Cumartesi Anneleri/İnsanları eylemlerinin 723. haftasında, 18 yıl önce kaybedilen Kürt siyasetçiler Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in akıbeti soruldu.
İstanbul, Beyoğlu’ndaki İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde basın açıklaması yapan Cumartesi Anneleri/İnsanları Tanış ve Deniz için adalet ve hakikat talebinde bulundu. Kayıp yakınlarının Galatasaray Meydanı’nda toplanmalarına yine izin verilmeyen eyleme, Halkların Demokratik Partisi milletvekillleri Oya Ersoy ve Garo Paylan ile Cumhuriyet halk Partisi Milletveki Sezgin Tanrıkulu da katıldı.
“Savcıları göreve çağırıyoruz”
723. haftanın basın açıklamasını kayıp yakınlarından Besna Tosun okudu.
“Bizim 24 haftadır Galatasara’ya çıkışımız polis zoruyla engelleyenler aslında Türkiye’nin demokratikleşmesini engellemektedir. Geçmişin suçlarının üzerini örtenler, yeni suçların işlenmesinin önünü açar. Geçmişin suçlarının inkarı ve cezasız bırakılması bugün Türkiye’nin demokratikleşmemesinin, hukuk devletine dönüşmemesinin en önemli sebebidir. Ağır insan hakkı ihlallerinde cezasızlığın aşılması ve faillerin cezalandırılmasının yolu geçmişle yüzleşmekten geçer.”
Besna Tosun Tanış ve Deniz’in gözaltında kaybedilmesi sürecini özetle şöyle anlattı:
“Kamuoyu baskısı üzerine Şırnak Valisi Hüseyin Başkaya, Tanış ve Deniz’in Silopi Jandarma Komutanlığına geldikleri ama yarım saat kalıp tutanak imzaladıktan sonra oradan ayrıldıklarını açıkladı. İnsan hakları örgütleri, aydınlar, BM Yargısız ve Keyfi İnfazlar Komisyonu, Tanış ve Deniz’in akıbetinin araştırılması için devreye girdi. Fakat etkin bir soruşturma yapılmadı. AİHM’ye taşınan davada ise Türkiye oybirliği ile mahkum oldu. Ancak iç hukukta hiçbir ilerleme sağlanamadı” diyerek Tanış ve Deniz için adalet talep etti.
“Bugün bir kez daha kamuoyu adına hareket eden savcıları Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in gözaltında kaybedilmesi ile ilgilli olarak adil, tarafsız ve etkin soruşturma başlatılması için göreve çağırıyoruz.”
“Ya yaşıyorsa!”
Ebubekir Deniz’in kızı Ceylan Deniz’in Silopi’den gönderdiği mektubu kayıp yakınlarından Maside Ocak okudu. Ceylan Deniz’in mektubunda şunları anlattı:
“Düşünün ki bir gün kalkıyorsunuz ansızın hayatınızın en kötü günü oluyor. Geçen her gün bir umut, bekleyiş ve hayal kırıklığıyla son buluyor. Böylece yıllar geçiyor. Masalımız güzel sonla biter umuduyla yaşıyoruz. Hiç beklemediğimiz anda yerin izin belli dediler.
“Söylenen mezar başında bekledim saatlerce. Şimdi derdimi anlatacak, ağlayacak bir mezar olacak dedim. Ama içindeki baban değil dediler. Bir yanım ‘ya yaşıyorsa’ dedi ama izin vermedi diğer yanım. Çünkü tanıyordum bu bilinmezliği. 18 yıldır seni aramakla geçiyor günler, kaç yıl geçerse geçsin seni aramaktan vazgeçmeyeceğim”
“Umarım bir gün bağımsız yargı çıkar”
Serdar Tanış’ın oğlu Diyar Tanış da söz alarak şunları ifade etti:
“Babam ve arkadaşı gözaltında kaybedildiğinde 1 yaşında bile değildim. O günden bugüne yapılan tüm girişimler sonuçsuz kaldı. Umarım bir gün bağımsız yargı çıkar ve babam ve on binlerce kaybın akıbeti açıklanır. Yaşadığımız sürece kayıplarımızın akıbetlerinin açığa çıkarılma mücadelesini sürdürecek onu aramaktan vazgeçmeyeceğiz.”
“18 yıldır aynı zihniyet”
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da Diyar Tanış’ın ardından söz alarak o güne dair tanıklığını anlattı. Gözaltı haberini aldıktan sonra ilk gün Osman Baydemir ile Şırnak’a gitmek için girişimde bulunduklarını ancak engellediğini aktardı:
“İkinci gün başsavcının talimatıyla Osman Baydemir, Avukat Mesut Beştaş ve ben yanımızda bir savcıyla Şırnak’a gidebildik. Tugay Komutanı Levent Ersöz’ün yanına gidip kendisiyle görüştük, Tanış ve Deniz’i sorduk.
“Şırnak’ta 90’larda da görev yapıp ayrıldıktan sonra geri dönen Ersöz bize, ‘Şırnak gelişmiş, büyümüş ama insanların kafaları değişmemiş. Ben bu insanların kafalarını değiştirmeye ve koparmaya geldim’ dedi. Tanış ve Deniz ile ilgili bilgi vermedi.
“18 yıl önce sivil siyaseti yok etmeye çalışanlar şimdi de aynı amaçla hareket ediyor. O gün yargı üzerine gitseydi sivil siyasetin önündeki engel kalkardı. Aynı zihniyet 18 yıldır varlığını sürdürüyor. Bir gün mutlaka adaleti sağlayacağız.”
Ne olmuştu?
25 yaşındaki Serdar Tanış, 2000 yılının Eylül ayında Silopi’de, HADEP ilçe teşkilatını açmak üzere parti genel merkezince görevlendirildi. 3 Ocak 2001 tarihinde Silopi’de HADEP ilçe teşkilatı açıldı ve Serdar Tanış İlçe Başkanı oldu.
Parti çalışmalarını sonlandırması için Şırnak İl Jandarma Alay Komutanı General Levent Ersöz ve Silopi İlçe Jandarma Karakol Komutanı Yüzbaşı Süleyman Can tarafından ağır tehditlere maruz kalan Serdar Tanış 9 Ocak 2001 tarihinde Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e, Adalet Bakanlığı’na, İçişleri Bakanlığı’na ve bütün resmi makamlara yazılı başvuru yaptı. Başvurusunda maruz kaldığı tehditleri anlattı, can güvenliğinin sağlanması ve siyaset yapma hakkının engellenmemesi talebinde bulundu.
25 Ocak 2001 tarihinde Astsubay Taşkın Akgün, Serdar Tanış’ı telefonla arayıp Silopi Jandarma Komutanlığı’na gelmesini istedi. Serdar Tanış, ilçe yöneticisi 27 yaşındaki Ebubekir Deniz’le birlikte Silopi Jandarma Komutanlığı’na gitti ve onlardan bir daha haber alınamadı.
İnsan hakları örgütleri, aydınlar, BM Yargısız ve Keyfi İnfazlar Komisyonu Tanış ve Deniz’in akıbetinin araştırılması için devreye girdi. Ama etkin bir soruşturma yapılmadı. AİHM’e taşınan davada ise Türkiye oybirliği ile mahkûm oldu. (AÖ)
Fotoğraf: Af Örgütü/Twitter
BİANET