Güney Kürdistan’da 30 Eylül 2018’de 5. dönem milletvekili seçimleri yapılacak. Seçim propaganda süreci epeydir başladı ama dışarıya taşan heyecan yok! Zamanında seçimlerin yapılması hem dış kuşatmayı göğüsleme hem de iç demokrasinin geliştirilmesi açısından olumlu. Çünkü Güney Kürdistan ciddi iç ve dış sorunlarla yüz yüze.
Sinan Çiftyürek / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız
*Türkiye-İran-Irak rejimlerinin yeni işgallerle geliştirdiği üçlü kıskaç; 140. Madde kapsamında Kerkük ve diğer kentlerimizin geleceği; Peşmerge’nin birleştirilmesi; askıda bekletilen ulusal bağımsızlık kararı; ekonomik sorunlar ve iç demokrasinin güçlendirilmesi gibi..!
*Türkiye ve Irak rejimlerinin, Habur’un 12 km Batısında Ovaköy sınır kapısını açma kararını almaları önemli. Bu karar ile hedeflenen Türkiye-Irak ticaretinde, Habur Sınır Kapısını yani Güney Kürdistan devre dışı bırakılmak isteniyor. Ayrıca Güney ile Rojava Kürdistan’ı arasında yeni bir sömürgeci sınır hattı çizilmek isteniyor.
*Türkiye her iki Kürdistan parçasını Kuzey’den saldırı ve işgallerle tehdit ediyor. Yetmedi İran’da işgal ve tehditlerini, PDKİ ile HDK kamplarını füzelerle vurarak sürdürüyor. Üstelik İran’ın özel harp ordusunun başındaki Qasım Süleymani, PDKİ ve HDK kamplarına saldırıyı savunarak “tekrarlanacak” diyor! İran genelkurmay başkanı da “Doğu Kürdistan parti yöneticilerini ya teslim edin ya kovun yoksa saldıracağız” diye Kürdistan hükümetini tehdit ediyor!
Bunlar neden yaşanıyor? Çünkü İran ve Türkiye, bugün kendi birliğini Irak ve Suriye’nin birliğinde görüyor. Bu çerçevede İran ve Türkiye’nin Güney Kürdistan ile Rojava tehdidi yeni işgallerle büyüyor.
*Dişleri sökülen Irak’ı da unutmayalım! IŞİD Musul’dayken YBŞ birliklerine maaş bile veren Irak rejimi bugün Şengal’de mevzilenmiş 10 bin asker ve Haşdi Şabi milisiyle saldırı hazırlığında. İlk saldırı adımı Zeki Şengali suikastında, Türk-Irak işbirliğinde görülmüştü.
*Özetle Ortadoğu kaygan siyaset zemininde kimin eli kimin cebinde bilmek çoğu kez mümkün olmuyor! Ama hangi ellerin Kürdistan karşıtlığında birleştiğini hep görüyoruz. Mesele Kürdistan karşıtı bu kutsal ittifaka karşı Kürtlerin ulusal ittifaka yönelmesidir ki burada büyük travma yaşıyoruz!
Güney Kürdistan bu koşullarda seçime gidiyor. Kürt partileri çözüm olarak ne öneriyor, ne yapmalı?
I – Partilerimiz, adaylarımız propaganda da aynayı yanlışlara-eksiklere tutmalı
Bütün siyasal partiler açıkça, 25 Eylül bağımsızlık referandumuna sahip çıktıklarını; bağımsızlıkta geri adım atmayacaklarını; bağımsızlık ilanının imkan-koşul ve zaman meselesi oluğunu; koşulların olgunlaştırılması için mücadele edeceklerini halka açıklamalı! Özellikle ulusal bağımsızlığa partilerin Peşmerge ordularıyla varılamayacağı açıklanmalı ve aşılması için sorumluluk üstlenilmeli.
Başta YNK ve PDK olmak üzere bütün siyasal partilerimiz, 16 Ekim’de Kerkük ve diğer kentlerimizin işgaliyle sonuçlanan yıkımın nedenlerini ve çözüm önerilerini anlaşılır bir netlikle halka sunmalı!
II – İç demokrasinin güçlendirilmesi
Siyasi partilerimiz, Kürdistan Parlamentosunun uzun süre kapalı kalmasının nedenlerini ve bu durumun tekrarlanmayacağının güvencesini vermeli. İç siyasal demokrasinin geliştirilmesi için neleri yapacaklarını bir deklarasyonla ilan etmeli!
Anayasal olarak yani resmen var olan ancak Ekim 2017’den beri fiilen olmayan devlet başkanı meselesine çözüm sunulmalı! Başkan seçiminin ne zaman yapılacağı netleştirilmeli. Ayrıca parlamento mu yoksa yürürlükteki haliyle halk mı başkanı seçecek? Bu konuda partiler ya uzlaşsın ya da konuyu referandumla halka sorarlar!
