Ana SayfaGIŞTÎLENİN, ROZA, LIEBKNECHT VE SUİKASTLER

LENİN, ROZA, LIEBKNECHT VE SUİKASTLER

LENİN – ROSA LUXEMBURG – KARL LIEBKNECHT OCAK AYINDA ÜÇ DEVRİM ÖNDERİNE YAPILAN SUİKASTLER DÜNYA DEVRİMCİ İŞÇİ SINIFINA VE SOSYALİZME YAPILMIŞTI!..

Abuzer Bali Han* / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız

Dünya işçi sınıfının üç önderinin aynı yıllarda doğmaları bir rastlantı olarak düşünülse de aynı yıl ve aynı aylarda kendilerine yapılan suikastlerle öldürülmeleri tesadüf olmasa gerek. Kapitalizm ve sermaye sınıfının dünyanın her yerinde devrimcilere düşman olmaları ve halk önderlerini asarak ya da hapislerde çürüterek etkisiz kılmaları tarih boyunca hep uygulana gelmiştir!..

Berlin’i ziyaret edenler şehrin tam ortasında yer alan ve bugünkü imparatorluktan kalan parlamento binasının önünden başlayıp, dünyanın en büyük hayvanat bahçelerinden birini de içine alan büyük bir parkı da mutlaka görmüşlerdir. Park ile hayvanat bahçesini birbirinden ayıran ve taşımacılıkta da yararlanılan bir de su kanalı var. Bu parkta irili ufaklı onlarca doğal göl ise parka ayrı bir görünüm ve güzellik vermektedir. Parkta rengarenk çiçek bahçeleri asırlık ağaçlar arasında sık sık rastlanılan ve görülmeye değer nitelikteki yerler arasındadır. Parktaki hayvanat bahçesi nedeniyle buraya “Tiergarten” ya da “Zoologischer Garten”  yani “Hayvanat Bahçesi” adı verilmiş.

Ne var ki bu parkın güzelliğine gölge düşüren tarihin en çirkin ve en barbar olayları da olmuş! Bir dönem Hitler faşizminin katil subay ve askerleri bu parkta takip ettikleri işçi sınıfı liderlerini kuytu buldukları yerlerde kurşunlayarak, sonra da cesetlerini yerlerde sürükleyerek derin olan su kanalına atarak, öldürdüklerini faili meçhul olarak tarihe kaydetmişler. Bu sayısızca öldürme ve suikastlar arasında günümüze kadar anılan iki kişinin adı ise ön plana geçer. Her yıl Berlin’de anılan bu iki devrimci yine Ocak ayının on beşinde devrimciler onları bir kez daha anacaklar.

Bu tarihi suikastla ilgili olarak yukarda gösterilen Lenin fotoğrafının ne ilgisi olabilir diye akla bir soru da gelebilir! Dünya işçi sınıfı mücadelesinde bu ölümsüz üç devrimcinin hiç tartışmasız olarak büyük bir yeri var. Her üç devrimci o dönemde çağdaş olup sanki aynı yılda 1870’li yılların başlarında doğmuş ve 1919 yılında ise sanki aynı kaderi paylaşarak faşistlerce suikastlara uğratılıp katledilmiş!.. Her üç devrimcinin kaderlerinin birleştiği bu tarihi suikastlar, bir tesadüf ya da kapitalistlerin hizmetindeki faşistlerin bilinçli olarak uygulamaya soktukları, kararlı birer suikasttan başka bir şey değildi. Ayrıca bu tarihi suikastların işleniş biçimleri de günümüze değin tam olarak da aydınlatılmış değil!..

