bizi şiddete çağırmadı, şiddet de olmadı"

KOBANÊ DAVASI – Tanıklar: “Yargılananlar bizi şiddete çağırmadı, şiddet de olmadı”

DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te pek çok yerde gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönemler Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri ve milletvekillerinin de bulunduğu 22’si tutuklu 108 kişinin yargılandığı “Kobanê Davası”nın 10’uncu duruşması, Perşembe, 7’nci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü’ndeki tanıklar dinlenerek sürdü. 

Tutuklu HDP’liler: Tanıklardan önce taleplerimizi dinleyin

Mezopotamya Ajansının haberine göre, tanıkların dinlenmesine başlanmadan önce söz alan tutuklu HDP 24. Dönem Van milletvekili ve MYK üyesi Nazmi Gür, mahkeme başkanını “Tutuklu yargılananların savunma hakkını gasp ediyorsunuz. CMK’yi tanımıyor, usule uymuyorsunuz.” diyerek uyardı. “[Gizli tanık] ABC123’e karşı, müşteki ve tanıklara dair açıklamalarım olacak,” dedi. 

Önceki dönem MYK üyesi Alp Altınörs de “Bu sabah geliyoruz en az 10-15 tanığı sıraya koymuşsunuz. Etkili bir savunma yapılmasını istiyoruz. Bir tweet, üç cümle için bir buçuk yıldır tutukluyorsunuz. Konuşacağız, konuşturmuyorsunuz. Mahkemenizin duruşmayı yönetim yetkisini bizleri susturmak için kullanıyorsunuz. Tanıkları dinlemeyi, müştekiyi araya sıkıştırmak istiyorsunuz. ‘Özgürlük talebi burada dile getirilmesin’ diye müşteki ve tanık dinliyorsunuz.” dedi. 

Mahkeme tanık dinlemeye engel bir durum olmadığını belirterek, tanık ve müştekilerin dinlenmesinin devamına karar verdi.

Mahkeme avukatları da dinlemedi

Avukatlar mahkeme heyetinin kararına itiraz etti. Tanıkların dinlenmesine yönelik bir ara karar kurulmasını istedi. Başkan tüm itirazlara karşın tanık beyanına geçti. İlk olarak Van Savcılığı’ndan SEGBİS’le bağlanan Berfin Ağkaya tanık olarak dinlendi.

Çocuktum, ufacıktım…

Ağkaya, Kobanê protestolarıyla ilgili olarak “Yargılandığım davada suçsuz olduğumuz ortaya çıktı. Onunla ilgili söyleyeceğim birşey yok” dedi. Eylemlere nasıl katıldığının sorulması üzerine Ağkaya, “İsimlerini bilmiyorum ama HDP binalarından kişiler gelmişti. ‘Eğlenceler, halaylar olacak, katılın’, dediler” ifadelerini kullandı. Başkanın tanığın  önceki ifadesinde Kobanê eylemlerini sanal medya üzerinden duyduğunu söylediğini hatırlatması üzerine de Ağkaya, “İkisi de doğrudur. Geçmiş zaman. O zaman çok küçüktüm. Hatırlamıyorum” dedi.

Duruşmaya Edirne’den SEGBİS ile bağlanan tutuklu HDP önceki Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tanığa sorunun “Sosyal medya üzerinden gördüğünü söylüyor. ‘Tweeti okuyarak mı gittin’ diye sormanız lazım. Bu tweetle yola çıkarak, şiddet eylemine katıldın mı?” diye sorulması talebi üzerine tanık,  soruyu “Twitter kullanmıyordum. Okulun önüne HDP bayraklarıyla gelenler vardı. İsim, şahıs olarak tanımıyorum. 16 yaşında bir çocuktum. Eğlence amacıyla katıldım. Sosyal medyada şiddete dair bir şey yoktu” diye yanıtladı. 

HDP’lilerden mesaj almadım

Kocaeli Savcılığı’ndan bağlanan Yılmaz Ekinci tutukluların adlarını  duyduğunu ancak tanımadığını söyledi. Mahkeme başkanının hatırladıklarını anlatmasını istemesi üzerine Ekinci, “Eyleme katılmadım. Devlet Hastanesi’nde zaman geçirdim. O dönemde Muş’taydım. O gün herhangi bir eyleme katılmadım. Çevreden duydum” dedi. Ekinci, aha önce şüpheli sıfatıyla verdiği ifadeyi kabul etti. Ekinci, Muş’un Malazgirt ilçesinde köyde camiden yapılan anonsu duyduğunu ancak köylerine gelen örgüt üyelerini görmediğini belirtti.

