“Kürtler Bir Gün Birliği Yakalarsa Özgürlüğe de Kavuşurlar!” 

Kürt PEN’in, Kürtlerin birlik ve beraberlik içinde ortak hareket etmeleri için uluslararası ilişkilerde büyük bir önemi var. Tarihte her nedense Kürtler, örgütsel olarak birleşmeyi hiç başaramamışlar. Kurulan parti ve örgütler, düşmanlarıyla uğraşacaklarına hep birbirleriyle uğraşarak, bazen de savaşarak hep yenilgileri tatmışlar… 

Aşağıda, uluslararası Kürt birliğini simgeleyen iki örgütün Avrupa’daki konumuna değineceğim. Bunlardan biri, kuruluşu epey eskiye dayanan Kürt Öğrenciler Birliği (KSSE) ile PEN’a KURD’un Hüseyin Erdem tarafından 1988 yılında kurulmasıyla başlayan uluslararası yazarlar birliğidir. Her iki örgüt de tüm Kürtleri aynı çatı altında topladıkları için her ikisi de uluslararası tarihi önem taşırlar! 

Kürt PEN’in güncel olan 12. Olağan Kongresi, 6-7 Eylül 2025 tarihleri arasında Almanya’nın Oldenburg şehrinde yapıldı. “Birlik Şemsiyesi” şiarıyla gerçekleşen kongreye, 150’yi aşkın üye ve misafir katıldı. Kongrede, Uluslararası PEN Başkanı Burhan Sönmez ile dünyanın farklı ülkelerinde bulunan yazar ve derneklerin gönderdikleri mesajlar okundu. Benim gibi PEN’a Kurd’un eski üye ve yöneticilerinin büyük bir kısmının bu kongrenin yapılmasından hiç haberleri olmadı! Bence bugünkü yöneticilerin bunda büyük bir sorumlulukları var! Kongrede yapılan seçimlerde, yeni yönetimin asil ve yedek üyeleri seçildi… 

Kürt PEN’in biraz kuruluş tarihlerini hatırlatmak isterken, yeni seçilen yönetime de başarılar dilerim. Belki yeni yöneticiler, eski PEN’in tarihçesinden biraz ibret alarak çalışmalarını çağa ve zamana göre daha iyi ayarlamış olurlar! 

Kürd-PEN’in kuruluşuna biraz değinmek istiyorum. Kürtlerin yurt dışı ve yurt içi ilk kez birlikte bir araya gelerek oluşturdukları iki örgütten biri olması nedeniyle KURD PEN tarihi bir önem taşır! Kürtlerin birlikte çalıştıkları diğer bir örgüt de Yurt Dışı Kürdistan Öğrenci Birliği (KSSE)’dir. Neden yurt dışında onlarca Kürt dernek ve partileri varken bu iki örgütü ön plana çıkarıyorum? Buna kısaca biraz değinmek istiyorum. 

Bir kere KSSE ve KURD PEN, örgütsel olarak Kürdistanidirler! Tüm Kürdistan’ın parçalarında üyeleri var. Yani yurt içi ve yurt dışı tüm örgütlü Kürtleri kucaklayan ilk örnek kuruluşlardı! İçinde tüm Kürt parti ve örgütlerinden üyeleri barındıran ilk Kürdistani kuruluşlar olması nedeniyle her iki örgüt de tarihi önem taşıyorlar! Ne yazık ki Kürtler, Kürdistani olan bu iki örgütü tam olarak koruyamadılar. Onları da geçmişte birliğe yanaşmayan diğer Kürt örgütleri gibi paramparça ederek neredeyse işlevsiz konuma getirmeyi biraz da başardılar! 

