Ana SayfaGIŞTΑKÜRT SORUNU GÜVENLİK SİYASETİYLE ÇÖZÜLMEZ’

‘KÜRT SORUNU GÜVENLİK SİYASETİYLE ÇÖZÜLMEZ’

Aralarında Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Devrimci Demokratlar (DDKD), Halkların Demokratik Partisi (HDP), İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA), Kürdistan Komünist Partisi (KKP), Kürt Demokratlar Platformu (KDP), Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi (TKDP)’inin bulunduğu 8 Kürt siyasi partisi, Türkiye’nin Suriye operasyon yapmayı tartıştığı bu günlerde, ortak bir açıklama yaptı.

Partiler adına konuşan HDP Milletvekili Saliha Aydeniz, Kürt sorununun güvenlik siyasetiyle çözülemeyeceğini söyledi.

Aydeniz, “Özellikle Türk Ordusunun 1980’lerden bu yana sürekli, “güvenlik nedeni ile” yaptığı sınır ötesi harekatların güvenlikle ilgilisi olmadığı gibi Kürt sorununu da ağırlaştırmıştır. Kürt sorunu Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana güvenlik siyasetiyle çözülmedi, çözülmez de” dedi.

Türkiye’nin derdinin sınır güvenliği olmadığını iddia eden Aydeniz, “Açıktır ki Türkiye’nin derdi “sınır güvenliği” ya da “güvenli bölge” değil. Derdi sınır güvenliği olsa “sınırda ortak devriye” önerisine “evet” derdi. Kaldı ki Türkiye’nin sınır güvenliği üyesi olduğu NATO’nun güvencesi altındadır yani öyle bir sorunu yoktur. Türkiye, Afrin-Kamışlo-Şengal…hattında kalıcı işgal hesapları yapıyor! Yapılanlar “askeri operasyon” değil işgaldir” diye konuştu.

Video: Amerikanın Sesi – Türkçe

Açıklama şöyle:

‘Kürt sorunu güvenlik siyasetiyle çözülmez’

“Türkiye ve İran’ın; Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile Kuzey Suriye Demokratik Özerk Yönetimi (KSDÖY) egemenlik alanlarında işgalleri genişliyor-derinleşiyor. Özellikle Türk Ordusunun 1980’lerden bu yana sürekli, ‘güvenlik nedeni ile’ yaptığı sınır ötesi harekâtların güvenlikle ilgilisi olmadığı gibi Kürt sorununu da ağırlaştırmıştır. Kürt sorunu Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana güvenlik siyasetiyle çözülmedi, çözülmez de!

Türk ordusu; uzun zamandır Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi egemenliği altındaki bölgelerde haksız-hukuksuz ve uluslararası hukuku da çiğneyerek askeri harekâtı sürekliliğe dönüştürmüştür. Türkiye ve İran’ın Kürdistan’ın güney ve batısına yaptığı askeri harekatların tek nedeni Kürt’lerin devlet olma korkusudur. Oysa Kürt’lerin de diğer milletler gibi talep ettiği bir siyasal statüye sahip olma hakkı vardır.

‘Türkiye kalıcı işgal hesapları yapıyor’

Açıktır ki Türkiye’nin derdi ‘sınır güvenliği’ ya da ‘Güvenli Bölge’ değil. Derdi sınır güvenliği olsa ‘sınırda ortak devriye’ önerisine ‘evet’ derdi. Kaldı ki Türkiye’nin sınır güvenliği üyesi olduğu NATO’nun güvencesi altındadır yani öyle bir sorunu yoktur. Türkiye, Efrîn-Qamişlo-Şengal hattında kalıcı işgal hesapları yapıyor! Yapılanlar ‘askeri operasyon’ değil işgaldir. Planlanma, sınırda ve sınır ötesi askeri yığınak, kurduğu karakollar ve Efrîn-Şehba-Xakurkê pratiği kalıcı işgalin ilk ciddi işaretleri. İran’da, Türkiye benzeri bir işgal pratiğini IKBY ile KSDÖY’nin egemenlik alanlarında yayarak sürdürüyor.