Dünya işçi sınıfı önderlerinden Vladimir İlyich Ulyanov diğer bilinen adıyla Lenin  (22 Nisan 1870) Rusya’nın Simbirsk kentinde doğdu. İyi bir öğrenim görerek kendini yetiştirdi. Sonraları Avrupa’nın bazı yerlerini gezerek konferanslar verdi. Marksizm’i tüm detaylarıyla inceledi. Kendi düşüncelerini de buna katarak, kendisinden sonra geliştirilen Marksizm ve Leninizm’e öncülük etti. Marksist-Leninist ideolojinin fikirsel önderi olarak, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin kurucusu oldu. Sonra Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin öncüsü olan Rusya Komünist Partisi’nin (Bolşevik) ilk liderliğini yaptı. Her yönüyle işçi sınıfı ve geniş halk kitlelerini etkileyen Lenin, aynı zamanda yaptığı çalışmalarıyla o dönemde Rus burjuvazinin de boy hedefi haline gelmişti!

Yaşamı boyunca Lenin’e altı suikast yapıldı. Bunlardan üçü tarihi önem taşır. Lenin’e ilk suikast 1 Ocak 1918 yılında yapıldı. Bu suikastte Lenin yara almadan kurtulmuştu. 22 Ocak 1918 tarihinde Lenin’e ikinci bir suikast girişimi yapıldı. Bu suikast de önceden haber alınarak boşa çıkarılmıştı. Diğer bir suikast ise Lenin’e 30 Ağustos 1918 tarihinde yapıldı. Lenin, Moskova‘da bulunan “Orak-Çekiç” adındaki bir silah fabrikasında Ekim Devrimi hakkında işçilere hitaben bir konuşma yapmıştı. Konuşmadan sonra arabasına bineceği sırada Fanya Kaplan adlı bir kadın tarafından kendisine üç el ateş edilerek vurulur. Kurşunun biri boşa giderken, ikisi de Lenin’e ölümcül darbelerle isabet eder. Lenin aldığı ağır yaralarla hastaneye kaldırılır. Bu yaralar neticesinde uzun süre tedavi gördüğü hastanede 21 Ocak 1924 tarihinde daha 53 yaşında iken hayata gözlerini yumar. Lenin’in vurulduğu 1918 yılı Roza Luxemburg ve Karl Liebknekt’in de katledildikleri yıla denk düşer!..

Dr. Roza Luxemburg ile Dr. Karl Liebknect’in (Dr. Karl Paul August Friedrich Liebknecht 13 Ağustos 1871 Leipzig) yaşam öyküleri ise birbirine çok benzemektedir. Karl Liebknect küçük yaştan itibaren politika ile ilgilenmiş, hukuk eğitimini gördükten sonra kardeşiyle birlikte Berlin’de avukatlık bürosu açmıştı. Bu arada aldıkları politik davalarda yaptıkları savunmalarla herkesin dikkatlerini üzerine çekmişler ve büyük başarılara imza atmışlardı. O dönemde aldıkları davaların konusu da çoğunlukla politik davalar teşkil etmekteydi.

Roza Luxemburg, Yahudi bir ailenin çocuğu olarak 5 Mart 1871 yılında Polonya’da doğdu. Daha öğrenci iken genç yaşlarında sosyalizme gönül verdi. Sosyalist örgütlerle çalıştığı için daha 18 yaşında iken politik görüşü yüzünden İsviçre’ye kaçmak zorunda kaldı. İsviçre’de kaldığı süre içerisinde felsefe, tarih, politika, ekonomi ve matematik öğrenimi gördü. 1898 yılında doktora öğrenimini tamlayarak özgür bir Polonya için çalıştı. Sonra Almanya, Avusturya ve Rusya işçi sınıfı ile ilgilendi. Bu arada Berlin’e yerleşerek Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nin aktif bir üyesi oldu. 5 Ağustos 1914 yılında Karl Liebknect ile beraber İnternasyonale Grubu’nu kurdu. 1 Ocak 1916’da grubun adını Spartaküs Birliği olarak değiştirdiler. Çalışmaları sonucu 1916 yılında hapse atıldı. 1918 yılında hapisten çıktı. Çalışmalarına devam ederek Karl Liebknecht ile birlikte Alman Komünist Partisi’ni kurdular.