Kısaca, uluslararası alanda tüm Kürtleri temsil eden bu örgütlere değinmek gerekirse, Kürt Öğrenciler Birliği (KSSE) 1956 yılının Ağustos ayında Batı Almanya’nın Wiesbaden şehrinde 17 Kürt öğrenci ve aydının bir araya gelmesiyle ilk kez kuruldu. O dönemde Almanya’da, öğrenci olan Nureddin Zaza ve İsmet Şerif Vanlı’nın öncülüğünde 17 Kürt öğrencinin kuruculuğuyla İran Kürdistanı’ndan Abdurrahman Kasımlo ve kardeşi Ahmed Kasımlo, Irak Kürdistanı’ndan Shawt Ajravi ve Abdulah Kadir adlı öğrenciler KSSE’de yer aldılar. Kasımlo kardeşler, İran’daki Komünist TUDEH Partisi üyesiydiler, sosyalizmi savunuyorlardı! Nureddin Zaza ve İsmet Şerif Vanlı ise örgütte Kürt milliyetçiliğini ön plana çıkartıyorlardı. Bu görüş ayrılıklarından dolayı sonraları örgütte bir süre duraklamalar oldu! 

KSSE’nin ilk genel kurulunda, Suriye Kürdistanı’ndan, sosyalist görüşlü Dr. Ahmed Zamci başkan seçilir. 1958 yılında Londra’da yapılan ikinci kongrede cemiyetin başkanlığına liberal anlayıştaki İsmet Şerif Vanlı seçilir. Sonraları Güney Kürdistan’dan PUK’tan Dr. Kemal Fuad ve KDP’den Dilşad Barzani öğrenci birliği içinde etkiliydiler! Bu dönemde, daha Kürt işçileri Avrupa ülkelerine henüz dağılmamışlardı. 1960’lı yıllardan sonra yığınsal olarak Kürt işçi göçüyle birlikte öğrenim için Avrupa’ya gelen Kürt öğrencileri de artmaya başlar. Bu dönemde Hemreş Reşo (Hamdi Turanlı) ve Dr. Selahattin Rastgeldi, Rıza Baran, Nizamettin Kaya gibi politik şahsiyetler de öğrenci birliğine üye olanlar arasındaydı. Kuzeyli Kürtler, örgüt içinde çoğalarak gittikçe ağırlıklarını hissettirirler. Hemreş Reşo, KSSE içinde parti çalışmalarını da sürdürür. 

İsmet Şerif Vanlı, 1963 yılında Avrupa Kürt Öğrencileri Derneği başkanlığından ayrılıp KDP Avrupa sorumlusu olurken cemiyetin başkanlığına Güney Kürdistanlı öğrencilerinden Kemal Fuad seçilir. 

1982 yılında Türkiye’de faşist cuntanın başa gelişiyle Özgürlük Yolu-TKSP, Rizgari-Ala Rizgari, DDKD-KİP, Kawa-Dengê Kawa, Kürdistan Ulusal Kurtuluşçuları (KUK), UKO-PKK gibi örgütlerin kurucu kadro ve üyeleri büyük oranda yurt dışına çıkarak kendi örgütlerini oluştururlar! 

1973 yılında Avrupa’ya zorunlu olarak çıktığımda yukarıda adı geçen KSSE’deki yurtseverlerin çoğuyla tanıştım. Batı Berlin, Kürtlerin yoğun oldukları bir şehirdi. Ben Doğu Berlin’de Humbolt Üniversitesinde Prof. Dr. Georg Sezai’nin yanında bir doktora tezi hazırlayacaktım. Burs ve kalma işlemini hocaya yaptırdıktan sonra sıra referansa gelince DİSK ve TÖB-DER’den alacağım referansın yerine TKP Merkez Komitesinden alacağım referans ile kesin kayıt işlemine şart koşuldu! TKP’nin merkezi o zamanlar Doğu Almanya’daydı. Merkez komitesindeki kişilerin çoğunu ismen veya şahsi olarak tanıyordum. İçinde tanınmış Kürtler de vardı. Bilerek veya bilmeyerek onlar da şovenist Türkler gibi Kürt düşmanlığıyla tanınıyorlardı. Sözlü ifadem ve Kürt olduğum için TKP merkezince başvurum reddedildi. Ben de Batı Berlin’e yerleştim. Batı Berlin’de 49’lar davasında yargılanmış olan Dr. Faik Savaş (Dr. Hişyar) ile tanıştım. Sonra hemşehrim olan Hemreş Reşo (Hamdi Turanlı)’yu Kürdoloji kürsüsünde Prof. Dr. Jemal Nebez kanalıyla tanıştırıldım. Prof. Dr. İsmet Şerif Wanly ile de Batı Berlin Kürt Enstitüsü başkanlığını yaparken yıllarca birlikte çalıştık… 

