Cizre’deki vahşet bodrumları da yıkıldı…
Cizre’de, yüzlerce insanın yakılarak katledildiği bodrum katlarının bulunduğu bina ve sokaklar artık yok. Kürtlerin toplumsal belleğinde önemli bir yer tutan bodrumlar, sadece taş, beton ve demirden ibaret görülemez.
“Şu an ölümü bekliyoruz. Bu binanın çökmesiyle insanlık da bu bodrumun altında kalacak. Yarın öbür gün bunun hesabını tarihe nasıl vereceklerini de onlar hesap etsin. Cizre halkı 60 gündür soğuğa rağmen, açlığa rağmen, susuzluğa rağmen diz çökmedi. Onun için kalan insanların bizimle gurur duyması lazım. Ama şu anda Cizre’de bir vahşet uygulanıyor, Cizre’de bir katliam uygulanıyor. Ama biz diz çökmeyeceğiz…” demişti son sözlerinde Mehmet Tunç. Yoldaşlarıyla birlikte, herkesin kör sağır olduğu bir zamanda henüz katledilmemişlerdi.
Cizre’de, yüzlerce insanın yakılarak katledildiği bodrum katlarının bulunduğu bina ve sokaklar artık yok. Kürtlerin toplumsal belleğinde önemli bir yer tutan bodrumlar, sadece taş, beton ve demirden ibaret görülemez.
Bu bodrumlar büyük bir katliamın gerçekleştirildiği, genç, çocuk, kadın demeden insanların diri diri yakıldığı mekanlar. Özgürlük mücadelelerinde bu alanlar hatırlama ve hesap sorma açısından kıble konumdadır.
Bellek, bireysel değil toplumsal bir karakter taşır. Cizre’de bizim için bu minvaldedir.
Aslında bütün yaşamımız bu anlarda saklıdır. Geçmişte gelecekte buradadır. O bina ve sokakların yıkılması Cizre’de insanların yakıldığı hakikatini değiştirmeyecek. İdil’de, “Cizre’de insanlar yakıldı diyen” küçük çocuklar, bir gün yapışacak yakalarına katillerin.
Muktedirler, ezilenlerin, kendi bağımsız öz mücadele deneyimlerine dayalı kolektif ve canlı bir belleğe sahip olmalarına asla tahammül etmezler. Buraların cisimleştiği mekan ve simgelere saldırır yok etmeye çalışırlar.
Gerilla mezarlarını yıkıp, yok etmek istemeleri, özellikle simgesel alanları yasaklayıp, anma yapılmasını engellemeleri gibi çeşitli biçimlerde toplumsal hafıza açısından önemli alanları sürekli yok etme çabasındalar.
Cizre’de de geçmişin izlerini silip, yaşanmamış sayarak, unutturmak istiyorlar. Biz katlettik; ama siz unutun ve bunun travmasıyla yaşayın mantalitesindeler.
Nietzsche, “İnsan önce acı olanı hatırlar” der. Bizim acı anlarımız, aynı zaman da özgürlük ve güzelliğe giden uzun yolumuzun köşe taşlarıdır. Çünkü egemenler unutturarak da kendilerini var etmeye çalışırlar.
En son Antep’te patlatılan o bomba ve ölen onlarca çocuk. Patlayan bombanın, parçalanan onlarca çocuk bedenin yasını hangimiz kaç gün tuttuk? Kaç gün bu konuyu konuştuk bir hatırlayalım.
Antep’te katliam sonrası sokağın belediye tarafından beyaza boyandığını biliyor musunuz? Sanki güzel anılar saklıymış gibi o sokak şimdi bembeyaz… Halbuki o mahallenin öpülmeye kıyılmayan çocukları öldürüldü o sokakta.
Egemenler iktidarlarını ortak bir öldürme suçunun üzerine inşa ederler. Onları bir arada tutan suç ortaklığıdır. Onları bizden ayıran şeyler de bizi birleştirir. Dünyanın her yerinde insanlığa saldıran bütün katiller her zaman aynı aileden olmuştur.
Nazi Almanya’sında Yahudilerin, sürgün, toplama ve katliamında baş görevli Nazi savaş suçlusu Adolf Eichmann, 1960 yılında Arjantin’de yakalanarak Kudüs’te yargılanırken,
“Terfi almak için görevimi yaptım” dediği gibi bir gün Cizre’de katliam emirini veren de; uygulayan da aynı savunmayı yapacak; “Emir aldım, uyguladım”.
Peki ya bizler, “Mehmet Tunç’u neden kurtaramadınız” sorusuna ne cevap vereceğiz? Sadece katiller mi suçludur, izleyicilerin payı nerede durur Cizre’de?
Her katliam bir öncekinin hesabının sorulamamasından cesaret almıyor mu?
Kolektif bellek ve mücadele açısından en kritik alanlardan biridir mekanlar. Toplumların öz belleği tüm yapısıyla birlikte yıkılmaya çalışılıyor. Teşhir edip, anıp ve hesap sormalıyız…
Bodrumlarda yaşamını yitirenlerden biri de altı çocuk babası, 51 yaşındaki Mahmut Duymak’tı. Onu her zaman elinde beyaz bayrağı ve kocaman yüreğiyle hatırlayacağız.
Cizre’de yaşayan oğlu Fırat Duymak, bodrumların olduğu alanın yıkıldığını anlatarak, devletin Cizre’de yaptığı katliamların tanığı oluğunu ve hiçbir zaman unutmayacağını ifade edip, ekliyor:“Unutturmayacağım yapılanları. Vahşet bodrumlarında yaptıkları katliamların üstünü örtmeye çalışıyorlar: Örttürmeyeceğiz. Binaları yıkarak katliamı unutturmak istiyorlar: Unutturmayacağız. Bize, o bodrumlarda yaşamını yitiren Mehmet Tunç’un son sözleri vasiyet olarak kalmıştır. Hiçbir güç bizi bu katliamların hesabını ve katilleri yargılanmadan alı koyamayacak. Unutmayacağız ve hep peşinden gideceğiz. Son olarak o bodrumları yıkıp talan ederek hiç bir zaman onların tarihi direnişlerini biz Kürt gençlerine unutturamayacaklar.”
anf