III – Ekonomik kendine yeterlilik ve halkın denetimine açık gelir-gider
Başta iktidara talip partilerimiz olmak üzere tüm siyasal partilerimiz; ülke ekonomisinin yönetimine ve gelir-giderlerin şeffaflığına ilişkin yapacaklarını belirtmeli. Rüşvet ve yolsuzlukların üzerine nasıl gideceklerini anlatmalı. Özellikle enerji kaynaklarından elde edilen gelir başta olmak üzere bütçenin halk tarafından denetlenmesine açık olacağı taahhüt edilmeli!
Tarım ve hayvancılıkta dışa bağımlılık ciddi eleştirilmeli. Partiler, Kürdistan’ın tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeterli hale nasıl geleceklerini deklare etmelidir.
IV – Güney’de ve dört parça da ulusal ittifak
Katalonya Özerk Yönetimi Başkanı Carles Puigdemont referandum öncesi “direnişi Kürtlerden öğreniyoruz” demişti. Doğru, Kürtler dünyaya nam salan örnek direnişler-savaşlar yaptılar yine yaparlar! Ama ulusal ittifakla savaşın, sonuçlarını derlemeye gelince tökezlerler. Yüz yıldır sorun aynı!
25 Eylül bağımsızlık referandumuna gidince yani bağımsızlık hayalden hayata geçme aşamasına gelince, dört sömürgeci devlet “Kürtler devletleşmesin” diye anlaşıp 16 Ekim saldırısını gerçekleştirdiler. Peki, Kürtler devletleşmek için anlaştılar mı? Hayır! Tüm mesele burada!
Kürdistan bağımsızlık mücadelesinde stratejik yeri olan iki kentimiz, Kerkük-Efrin işgal altında! Sömürgeciler bu işgallerle de yetinmeyerek yeni işgaller peşinde ortaklaştılar. Bu sömürgeci ittifaka karşı Kürdistanlı partilerimiz, parçalar üstü yaklaşımla ulusal ittifak yolunda yapmak istediklerini deklare etmeli!
VI – Bağdat ile görüşmelerde ve yeni işgallere karşı Kürdistan’i ittifak
ABD ile İran kıskacındaki Irak’ta, Mayıs seçimlerinin üzerinden aylar geçti halen hükümet kurulamadı, yakında kurulması da zor. Çünkü ne ABD ne de İran yanlısı güçler tek başına hükümet kuramıyor. ABD – İran geriliminin had safhada olduğu günümüzde uzlaşı hükümetinin kurulması da zor.
Bağdat rejimi her açıdan güçten düşmüş hükümet bile kuramıyor. Bu durum Kürt siyasetine içeride ve uluslar arası arenada hamle yapmalarına alan açıyor ama Kürt siyaseti darmaduman. Ortaklaşıp Irak rejimini masaya oturtacağına birbirleriye iç iktidar hesaplarıyla boğuşurlarsa, Kürt halkı ne yapsın? Dünya ne yapsın!
PDK ve YNK’nin Irak federal hükümetinin oluşumunda ortak hareket edip başta 140. Madde olmak üzere federal anayasanın uygulamasında ısrar etmeleri olumlu ama eksik! Olması gereken tüm Kürdistani partilerin birlikte hareket etmeleridir dolayısıyla bu eksiğin aşılacağı vaat edilmeli. Çünkü ayrı ayrı Bağdat ile ilişki Kürdistan’a yarar değil zarar verir. Güneyli partilerimiz, Kerkük’te bir araya gelen Kürt parti temsilcilerinin Kerkük, 140. Madde, Kerkük yerel seçimleri vb. konularda ortak yayınladıkları 7 maddelik açıklamayı desteklemeli ve örnek almalı.
Kısacası Kürt bloğu; Kerkük ve statüsü belirsiz Kürdistan kentlerinde referandum öngören Anayasa’nın 140. Madde, bütçe ve petrol konularına çözüm sunan resmi protokol olmadan federal hükümette yer almamalı. Yani bu kilit hedefleri içeren bir program ile Bağdat’a gidilmeli. Şiiler nasıl ki “Kerkük şartı ile olmaz” diyorlarsa, Kürtler de “Kerküksüz olmaz” demeyi kırmızı çizgi görmeli.
Sonuç olarak; bugün Güneyli partilerimiz arasındaki esas mesele kimin Irak Cumhurbaşkanı olacağı yarışı değil.
Kerkük ve işgal edilen kentleri özgürleştirmek;
Ayrı Peşmerge ordularını birleştirmek;
Askıda duran bağımsızlığı yere indirmek;
İç demokrasiyi güçlendirmek;
Tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeterli hale gelmek… bulunuyor! 21.09.2018