Ana SayfaNIVÎSKARÊNAşiretlerin Kürt sosyal yaşamındaki yeri ve işlevi

Aşiretlerin Kürt sosyal yaşamındaki yeri ve işlevi

Mehmet Uçar / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız

AŞİRET NEDİR?

Aynı dil, kültür, gelenek ve göreneklere sahip birçok sülalenin bir araya gelerek oluşturdukları toplumsal yapıya aşiret diyoruz. Aşirete mensup aileler arasında köken, ekonomi, din/inanış, kan bağı ve evlilik bağı olan göçebe ya da yerleşik bir yaşam sürdürürler.

Aşiretlerin gelir kaynağı hayvancılıktır.

Çok yakın zamana kadar aşiretler dışarıya (başka aşirete) kız vermez; dışarıdan kız almazlardı. Bu kendine özgü katı tutumun nedeni aşiret bağını daha da güçlendirmek ve dayanışmayı daha da etkin kılma düşüncesinden kaynaklanıyordu.

AŞİRET EVLİLİKLERİNDE BERDEL NEDİR?

Berdel, başka hiçbir toplum ya da toplulukta pek rastlanmayan, ilk bakışta: Pek feodal, “akla zarar” niteliğinde kabul etmemiz gereken, Kürt aşiretlerine özgü tipik bir evlilik kurma ya da evlendirme yöntemidir. Sosyal ve psikolojik nedenlerini analiz etmek toplum bilimcilerinin işi olsun diyelim. Konuyu ayrıntılarıyla yetkin uzmanlarına bırakalım.

Bir başka ilginç evlenme veya evlendirme biçimi de berdeldir. Berdel, çok eski geleneklerden kaynaklanan karşılıklı “kız değiştirme” yöntemi ve esasına dayanan evlilik biçimidir. Aynı aşiret içinde yaşayan iki ailenin kızlarını karşı tarafın erkeğine vermesi ve karşı ailenin kızlarını kendi erkek çocuklarına alması şeklindeki evliliğin adı BERDEL olarak adlandırılmıştır. Karşılıklı kız alıp verme de kız çocuklarının genellikle rızası alınmaz; aile nasıl uygun görmüşse kız o karara gözü kapalı uymak zorunda kalır.

KAN DAVALARINDA KİRVELİK VEYA KIZ VERME

Aşiretler arasında veya aşiret bireyleri arasında şu ya da bu nedenle meydana gelen kan davalarının barışla sonlandırılması için Kürt geleneklerinde özel bir öneme sahip “kirvelik” kurumu devreye girer. Aralarında husumet olan ailelerin barışması, yeniden kaynaşmaları için sünnet edilecek erkek çocukları, aralarında husumet olan karşı aileden birine kirvelik teklif edilir ve erkek çocuk kirve olarak kabul edilen kişinin kucağında sünnet ettirilir. Ancak, şunu belirtmeden geçmek olmaz: Kirve olarak kabul edilen aileden kız alınmaz; o aileye kız verilmez. Gelenek ve töreye göre, “kirvelik iki başlıdır”, yani iki taraf ömür boyu birbirine kirve olacaktır ve kirve olarak kalır. Bu sayede kan davası gütmek sonlandırılmış olur.

Aralarında özellikle kan davası çıkmış -araya hatırı sayılır kişilerin girmesiyle- ailelerin barışması, bir daha kan davası gütmemek amacıyla cinayet işleyen aile mağdur olan aileye kız verir. Kız, karşı tarafın genç oğluyla evlendirilir. Böylelikle husumet sona erdirilmiş ve kan davası gütme işi de bitmiş olur.

Her iki evlilik biçimi de “evlendirilen kız” çoğu kez evlendiği kişinin yüzünü zifaf gecesi görür. Günümüzde bu geleneğin hala belli ölçüde, bazı aşiret topluluklarında devam ettiğini belirtmek gerekiyor.