Hakeza, BM Yüksek Mülteciler Komisyonu (UNHCR) gözetiminde olan Maxmur Kampı çevresinde de kamp sakinleri yoğun baskı ve gözlem altındadır.

‘İşgalciler güçlerini geri çekmeli’

Biz aşağıda imzası bulunan parti ve hareketler olarak;

-Türkiye ve İran’ın, IKBY ve KSDÖY’nin egemenlik alanlarında giriştikleri işgalleri kınıyoruz. Bu işgallere son vererek askeri güçleri çekilmelidir. Savaş ve işgallerin çözüm getirmediği, getirmeyeceğinden hareketle meseleleri Kürdistanlı muhataplarla barışçıl, demokratik zeminde diyalog ile çözmeye çağırıyoruz. Denenmiş ve çözümsüzlük getirmiş yol ve yöntemlerden vazgeçilmeli. Ayrıca Kürdistanlı tüm güçleri; duyarlılıkla IKBY’nin egemenlik haklarının, yurttaşlarının, topraklarının güvenliğinin sağlanmasında ve yasalarının uygulanmasında destek olmaya çağırıyoruz.

Uluslararası kurumlara çağrı

-Başta BM, NATO, Avrupa Konseyi, AB Komisyonu ve uluslararası kurumları; IKBY ve KSDÖY’nin egemenlik alanlarına yönelik silahlı müdahale ve işgallere yönelenleri uyarmasını ve sorunların yalnız siyasal, demokratik, barışçıl yollar ile çözümünün olanaklı olduğunu belirterek çözüme katkı sunmaya çağırıyoruz.

-Türkiye, İran ve bölge halklarını, demokrat, duyarlı kamuoyunu, kendi ülkelerinin bu işgal harekâtlarına karşı ‘savaşa, işgale hayır’ diyerek tutum almaya çağırıyoruz!

Sahip çıkma zamanı

-Halkımızı, siyaset kadrosunu; Kürdistan parçalarındaki kazanımlarını koruyup büyütmeye, engelleri aşmada partilerin değil Kürdistan halkının çıkarlarını esas alarak sahiplenmeye çağırıyoruz. Kürdistan gözlüğüyle parçalardaki kazanımları sahiplenmezsek herkes kaybedecek. Gün kazanımlara Kürdistan gözlüğüyle bakıp sahiplenme günüdür! Gün her parçadaki kazanımı ‘bizimdir’ diyerek ortak sahip çıkma zamanıdır.

-Kürt medyasını bu hassas dönemde; parti ve kurumlarımız arasındaki kimi meselelere ‘benzin döküp alevlendiren’ dil ve üsluptan kaçınmaya; ‘Ya Güvenli Bölge ya baştanbaşa ateşe verelim’ türünden Moğol istila ve yıkımını bize hatırlatılıp dayatıldığı günümüzde; siyaset kadrosu ve medyasıyla herkesi Kürdistan ufkuyla kazanımları sahiplenerek sorunları küçülten bir pratik geliştirmeye çağırıyoruz.

-Kürdistan Parlamentosunun; Şengal Êzidî Soykırımının 5’inci yıl dönümü olan 3 Ağustos 2019’daki birleşiminde, oybirliği ile bu günü Êzidî Soykırım Günü ilan etmesini anlamlı buluyor ve selamlıyoruz.”

İmzacılar

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP)

Demokratik Toplum Kongresi (DTK)

Devrimci Demokratlar (DDKD)

Halkların Demokratik Partisi (HDP)

İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA)

Kürdistan Komünist Partisi (KKP)

Kürt Demokratlar Platformu (KDP)

Partîya Azadî

Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi (TKDP)”

- Advertisment -

Recent Comments

Verified by MonsterInsights