Karl Liebknecht ile yorulmak bilmeyen devrimci, zeki olan bir kişilik ve ödünsüz, devrimci bir kadın olan Roza Luxemburg hapisten çıkar çıkmaz güçlerini birleştirerek işçi sınıfı devrimini inşa etmeye katkı sundular. Alman işçi sınıfının en deneyimli emekçilerini bir araya toplayarak birlikte çalıştılar. Onların bu yorulmak nedir bilmeyen çalışmaları sermaye sınıfını korkutmuştu. Daha yolun başında iken her iki önderi hain bir pusu ile ortadan kaldırmak Alman sermaye sınıfının yapacağı işlerin başında geliyordu. Çünkü baskı ve hapse atılmalarla onları korkutamamışlardı. Geriye ise sadece onları işçi sınıfından uzaklaştırmak kalıyordu. Bunun da tek çıkar yolu onları birer suikastle ortadan kaldırmaktı!..

Roza Luxemburg çok çalışkan, zeki ve teorisyen biriydi. Karl Liebknecht ise teorisyen olmaktan ziyade O, doğrudan doğruya bir eylem adamıydı. Liebknecht cesaretli, atılgan bir mizaca sahipti. Yaşamı boyunca O’nun politik ve devrimci girişken kişiliği hep ön plana geçmişti. Her iki devrimcinin öne çıkan bu önemli özellikleri bir araya gelip  birleşince, çalışmaları Alman işçi sınıfının mücadelesine büyük bir ivme kazandırmıştı. Bu durum ise Alman sermaye sınıfını çok ürkütmüştü. Bu nedenle faşistler her iki devrimcinin ortadan kaldırılmasına karar verirler! Buna karar veren faşist güçler (Garde-Kavallerie-Schützen) onları 15 Ocak 1919 günü Tierpark’ta gezerken aşağıda gösterilen gölün kenarında sıkıştırıp önceden verilen  bir ölüm kararını uygulamaya geçerler.

Dr. Roza Luxemburg kaba dayak ve işkence ile öldürülürken, Dr. Karl Liebknecht ise katillere karşı direnir! O’nu ancak beynine sıkılan kurşunlarla etkisiz hale getirirler! Bu suikast sırasında yanlarında yakın çalışma arkadaşları olan Wilhelm Pieck ise kurulan tuzaktan ormanlık sahaya kaçarak kurtulur. Roza Luksemburg ile Karl Liebknecht ise öldürüldükleri gölün kenarında cesetleri sürüklenerek oraya yakın olan su kanalına atılırlar. Roza Luksemburg suya atılan yerin elli metre ötesinde, Karl Liebknecht’in cenazesi ise birkaç yüz metre O’nun uzağında su yüzüne çıkmıştı…

Alman sosyalist kuruluşları her yıl kanalın kenarında cenazelerin su yüzüne çıktığı yerlerde ayrı ayrı anma toplantıları yaparak, bu ölümsüz olan iki devrim şehidini anarlar.

2020 yılının Ocak ayının 15’inde bu devrim şehitlerini 101. ölüm yıldönümlerinde bir kez daha saygı ile anıyoruz! Onların mücadelesi günümüzde halen işçi sınıfının yolunu aydınlatıyor ve ona ışık tutuyor!.. 

  *Araştırmacı yazar

Sosyalist Mezopotamya / Şubat 2020 / Sayı: 7

Tüm sayıların PDF formatları aşağıda

Sosyalist Mezopotamya / Sayı: 1 – Derginin PDF formatı için buraya tıklayın

Sosyalist Mezopotamya / Sayı: 2 – Derginin PDF formatı için buraya tıklayın

Sosyalist Mezopotamya / Sayı: 3 – Derginin PDF formatı için buraya tıklayın

Sosyalist Mezopotamya / Sayı: 4 – Derginin PDF formatı için buraya tıklayın

Sosyalist Mezopotamya / Sayı: 5 – Derginin PDF formatı için buraya tıklayın

Sosyalist Mezopotamya / Sayı: 6 – Derginin PDF formatı için buraya tıklayın

Sosyalist Mezopotamya / Sayı: 7 – Derginin PDF formatı için buraya tıklayın

- Advertisment -

Recent Comments

Verified by MonsterInsights