Aşiret bireyleri ya da karşılıklı sorun yaşayan iki aşiret arasında küçük veya büyük çaplı kavga çıktığında, taraflardan bir kadının araya girip baş örtüsünü kavga eden tarafların arasına atmasıyla birlikte kavga sona erer. Kürt dilinde bu geleneğe: “Kıtan reşandın” (baş örtüsünü araya serpmek) adı verilir. Kürt aşiret yapılanmasında kadına verilen değer burada ortaya çıkmaktadır. Onlarca, yüzlerce kişinin sonlandıramadığı, belki de çok üzücü sonuçlara varacak kavgayı kadının araya girmesiyle sona erer.

AŞİRETLERİN SOSYAL YAŞAMDAKİ YERİ

Şu gerçeği herkes kabul eder ki: Belli bir hiyerarşi içinde örgütlenmiş topluluklar, örgütlenmemiş topluluklara göre varlıklarını daha uzun süre devam etme şansına sahiptirler. Bu gerçeklik bütün sosyal yaşam içinde bireysel olarak yaşayanlar için de geçerlidir. Örgütlülük beraberinde toplumsal kaynaşmayı ve dayanışmayı getirir.

Binlerce yıl boyunca Kürt coğrafyasında yaşayan Kürtler, kendilerine göre tipik aşiret biçimi örgütlenmeyi geliştirmişlerdir. Aşiret yapılanması aşiret bireylerinin ve aşiretin bir bütün olarak varlıklarını tarihi süreç içinde korumaları ve devam ettirmesinde çok önemli rol oynamıştır.

İnsanlar: Üzerinde yaşadıkları coğrafyadan kaynaklanan doğa şartlarının zor olması, dışarıdan gelecek baskıları (komşu aşiretler ya da merkezi otoritenin), bireysel olarak tek başına göğüslemelerinin imkansızlığı karşısında aşiret yapılanmasını geliştirmiş ve iç dayanışma ruhuyla ancak öyle ayakta kalabilme şansını elde etmişlerdir. Ve bu durum binlerce yıl devam edegelmiştir.

Kişilerin tek başına altından kalkamayacağı güvenlik, korunma gibi konularda içten dışa doğru dayanışma, birlikte hareket etme zorunluluğunu dayatmıştır.

Aşiret yapılanmasında “bilinçli kişilik” yoktur. Onun yerine başta aşiret lideri olmak üzere, bütün aşiret bireyleri gelenek ve göreneklere dayalı ortak bir noktada hareket ederler.  Gücü elinde tutan ağa ya da aşiret lideri “üst” değil; efendidir. Aşiret liderine itaat, atalarının kendilerine miras olarak bıraktığı gelenek ve göreneklere dayanır.  Aşiret reisine saygı duymakla birlikte, asıl olan gelenek ve göreneklere sıkı sıkıya bağlı olmaktır.

Üzüntüde, tasada, sevinçte aynı kaderi paylaşma yolunu seçmiş aşiret yapılanması günümüzde belli ölçüde devam etmekte ve varlığını sürdürmektedir. Kürt aşiret yapılanması, uzun yıllara dayanan gelenek ve göreneklerin, toplumsal ilişkilerin biçimlendiği, kendine özgü sosyal bir yaşam tarzıdır.

Aşiret yapılanması: Dil, kültür, din/inanış, gelenek ve göreneklerin zamanımıza kadar erimeden, kaybolmadan taşınmasına önemli katkı sunmuştur. Kendi içinde dayanışmanın, ortak hareket etmenin, yardımlaşmanın en güzel örneklerini aşiret yapılanmasında görüyoruz. Aşiret yapılanmasının “dışarıya kapalı” olması, kendi kendini hapsetmesi nedeniyle de aşiretler arasında “milli birlik ve beraberlik” ruhunun gelişmesine ise ne yazık ki hiç katkısı olmamıştır/olamamıştır.

30 Ocak 2024

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
- Advertisment -

Recent Comments

Verified by MonsterInsights