Tutuklu siyasetçiler ve yargılanan isimlerin herhangi birinin kendisini eyleme teşvik edip, etmediğine dair soruya da Ekinci, “Hayır, sayın Demirtaş’ın hiçbir etkisi olmadı. HDP’den mesaj gelmedi. Akıllı telefonum yoktu, sosyal medyadan bir şey görmedim” yanıtlarını verdi.

HDP’nin tweetini görmedim, demokratik hakkımı kullandım

Hatay 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nden bağlanan tanık Mehmet Sapar, “Antalya’da 6-8 Ekim olaylarında bir bilgim yok. Türkiye’nin her yerinde demokratik platformlar vardı ve demokratik haklarımızı kullandık” dedi. HDP’nin twitter hesabındaki paylaşımı görmediğini de dile getiren Sapar, “2014 yılında yöneticiydim. Basın açıklamalarına katılıyordum. Olaylar yaşanmadı” diye belirtti.

Açıklamaya katıldım, Anayasal hakkımdır

Didim Savcılığı’ndan bağlanan tanık Kibar Boza, iddianamede ismi okunanların çoğunun eşbaşkanlar olması nedeniyle basından tanıdığını ifade etti. Kobanê olaylarıyla bir ilgisinin olmadığını ve olaylara katılmadığını kaydeden Boza, “Ben HDP üyesiydim. Olaylardan hiçbir şekilde haberim olmadı” dedi. Mahkeme başkanı Boza’nın önceki ifadelerini hatırlatarak HDP tweetini sormakta ısrarcı oldu. Boza, “Basın açıklamasına Anayasal hakkım olarak katıldım ama bunun HDP ile BDP bir alakası yoktu” diye yanıtladı.

Antalya’da emniyetin belirlediği güzergahta eylem yaptık

Antalya Savcılığı’ndan bağlanan tanık Nedime Tunç, “O dönemde IŞİD terörünü protesto etmek amaçlı eylemler vardı. Bir basın açıklaması yapıldı. Sadece HDP değil, emek güçleri ve halk katıldı” açıklamasında bulundu. Eylemin emniyetin bilgisi dahilinde yapıldığını da söyleyen Tunç, “Sorunsuz bir şekilde eylem yaptık. Ara sokaklarda polisler genç arkadaşlarımızı gözaltına aldı. Emniyetin belirlediği güzergahta eylem yaptık” ifadelerini kullandı.

Demirtaş’ın “Suç işlendiğine tanıklık ettiniz mi? Bizim suçlandığımız herhangi bir suçlama ile ilgili bizim azmettiriciliğimiz olup, olmadığı sorulsun” istemi üzerine Tunç  “Taşkınlık olmadı, suç işlenmedi. Kitleye atılan pet şişelerine rağmen yöneticilerimiz olay çıkmasını engelledi. Tutukluların hepsinin tahliyesini talep ediyorum. Hiçbiri bizi suça sevk etmedi”  dedi. Meme kanseri tedavisi gördüğünü aktaran Tunç, “Zorla getirilme kararı olduğu için geldim” dedi.

Halkımız istedi alana indik 

Antalya Savcılığı’ndan bağlanan tanık Neriman Bakır, “Biz IŞİD’i protesto ettik. Kobanê’de kadın katliamı, çocuk kaçırmalarına karşı alanlara indik. O dönemin emniyet amiriyle diyalogdaydık, eylem sırasında hiçbir olay yaşanmadı. Taşkınlık olmadı. Bir şiddet olayına tanıklık etmedim” dedi.

Avukat Mahsuni Karaman’ın dava dosyasındaki suçları sayarak sorduğu “Yargılananlar size veya başkasına bu suçlara dair size talimat verdi mi” sorusuna karşılık olarak da Bakır, “Hayır, kesinlikle vermedi” dedi.

Hiç kimse bize talimat vermedi

Antalya Savcılığı’ndan bağlanan tanık Birgül Aydemir, “IŞİD, Kobanê’ye saldırdığında halk ve sivil toplum örgütleri basın açıklaması yaptı. Eylemde suç işlenmedi. Ara sokaklarda gençlerin gözaltına alındığını duydum” ifadelerini kullandı.

