YSİ 8. sayısı hazırlanırken siyasi gündem gerek Kürdistan’da gerekse Türkiye ve Dünya’da bir hayli yoğun. Savaşın ağırlaştığı Suriye Libya hattı… Covit-19’un toplum ve birey üzerine devam eden kuşatıcılığı… Kürt demokratik siyasetine yoğunlaşan baskı, gözaltılar ve işkence, demokratik bir mevzi olarak DTK’nın hukuk dışı basılarak kapısının mühürlenmesi… Kürdistan Bölgesel Yönetiminin Kuzeyden ve Doğudan çapraz ateş altına alınması;.. Rojava’da ulusal birlik gibi olumlu adımların yanı sıra kentlerimizde aralıksız sürdürülen demografik değişim, katliamlar ve mülkiyete el koymalar… Baro meselesi… Sivas katliamı yıldönümü… Mevsimlik tarım işçilerinin artan trafik cinayetleri….
Yurtsever Sosyalist İşçi – 8 / PDF – Editör
Ve de “Milli ve yerliyim” diyen Cumhur İttifakının; Philips Morris, British American Tobacco gibi Küresel sigara kartelleri ile onların Türkiye’deki işbirlikçileri tacir-tüccarların baskısıyla Meclise taşınan tütün yasasının 1 Temmuz 2020 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmesi. Böylece tütün ile geçimini sağlayan milyonlarca emekçinin geleceği karartıldı. Bütün bu siyasi gelişmeler işçi sınıfının ve siyasetinin meseleleridir takip edip tutum alacağız. Sivas katliamının yıldönümünde yaşamını yitirenleri saygıyla anarken katliamı lanetliyoruz!
İşçi sınıfın günlük ekonomik, sosyal yaşamını doğrudan ilgilendiren önemli gelişmeler yaşanıyor. Tensikatlar ile hızla büyüyen işsizlik, açlık ve işsizliğin tetiklediği işçi intiharları, AKP iktidarının, işçilerin alınteri, göznuru ve kendisinin, çocuğunun gelecek sigortası olan kıdem tazminatına el koymak hedef ve planı. AKP, işçinin birikimi olan kıdem tazminatına el koymaktan vazgeçmiyor. Çünkü Bütçe açığını işçinin biriken tazminatına el koyarak kapatmak istiyor. Bunu 6-7 ay önce Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak “yakında bütçe açığını sıfırlayacağız” diyerek adeta adrese teslim kamuoyuyla paylaşmıştı.
Son günlerde Kıdeme el koyma yeniden gündeme taşınınca, farklı sendikalardan ve görüşten işçiler hep bir ağızdan “Kıdem Tazminatı kırmızıçizgimizdir dokunma” diyerek ortak tepki verdiler. Bunun üzerine sendikalar özellikle de TÜRK-İŞ gibi devlet refleksli hareket eden sendikalar bile 81 ilde tepki verdiler. Hatta “tasarı geri çekilmezse genel greve gideriz” tehdidiyle AKP iktidarını uyardılar. Bu uyarı üzerine İktidar bir kez daha geri adım atmış görünüyor ama ilk fırsatta yeniden gündeme taşıyacaktır. İşçi sınıfının tetikte olup iktidarın adım atmasını beklemeden birleşik işçi eylemleriyle mücadelesini sürdürmesi lazım.
Bu sayıda yazan yazarlarımız da işçi sınıfının sorunlarla yüklü gündemini farklı açılardan ele aldılar. Bunları bir iki cümle ile özetlemek gerekirse:
Enver Şen yazısında, “Korona eşitlikçi bir virüs fakir-zengin, kadın-erkek, genç-yaşlı ayırmıyor” iddiasının yalan olup gerçekleri yansıtmadığını mevsimlik tarım işçileri pratiği üzerinden ele alıyor. Avrupa özellikle Romanya, Bulgaristan, Almanya ve Türkiye’yi irdeliyor.
Yaşar Kazıcı, yazısında “kalkan, pençe” adıyla başta Kürdistan parçalarına yapılan sınır ötesi askeri harekât ve işgallerin “Savaş harcamalarının artması, vergiler, özelleştirmeler, fonların tüketilmesi olarak dönüyor akabinde işsizlik de bozulan ekonominin bir yansıması olarak artık geniş işsizlik tanımıyla karşımıza çıkıyor” diyerek işçi sınıfına yansıyan ağır ekonomik, sosyal faturasını ele alıyor.
Hurşit Kaşıkkırmaz yazısında “Sınır İşçiliği” gibi özgün bir konuyu işliyor. Sınır veya komşu ülkelere iş bulmak ve daha iyi ücret için giden sınır işçilerinin, uzak yerlere işe gidip gelmenin zorlukları, gümrükteki uzun bekleyişler, ücret problemi ve önemlisi yüzleştikleri ırkçı yabancı düşmanlığı gibi sorunları İtalyan-İsviçre-Avrupa üzerinden genel olarak irdeliyor.
Mustafa Korkmaz iki ayrı yazı iletti bu sayıya. İlki “emek göçü ve ölüm mevsimi” başlığıyla mevsimlik tarım işçilerinin ekonomik, sosyal sorunlarını özellikle yollarda yeniden tekrarlanan trafik cinayetlerini ve de en önemlisi örgütsüzlüklerini ele alıyor. İkinci yazısında ise “Kapitalistlerin sinsi oyunları-3” dizi yazısının 3. bölümünde kendisinin ve yakın çalışma arkadaşlarının Adıyaman TPAO’da ki deneyimleri üzerinde “sinsi oyunları” işliyor.
Yusuf Özbey ise, güncel bir konu olarak Mecliste geçen tütün yasasını, bu yasanın kimlerin baskısıyla alındığını ve kime hizmet ettiğini, milyonarca tütün üreticisinin yaşamını nasıl olumsuz etkileyeceğini işliyor.
Gelecek sayımızda görüşmek üzere.
Tüm sayıların PDF formatı için aşağıdaki bağlantılara tıklayın
