Ana SayfaNIVÎSKARÊNBölünme paranoyasının sonuçları: Yer isimlerinin değiştirilmesi

Bölünme paranoyasının sonuçları: Yer isimlerinin değiştirilmesi

Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız

Yerleşim yerlerinin isimlerinin değiştirilmesi politikası Osmanlı İmparatorluğunun son yıllarında yaşanmaya başlandı ve cumhuriyet döneminde katmerleşerek devam ettirildi. Bir yerleşim yerinde birden çok kültür yaşamış, o yerleşim yerine verilen isimler birçok kültürden damıtılarak gelen içinde bir medeniyet, kültür, tarih, coğrafyanın izini taşıyan kaç asırlık isimlerdir ve bir gecede değiştirile biliniyor. Bu bir tarih, medeniyet, kültür düşmanlığıdır. Ülkede yaşanan bu ve buna benzer bütün yanlışların altında ulus devletin bölünme paranoyası yatmaktadır.

Değiştirilen isimler daha çok Arapça, Kürtçe, Bulgarca, Ermenice, Gürcüce, Lazca, Süryanice, Yunanca, Zazaca dillerindendi. Çünkü bu yerleşim yerlerinde genelde bu halklardan insanlar yaşardı.

Enver Paşa 1916’da verdiği bir emirle Müslüman olmayan halkların dillerine ait tüm yer isimlerinin değiştirilmesini istemiştir. Kürtler Müslüman oldukları için Kürt coğrafyasındaki isimlere fazla dokunulmamıştır. Ogün İttihat Terakki’nin içerisinde Kürtlerde vardı. Kürtler sisteme göre o günün koşullarında tehlike arz etmiyorlardı.

Demokrat Parti döneminde (1940-1950) anlamları güzel çağrışımlar uyandırmayan (At Kafası Köyü, Hırsız Pınarı, Deliler, Şeytan Abat) gibi isimler, kızıl, çan, kilise (Kızıl Çam, Kırk Kilise, Kızıl Kilise) gibi Hıristiyanlığı çağrıştıran yer isimleri, Arap, Kürt, Çerkes, Gürcü, Muhacir gibi isimler bölücülüğe meydan vermemek gerekçesiyle değiştirildiler.

1927’de İstanbul’da Türkçe olmayan 6.215 meydan, cadde, sokak gibi yerlerin isimleri değiştirildi.

Ad Değiştirme İhtisas Kurulu 1952’de kuruldu ve içişleri bakanlığına bağlandı. Bu kurula herhangi bir belediye sınırında kalan cadde, sokak, park, meydan yol gibi yerler hariç tüm yer isimlerini değiştirebilme yetkisi verildi. Bu kurul 12.211 köy ve kasaba ismi, 4000 dağ, nehir ve diğer topografik isim dahil olmak üzere 28.000 civarında yer ismi değiştirmiştir.

1968’de İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan ve değişen köy isimlerini listeleyen ”Köylerimiz” adlı kitabın önsözünde değişiklikler şu şekilde açıklanır. Yabancı kökten geldiği anlaşılan ve iltibasa yol açtığı tespit olunan, yaklaşık olarak 12.000 köy adı Bakanlığımız İller İdaresi Genel Müdürlüğünde çalışan “Yabancı Adlar Değiştirme Komisyonu” tarafından incelenerek Türkçe adlarla değiştirilmiş ve kullanma alanına konmuştur.

Dil Bilimci Sevan Nişanyan’ın belirttiğine göre Yunanca 4200, Kürtçe 4000, Ermenice 3600, Arapça 750, Süryanice 400, Gürcüce 300, Lazca 200 diğer dillerde 50 yer ismi değiştirilmiştir.

Zaman zaman siyasetçiler gittikleri seçim bölgelerindeki konuşmalarında bulundukları yerleşim yerlerinin önceki (yasaklanmış) isimlerini kullanmışlardır. Abdullah Gül Güroymak ilçesindeki konuşmasında ilçenin yerel yasaklı ismi olan “Norşin”i kullanmıştır. Recep Tayyip Erdoğan Güneysu ilçesinin önceki yerel ismi olan “Potamya”yı kullanmıştır.

Türkiye’de coğrafi isimler resmiyette değişmiş olsalar da asıl isimleri ülke genelinde yerel lehçelerde ve dillerinde kullanılmaya devam etmektedir. Amed, Dersim, Rıha gibi.

1978’e kadar çalışan Ad Değiştirme İhtisas Kurulu çalışmaları sonucunda köy isimlerinin %35’ini değiştirdi. 12 Eylül askeri darbeden sonra 1983’te komisyon yeniden oluşturuldu. 280 köyün ismi daha değiştirildi. Nihayet bu kurulun işi bitmişti. Bu kurul 1985’ te gereksiz ve verimsiz görülerek kapatıldı.

Türkiye 21 yüzyılın başlarında AB’ye üye olmaya çalıştığı ve AB uyum kriterlerine uyum sağlama çabalarından dolayı merkezi yönetimlerin ve yerel yönetimlerin yer isimlerini değiştirme hızlarında ciddi anlamda düşüşler oldu. AB kriterlerine uyum ve bazı hukuki başvurmalardan dolayı başta Kürtçe, Zazaca, Lazca olmak üzere bazı eski isimler iade edildi.

Türkiye uluslararası resmi yazışmalarda İngilizce olan “Turkey” isminin Türkiye olarak değiştirilmesi için BM’ye müracaat etti. BM İngilizce “Turkey” olarak geçen ismini Türkiye olarak değiştirdi. Burada bir empati kurmak gerekmez mi. Diğer halklara ait asırlık yerleşim yerleri isimlerini keyfi olarak değiştirmek hakkını nasıl kendinizde görüyorsunuz. Bu isim değişiklikleri sizin antidemokratik yasalarınıza göre yasal olabilir ama uluslararası hukuka göre suçtur. Ahlaki ve vicdani değildir.

- Advertisment -

Recent Comments

Verified by MonsterInsights