Zaman akışı içinde 1975 yılında KSSE’nin içinden Talabani yanlısı olanlar kısa adıyla AKSA olarak ayrıldılar! Özgürlük Yolu ve HEVRA yanlısı olan Kürt yurtseverleri de AKSA’ya katıldılar. KDP-Bakur’un başkanı olan Hamdi Turanlı KSSE saflarında kalarak Kürdistani olan öğrenci birliğini de diğer partiler gibi aşağıda adları belirtilen Kürt partilerine bağlı sekiz öğrenci örgütüne dönüştürdüler! 

Uzun yıllar Yurt Dışı Kürt Öğrenci Birliği sekreteryasında çalıştığım için bu konuları birinci derecede bilen bir yetkili kişi olarak bu konuda arşiv bilgisi olarak bu yazılanları geride kalsın diye kaydediyorum. 

Hallaç pamuğuna çevrilen KSSE ve AKSA’nın da içinde oldukları öğrenci kuruluşları Batı Berlin’de 09.06.1987 tarihinde bir araya gelip, Kürt Öğrenci Birliği’ni yeniden oluşturmak için aşağıdaki yurt dışı 8 Kürt öğrenci derneği bir araya gelerek genel kurula gittiler!   

  1. Komela Xwendekarên Kurd li Ewropa (KSSE) 
  1. Komela Xwendekarên Kurdistan li Dervayî Welat (AKSA) 
  1. Rêxirawa Xwendekarên Sosyalistên Kurd Li Ewropa (SOKSE) 
  1. Komela Xwendekarên Kurdistan li Dervayî Welat, Navend Berlin (AKSA) 
  1. Lawên Sosyalîstên Kurdistan Li Ewropa 
  1. Xwendekarên Azadîxwazên Kurdistan Li Dervayî Welat (KOMA-KURD) 
  1. Yekîtiya Xwendekar û Lawên Kurdistan Li Ewropa (UKSYE) 
  1. Komela Xwendekarên Kurd li Ewropa (KSSE) Navenda Prag

Bu kadar dağınık öğrenci örgütlerinin birleşmesi de zor olur. Birleşme kararı alındı ise de öğrenci birliği bir daha eski gücüne kavuşamadı! Sonraları olan oldu! Kürt öğrenci birliğinin izine rastlamak da mümkün olmadı… 

Yukarıdaki örgütlere ek olarak Kürt İşçi Partisi paralelinde bir Kürt öğrenci derneği daha kurulduysa da onların da terörizm belası propagandadan yakalarını kurtaramadılar! Burada ders çıkarılacak bir konu var! Kürtler bir türlü bir araya gelerek birlik oluşturamıyorlar! Bunda hem Kürtlerin hem de egemen devletlerin Kürt örgütlerinin içine sızdırdığı ajanlarının payı büyüktür! Bazen bu tip kimseler örgütte söz sahibi olduklarında örgüt içinde çalışan gerçek yurtseverlerin de hiçbir ağırlıkları olmuyor! Bu hastalık, Kürt örgütleri arasında ileride çözülse de günümüzde bu sorun, birliklerin önünde büyük bir engel olarak durmaktadır! Bu dönemde Paris’te Hüseyin Akagündüz, Almanya’nın Hanover şehrinde Ramazan Hoca’nın öldürülmesiyle Kürt örgütleri arasındaki rekabet ve sürtüşmeler daha da derinleşti! 