Demirtaş, “Dava Antalya’daki bir açıklamanın davası değil. Biz Kobanê eylemlerinden yargılanmıyoruz. Doğrudan suçları sormanız lazım. Bizim onları herhangi bir şiddete teşvik edip, etmediğinizi sormanız lazım. Hangi olaylar olduğunu sormuyorsunuz” diyerek, tepki gösterdi.

Antalya Savcılığı’ndan bağlanan tanık Sevim Alpar, “Hepsi tahliye olsun, ne yapmışlar sanki” sözleriyle konuşmasına başladı. 6-8 Ekim Kobanê eylemlerine dair Sevim, “IŞİD, Kobanê’ye saldırılıyordu. Basın açıklaması yapıldı ve dağıldık” dedi. Alpar, “Okuma yazmam olmadığı için sorular kafamda kalmıyor. Selahattin Başkan kimseyi öldürmemiz için çağrı yapmadı. Hiç kimse bize talimat vermedi” dedi. 

Polisin gösterdiği yerde basın açıklaması yaptık

Verilen aranın ardından Antalya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinden duruşmaya SEGBİS aracılığıyla bağlanan Abdurrahman Balcı, adı okunan siyasetçileri tanımadığını, yalnızca eşbaşkanları ve milletvekillerini basından tanıdığını ifade etti. Balcı Avukat Cenk Yiğiter’in “O gün olaylarda, basın açıklamasında polisle görüştüğünüzü söylediniz, eylemin sonuna kadar polis refakati geçerli miydi?” sorusuna Balcı, “O gün yapılan basın açıklaması emniyetin kontrolü dahilinde onların verdiği güzergahta yapıldı” dedi.

Kimse zorlamadı kendi irademle basın açıklamasına katıldım

Antalya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nden SEGBİS ile duruşmaya katılan tanık Ahmet Kaya, “İŞİD vahşet zamanında Türkiye’nin birçok yerinde Kobanê için eylemler gerçekleşti. Antalya’da emniyetin bilgisi dahilinde yaptığımız basın açıklamalarına kendi iradem, toplumsal duyarlılığım ve demokratik haklarım gereği katıldım. Kimsenin zoruyla katılmadım.” dedi. 

Antalya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi salonundan SEGBİS ile bağlanan tanık Mustafa Beyazdaş da “Bir yürüyüş yaptık, demokratik bir şekilde eylemimizi gerçekleştirdik ve ardından dağıldık” dedi. 

Hakkımız olan yürüyüşü yaptık 

Antalya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi salonundan SEGBİS ile duruşmaya katılan tanık Nazmi Kahraman, “DAİŞ’in barbar bir örgüt olduğunu tüm dünya biliyor ve Kobanê sürecinde Türkiye genelinde demokratik bir hakkımız olan basın açıklamaları ve yürüyüşler yaptık. Bu açıklama ve yürüyüşlerde birine zarar verecek, mala zarar verecek herhangi bir talimat söz konusu değildir.” dedi. Soru üzerine “HDP yöneticilerinin bana gelen bir mesajında  polisten izin alınarak açıklama yapılacağı yazıyordu. HDP’den şiddet içerikli bir mesaj gelmedi. Sadece demokratik bir çağrıydı” dedi.

Faili belli olmayan iddianame 

Söz alan Selahattin Demirtaş’ın avukatı Muhittin Metin Kaya, “Kobanê Davası’nı açığa kavuşturmak için kendi görüş ve düşüncelerimizi bir kenara bırakıp, iddianamede isnat edilen suçların oluşup, oluşmadığının tespit edilmesi gerekir. Savcı suçu gerçekleştiren failleri araştırmadan iştirak kurallarına aykırı bir soruşturma düzenlemiştir. Azmettiricilerin sınıflandırılması gerekir. Faili olmayan ceza davasının yürütülmesine imkan yoktur. Failler ve azmettiricilerin birlikte yargılanması gerekir. Fakat iddianamede fail belli değil. Azmettiricilere ceza verilebilmesi için önce öldürmeye katılan faillerin bulunarak, cezalandırılması ve bu ceza maddesiyle azmettirenlerin cezalandırılması gerekir. Faili olmayan bir olayda azmettirenden bahsedilemez, ceza davası açılamaz” ifadelerini kullandı.

