Meydanlar, salonlar, TV, radyo ve sosyal medya kurumları referandum propagandası ile dolup taşıyor ama herkes için eşit şartlarda değil. Gerek meydanlar gerekse medya araçları iktidarın yönlendirmesiyle sonuna kadar evet diyenlerin propagandasına açılırken, hayırcılar için her türlü fiziki ve sanal engel üretilmektedir. Hangi TV, radyo kanalını açarsanız açın Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Yıldırım başta olmak üzere iktidar sorumlularının referandum propagandası ile karşılaşırsın.
Sinan Çiftyürek / Tüm yazıları için buraya tıklayın
Sadece devlet kanalı TRT değil yanı sıra özel kanallar da referandumda tepeden tırnağa iktidarın evet propagandasının aracına dönüşmüş durumda çünkü en başta korkuyorlar. Siyasi baskılardan çok ekonomik yaptırımlardan korkuyorlar. “Galatasaray kulübünün yüzleştiği baskı ve tehditle yüzleşebiliriz” diye korkuyorlar.
Galatasaray Kulübüne “Hakan Şükür ve Arif Erdem’i ihraç edin” baskısı güncelliğini koruyor. Hükümetin ihraç isteğini Galatasaray Kulübü Genel Kurulu reddedince bu kez hükümet, Galatasaray Kulübünün Yönetim Kuruluna baskı uygulayarak ihraç ısrarını sürdürdü. Yönetim Kurulu, ikisinin üyeliklerine son verdi ama Fetoculuk gerekçesiyle değil aidat ödemedikleri gerekçesiyle son verdiğini açıklayınca; kararı beğenmeyen iktidar kanadı bizzat Cumhurbaşkanı ağzından Galatasaray Kulübünün ihraç gerekçesini düzeltmelerini istedi. Devlete 38 milyon borcu bulunan Galatasaray Kulübü, hükümetin bu baskısına dayanamadı ihraç kararının düzeltildiği açıklamasını yapmak zorunda kaldı.
AKP propaganda makinesi, özellikle de Erdoğan referandumda “evet“ için harekete geçtiği andan itibaren işlediği birkaç temel nokta bulunmaktadır ki bunları her konuşmasında bıktırırcasına tekrarlanmaktadır.
Tekrar tekrar meydanlarda nutuk konusu yaptığı konulardan biri de; “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır” dizesidir. Erdoğan her miting konuşmasında iç ya da sınır ötesi operasyonlardan hayatını kaybeden asker ve polislerin ailelerine seslenerek bu dizeyi tekrarlar. Bayrakların ancak uğrunda dökülen kan ve toprağın da ancak uğrunda ölenler sayesinde vatan haline geldiği söylenerek “şehit olmanın” önemi övgüyle şehit ailelerine ve topluma anlatılır. Kısacası referandumda “evet” uğruna şehitler propaganda konusu yapılır.
İçerden veya sınır ötesinden gelen cenazelerin kaldırılmasında, yetkililer benzer nutukları atarak ölenin “vatanın, milletin birliği, bütünlüğü uğruna şehit olduğunu” övünerek anlatır. İlginçtir yaşamını yitirenin ailesi, yakınları gözyaşı dökerek ağlarlarken, devleti yöneten siyaset kadrosu ve ülkenin kaymağını yiyen büyük zenginler ise yaşamını yitirenlerle övünerek” o meşhur dizeyi sıkça okurlar.
İyi de madem “şehit olmak”, vatan ve millet için bu kadar önemlidir, o kadar kutsal bir vazifedir o halde neden siyasetin tepesinde ki kadrolar ile büyük sermaye gruplarının çocukları vatan, millet aşkına şehit olmuyorlar? Neden Türkiye’de ya da bir başka ülkede büyük zenginlerin, başkan, başbakan, bakanların “vatan için şehit olmuş” çocuklarıyla övündüklerini görmek yerine hep dikili ağacı olmayan fakirlerin vatan için şehit olan çocuklarıyla övünüp dururlar! Her yerde açlıkla boğuşan, ağır yaşam koşulları altında beli kırılan fakirin çocuğu, “vatan için şehit olacak”, vatanı yiyip bitiren ekonomi ve siyasetin tepe yöneticileri de bununla övünecek!
Biraz da tersine çevrilse yani büyük zenginler, bakan, başbakan, başkan vatan millet için şehit olan çocuklarına ağlasalar da fakirler onların şehit olan çocuklarıyla övünse! Madem “söz konusu vatansa gerisi teferruattır” deyimini sabah akşam tekrarlıyor siyaset ve ekonominin en tepesinde bulunanlar, o zaman bunun gereklerine uygun davransınlar. Yeter yani, fakirler ağlamaktan yoruldular!
Bu arada “Fırat Kalkanı Harekatı başarıyla sonuçlandı” açıklaması geldi MGK toplantı sonuçları açıklanırken. Daha bir gün önce cumhurbaşkanı Erdoğan, Membici hedef gösterirken, bugün MGK’dan böyle bir kararın çıkması iyidir. Türk askerinin bir an evvel Rojava’dan çıkması hem halkımızın hem de kendisinin yararınadır. Eğer açıklamanın gereği yapılacaksa demek ki sınır ötesinden şehit haberleri gelmeyecek artık. 30.03.2017