Yukarıdaki parçalanma sorunu, aynen başlangıçta PENA KURD’ta da tekrarlandı! Kürt düşmanlığını kendilerine alışkanlık hâline getiren TKP ve TUDEH, her sosyalist etkinlikte Kürtlerin önünde birer engeldiler! O partiler ile birlikte çalışan Kürt komünistleri bu ayrıcalığı görünce teker teker TKP ve TUDEH saflarından ayrılıyorlardı. Hüseyin Erdem de TKP’den ayrılan Bingöl’lü bir Kürt’tü. TKP’nin sesi olan “Bizim Radyo“yu yönlendiren biri olarak tanınıyordu… 

1980’li yıllarda Batı Berlin’de Sosyalist Birlik Partisi (Die Sozialistische Einheitspartei Westberlins – SEW-) önderliğinde toplanan Dünya İşçi Konferansı’nda TKP ve TUDEH’nin de içinde olduğu hâlde, dünya işçileri adına Kürdistan İşçi Dernekleri Federasyonundan bir temsilci, tüm dünya işçi partileri adına konuşmayı yapmıştı! Bu ortak ada karşı çıkan TKP ve TUDEH, daha sonraları kendilerini yurt dışında feshettiler! TUDEH kapanırken matbaası da 1979 yılında kurulan KOMKAR tarafından satın alınarak merkezi olan Frankfurt/Main’a götürülmüştü! 

TKP’nin sosyalist ülkelerdeki rolü kırılınca KSSE ve AKSA’ya üye olan yüzlerce öğrenci, sosyalist ülkelerde burslu okuyarak memleketine dönüyorlardı! Öğrenci Birliği’nin merkez komitesinde, burslu okumaları için sayısı kabarık Kürt öğrencilerini sosyalist ülkelere gönderiyorduk! Sosyalist ülkelerde 100’den fazla bilimsel doktora çalışmasının Kürtler üzerinde yapılması, Kürtlerin tarihteki bugünkü rolünü etkiler niteliktedir! 

DDR’deki TKP Merkezi, Kürtlerin yolunu kapatmakla kalmadı! İçindeki yurtsever Kürtlerin de ayrılmalarını beraberinde getirmişti! Bu Kürtlerden biri, Bingöl’lü Bizim Radyo çalışanı Hüseyin Erdem’di. Benimle de 1984 yılı Berlin Newrozu’nda yakın bir çalışma arkadaşlığım ve dostluğum olmuştu. 1984 Berlin Newrozu’nu Hüseyin Erdem, yeni teknik ve yöntemlerle ince zekâsını kullanarak Newroz’u unutulmayan kutlamalardan biri yapmıştı. Newroz’a Cigerxwîn ve dengbêj Aram, Şivan Perver ve birçok sanatkar da katılarak binlerce yurtseverin coşkuyla katıldıkları bir Newroz olmuştu. TKP gibi insanları harcayıp dışlayan bazı Özgürlük Yolu liderleri, Hüseyin Erdem’in kısa sürede çalışmalarını engelleyerek dışladılar! Bu dışlama, yaratıcı ruhu yüksek olan Hüseyin Erdem’i Pena Kurd’un oluşturulmasına yöneltmişti! 

PEN’a KURD’un çok iş yaptığını ve Hüseyin Erdem’in az zamanda çok iş başardığını işitiyordum! O zamanlar çok Kürt gazete ve dergisine yazılar yazıyordum! Rahmetli Yaşar Kaya’nın nedense Hüseyin Erdem’in 1988 yılında kuruluş çalışmalarını yaptığı ve 1990 yılında Köln Mahkemesince tüzüğü onaylanan Kürt Yazarlar Birliği’ni Dünya PEN’ine üye yapması başlı başına o zamanlar büyük bir olaydı. Hani halk arasında bir söz vardır: Meyve veren ağaç taşlanır! Yaşar Kaya da o dönemde köşe yazarlığı yaptığı günlük yayınlanan bir gazetede yazdığı köşesinde Hüseyin Erdem’i çok kötü bir şekilde suçluyordu! Yazısına bir de “devamı gelecek sayıda” diye not düşürmüştü! Hüseyin Erdem de bunun üzerine Pan’a Kurd’dan istifa ederek yerini Dr. Hüseyin Habeş’e bırakmıştı. Diğer taraftan Berlin’de bir araya gelen bazı Kürt yazarları da resmi olarak ikinci bir PEN’a Kurd’u uluslararası PEN’e üye yapmak için harekete geçerek, Kürt PEN’inin yöneticilerini baskı altına almak istiyorlardı… 

Yapılan görüşmelerde Hüseyin Erdem ve Dr. Hüseyin Habeş, üç kişilik bir komiteyi yeni bir genel kurula hazırlamak için görevlendirmişlerdi. Yapılan görüşmelerde eski PEN yöneticileri, genel kurula kadar Kurd-Pen’in yönetimini Dr. Eskere Boyik, Munzur Çem ve A. Bali’ye geçici komite olarak onları görevlendirmişlerdi. 