Devleti kayırmak, vatandaştan üstün tutmak çağdışı bir uygulamadır

4 bin 743 adet farklı ve failsiz suçun 6 yıl bekletilmesinin Türk Ceza Kanunu’na aykırı olduğunu da savunan Kaya, “6 yıl biriken binlerce suçu toplayıp, failleri araştırılmadan toplumun bir kesiminin yargılanması eşitlik ilkesine aykırıdır. Fail ve suçu belli olmadan iddianame savcısı ağırlaştırılmış müebbet cezası verilmesini istemiştir. Savcının buna yetkisi yoktur. Önce failleri bulup, cezalandırıp ve bu cezaları sonra azmettirenlere uygulaması gerekirken, kendi keyfiliği ile bu cezaları istemesi TCK’ye aykırıdır. Somut deliller olması gerekirken, soyut kavramlarla ağırlaştırılmış müebbet ceza talebi TCK’ye, AYM’ye, AİHS’e aykırıdır. Düşünce alanlarının sınırlarını devlet tayin etmemelidir. Devleti kayırmak, vatandaştan üstün tutmak çağdışı bir uygulamadır. İddianamede yer alan tüm isimlerin hakkında beraat kararı verilmesi gerekir” dedi.

Duruşmaya bugün devam edilecek. (AEK) BİANET

Kobane davası Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla 7 ilde 82 kişi hakkında gözaltı kararı verilen Kobani eylemlerine ilişkin operasyon kapsamında akademisyen Cihan Erdal, Prof. Dr. Beyza Üstün ve Can Memiş de 25 Eylül 2020 Cuma günü gözaltına alındı. Kanada’daki Carleton Üniversitesi’nde doktora öğrencisi olan Erdal, tez araştırması kapsamında İstanbul’daydı. 2 Ekim 2020 Cuma günü Cihan Erdal HDP’nin gözaltına alınan eski MYK üyelerinin de aralarında olduğu 17 kişiyle birlikte tutuklandı. Soruşturma kapsamında toplamda 108 kişi için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçlarını Soruşturma Bürosunca iddianame hazırlandı ve Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi, hazırlanan Kobani iddianamesini kabul etti. İddianamede 27’si tutuklu, 6’sı hakkında adli kontrol kararı, 75’i hakkında da yakalama kararı bulunan 108 kişi için 38’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Ceza istenenler arasında HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da bulunuyor. İddianame, AİHM Büyük Daire’nin 22 Aralık 2020’de Demirtaş için verdiği “Derhal tahliye edilsin” kararından sekiz gün sonra, 30 Aralık 2020’de hazırlanmıştı. İddianameden İddianamede şu suçlamalara yer verildi: “Sanıkların terör olaylarını, başlamasında ve devamında sorumlu düzeyde organize etmeleri, örgütün talimat bütünlüğü içinde şiddetli sokak olayları şeklinde ülke geneline yayıp terör olaylarına kitlesel boyut kazandırmak için örgüte müzahir taban kitleye talimatlar vermiş olmaları, talimat aldıkları kişilerin örgüt içi pozisyonları, teşhis beyanlarının içeriği, talimatların uygulanış biçimleri ve iletildiği muhatapları, olaylarda inisiyatif almaları, ısrarlı şekilde kararları uygulama biçimleri, örgütün amaçları doğrultusunda aldıkları sorumlulukların ağırlıkları, olayları sorumlu düzeyde organize ettikleri anlaşılmıştır. “Şüpheliler hakkında örgüt adına bu yönde faaliyetler yürüttüklerine ilişkin yapılan diğer tüm tespitler birlikte dikkate alındığında, şüphelilerin PKK/KCK silahlı terör örgütünün sözde yöneticisi olarak kabul edilmeleri gerektiği, bu kabulün sonucu olarak TCK’nın 220/5. maddesi gereğince örgütün faaliyeti çerçevesinde işlendiği belirlenen bütün suçlardan bu madde gereğince ayrıca sorumlu oldukları tespit edilmiştir.” Suçlamalar Olay tarihlerinde ülke genelindeki tüm eylemlerden sorumlu tutulan 108 kişiye yöneltilen suçlamalar şöyle: Birer kez “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma”, 37’şer kez “insan öldürme”, 31’er kez “insan öldürmeye teşebbüs”, 24’er kez “yağma”, 38’er kez “alıkoyma”, 1750’şer kez “alıkoymaya teşebbüs”, 397’şer kez “yakarak mala zarar verme”, 1060’ar kez “kamu malına zarar verme”, 503’er kez “yakarak kamu malına zarar verme”, 53’er kez “iş yeri dokunulmazlığını ihlal”, 294’er kez “geceleyin iş yeri dokunulmazlığını ihlal”, 26’şar kez “geceleyin açıktan hırsızlık”, 20’şer kez “açıktan hırsızlık”, 114’er kez “hırsızlık”, 272’şer kez “geceleyin hırsızlık”, 5’er kez “basit yaralama”, 43’er kez “silahla basit yaralama”, 264’er kez “kamu görevlisini silahla basit yaralama”, 7’şer kez “kamu görevlisini kasten basit yaralama”, birer kez “kemik kırığı oluşacak şekilde kasten silahla yaralama”, birer kez “kamu görevlisini kemik kırığı oluşacak şekilde kasten silahla yaralama”, 78’er kez “silahla kasten yaralama”, 51’er kez “kamu görevlisini silahla yaralama”, 3’er kez “iş ve çalışma hürriyetinin ihlali”, 4’er kez “ibadethanelere zarar verme”, birer kez “düşük yapmaya neden olma”, 24’er kez “bayrak yakma”, 25’er kez “5816 sayılı yasaya muhalefet” ve “suç işlemeye tahrik etmek”. Sanıklar Figen Yüksekdağ, Sebahat Tuncel, Selahattin Demirtaş, Selma Irmak, Sırrı Süreyya Önder, Gülfer Akkaya, Gülser Yıldırım, Gültan Kışanak, Ahmet Türk, Ali Ürküt, Alp Altınörs, Altan Tan, Ayhan Bilgen, Nazmi Gür, Ayla Akat Ata, Aysel Tuğluk, İbrahim Binici, Ayşe Yağcı, Nezir Çakan, Pervin Oduncu, Meryem Adıbelli, Mesut Bağcık, Bircan Yorulmaz, Bülent Barmaksız, Can Memiş, Cihan Erdal, Berfin Özgü Köse, Günay Kubilay, Dilek Yağlı, Emine Ayna, Emine Beyza Üstün, Mehmet Hatip Dicle, Ertuğrul Kürkçü, Yurdusev Özsökmenler, Arife Köse, Ayfer Kordu, Aynur Aşan, Ayşe Tonğuç, Azime Yılmaz, Bayram Yılmaz, Bergüzar Dumlu, Cemil Bayık, Ceylan Bağrıyanık, Cihan Ekin, Demir Çelik, Duran Kalkan, Elif Yıldırım, Emine Tekas, Emine Temel, Emrullah Cin, Engin Karaaslan, Enver Güngör, Ercan Arslan, Fatma Şenpınar, Fehman Hüseyin, Ferhat Aksu, Filis Arslan, Filiz Duman, Gönül Tepe, Gülseren Törün, Gülten Alataş, Gülüşan Eksen, Gülüzar Tural, Güzel İmecik, Hacire Ateş, Hatice Altınışık, Hülya Oran, İsmail Özden, İsmail Şengül, Kamuran Yüksek, Layika Gültekin, Leyla Söğüt Aydeniz, Mahmut Dora, Mazhar Öztürk, Mazlum Tekdağ, Abdulselam Demirkıran, Mehmet Taş, Mehmet Tören, Menafi Bayazit, Mızgın Arı, Murat Karayılan, Mustafa Karasu, Muzaffer Ayata, Nazlı Taşpınar, Neşe Baltaş, Nihal Ay, Nuriye Kesbir, Remzi Kartal, Rıza Altun, Ruken Karagöz, Sabiha Onar, Sabri Ok, Salih Akdoğan, Salih Müslüm Muhammed, Salman Kurtulan, Sara Aktaş, Sibel Akdeniz, Şenay Oruç, Ünal Ahmet Çelen, Yahya Figan, Yasemin Becerekli, Yusuf Koyuncu, Yüksel Baran, Zeki Çelik, Zeynep Karaman, Zeynep Ölbeci, Zübeyir Aydar.
- Advertisment -

Recent Comments

Verified by MonsterInsights