Tüm tarafların katılacağı adı geçen toplantıya Köln’de buluşmak üzere Dr. Eskerê Boyik, Munzur Çem ve A. Balî olarak davet edilmiştik. Toplantıya Hüseyin Erdem, tüm dokümanları yanında getirerek Hüseyin Habeş ile birlikte hareket ediyorlardı. Hüseyin Erdem’in Dünya Yazarlar Birliği’nin Kürt PEN’ine gönderdiği teşekkürnameler ve başarılarını övmek için yazılan yazılar okunduğunda, ben de rahmetli Haydar Işık’a, “Hani Kürd-PEN hiçbir iş yapmamış diyordunuz?” diye sorduğumda sessiz kalarak beni yanıtlamamıştı! 

Dr. Eskere Boyik, Munzur Çem ve A. Bali olarak bizler de tarafsız bir komite olarak sonbahardaki genel kurulu organize edecektik! Rahmetli Haydar Işık, Dr. Zerdeşt Haco, Medeni Farho ve diğer katılımcılar, yeni komitede Dünya Pen Kulübüne katılmayı amaçlamaktaydı! Rahmetli Haydar Işık, Özgürlük Yolu’nda ve Komkar’ın da kurucularındandı! Sonraları Komkar’dan ayrılarak İşçi Partisi yanlısı olan kuruluşlarda çalışıyordu. Ayrıca çıkarılan bir günlük gazetede de makaleleri yayımlanıyordu. 

Yapılan bu toplantıda üç ay sonra Londra’da gerçekleştirilecek olan Dünya PEN Yazarları genel kuruluna da Berlin’deki Kürt yazarları komitesinden bir delegasyonun katılmasını onaylamıştık! Nasıl olsa sonbaharda yapılacak olan Pen’a Kurd kongresine her iki gruptan üyeler katılacaktı! Londra’da yapılan Dünya Pen Kulübü toplantısına katılanlar yerlerini sağlamlaştırdıktan sonra, sonbaharda kongreyi gerçekleştirecek olan üç komite üyesinin Kurd Pen’in üyesi olmadığını yayın organlarında isim vererek yayınladılar. Bu durumu o dönemde Kürt PEN’e başkanlık yapan Haydar Işık’a bir mektup ile bildirdim. Haydar Işık, gazetedeki köşesinde gönderdiğim mektubu da yayınlayarak Kürt PEN’in kurucuları arasında her üç kişinin de üye olduğunu vurgulamıştı! Sonraları Haydar Işık gibi hep doğrulardan yana olan bir insanı, Kürt PEN’i eline geçirenler tarafından zamanla dışlanıldı! 

Aradan yıllar geçti. Kürt PEN’i memlekete de taşıyanlar sanıyorum hep aynı hataları tekrar edip durdular! Bizler de o dönemde Kürt PEN’in yönetiminin Kürdistan’da olmasını istiyorduk! Buna, örgüt ayrımı yapmadan tüm Kürt yazarların birlikte çalışabileceği bir örgüt olmasını istiyorduk! 

Yapılan yeni seçimde elbette yöneticileri tanımasak da başarılı olmaları dileğimizdir! Ayrıca biz eski üyelerin durumu ne oldu? Çalışmalardan da yurt dışında yaşayan Kürt yazarları olarak çoğumuzun haberi bile olmuyor! Yeni yönetimden bu konuya çözüm bulacaklarına olan inancım tamdır ve kendilerine başarılar dilerim…    

Yazarın diğer makaleleri

 -25 Eylül 2025-  

Abuzer Bali Han / Eleştirmen, Yazar, Eski PEN’A KURD Üyesi 

Verified by MonsterInsights