Ana SayfaKÜRD SOSYALİSTLER TÜRK SOLUNDA/SİNAN ÇİFTYÜREK

KÜRD SOSYALİSTLER TÜRK SOLUNDA/SİNAN ÇİFTYÜREK

Kürd sosyalist/komünist gençlik, Türkiye Sosyalist hareketi içerisinde büyük bir örgütlülüğe sahip. Kürdistani partiler süreç itibariyle ulusal mücadeleyi ön plana koyarken, Kürd sosyalistler ise sorunu sınıfsal boyutuyla ele alıyor. Bu konuyu Sinan Çityürek, BasHaber’e değerlendirdi.

Kürd sosyalist/komünist gençlik, Türkiye Sosyalist hareketi içerisinde büyük bir örgütlülüğe sahip. Kürdistani partiler süreç itibariyle ulusal mücadeleyi ön plana koyarken, Kürd sosyalistler ise sorunu sınıfsal boyutuyla ele alıyor. Bu konuyu Sinan Çityürek, BasHaber’e değerlendirdi.

Kürd sosyalist/komünist gençliğinin büyük ölçüde Türkiye sosyalist hareketinde örgütlenmesi ve Kürd sosyalist partilerinin sosyalist/komünist gençliği kapsayamaması Kürdistanlı sosyalist partiler için önemli bir sorun olarak görülüyor. Türkiye sosyalist hareketinde örgütlenen Kürd gençliğine göre ise Kürd solunun sınıfsal mücadeleyi değil, ulusal mücadeleyi ön plana koyması bu partilerde örgütlenmelerinin önündeki en büyük engellerden biri. Gençlikteki örgütsüzlüğü genel anlamda dünya ölçeğinde bir sorun olarak gören Kürdistanlı sosyalist partiler ise kimi noktalarda sorunun kendilerinde olduğunu ve bu kapsayıcılığa ulaşmak için gençlikle temas kurma çabasında olduklarını dile getiriyor.

Kürd gençliğinin Türkiye sosyalist harekinde örgütlü olması ve Kürdistani sosyalist partilerin gençlikten kopukluğunu Özgürlük ve Sosyalizm Partisi (ÖSP) Genel Başkanı Sinan Çiftyürek BasHaber için değerlendirdi.

‘Rüzgar soldan esmiyor’

Sosyalist fikirleri olan gençlikle buluşmayı sadece Kürdistan’da değil küresel düzlemde bir zayıflıkla ifade eden ÖSP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, Avrupa, Latin Amerika ve Asya’da da gençliğin sosyalizmle buluşma zeminin çok dar olduğunu söyledi.

Bunun nedenin küresel anlamda rüzgarın soldan esmiyor oluşu olduğunu söyleyen Sinan Çiftyürek, bu durumu kapitalizmin teknolojik olarak gelişkinliğiyle paralel olarak tüketim kültürünün olağanca gücüyle hem toplum hem de özelde gençlik üzerinde kamçılanmasının yaratmış olduğu etki ve ‘kullan-at’ kültürünün bu alan üzerinde yoğunlaşmasına bağlıyor.

Çiftyürek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bununla bağlantılı olarak 20. yüzyılın başında okullaşma sadece ve sadece egemen sınıfların çocuklarında vardı. Ancak son 30 yılda toplumun her kesiminden insanlar kitlesel olarak okullaşma sürecine dahil oldular, Asya ve Afrika’da da kitleselleşti ve en yoksul çocukları bile kapsar hale geldi. Bununla bağlantılı olarak okul bir eğitim kültürel etkinlik olmaktan ziyade iş-ekmek kapısının aracı haline geldi, ilkokuldan liseye kadar çocuk siyasetle olan ilişkisini sınırlandırıyor ve nasıl iş bulurum diye bir kaygıya düşüyor. Nitekim okullar ve üniversiteler gerçek manada kültürel bir alan olmaktan ziyade şu ya da bu holdinge adam yetiştiren bir ticari kurum haline gelmiş durumda. Üniversite yönetimi de tüccara dönüştü. Bu durum gençlikle mücadele arasına ekonomik bir engel ya da sınır koymuş oldu.”

‘Sosyalizmin kendini yeniden kurmalı’

Sadece Türkiye ve Kürdistan’da değil tüm dünya üzerinde gençlikle partiler arasında bir kopukluğun olduğunu kaydeden Çiftyürek,  %35 oy alan Fransa Komünist Partisi ve %25 oy alan Yunanistan Komünist Partisi’nin de gençlikle ilişkilerinin sorunlu olduğunu söyledi: ”Günümüzde komünist hareket de 20. ve 19. yy gölgesinden çıkamadı hala, hala bugüne tarif eden bir süreçte sorun yaşıyor 19 ve 20. yy komünist hareketi güncel bir söylem üzerine kuruluydu. Neydi bu söylem? ‘Herkese bir konut, herkese ücretsiz okul, sağlık ve iş.’ Ama günümüzde bu söylemler çözmüyor meseleyi, dün bunu dillendirirken Rus işçisi kapuska çorbasından başka bir şey bulamıyordu ancak günümüzde bu böyle değil, artık üretim sürecinin içinde olmayan en yoksul öğrencilerin bile cebinde son model telefonlar var, bir biçimde var.”

Sosyalist hareketin son dönemlerde sadece yoksulluk üzerinden değil, hak ve özgürlükler üzerinden kendini yeniden kurması lazım diyen Çiftyürek, ancak bu yeniden kurma sonrası sosyalizmin dönemin sorunlarına dair çözüm üretebileceğini söyledi.

‘Süreç ulusal mücadele süreci’

Son 20 yıldır Afganistan, Ukrayna ve Mısır üçgeninde sürmekte olan savaşa dikkat çeken Sinan Çiftyürek, bu savaşın bir şekilde 20 yıldır sürdüğünü ve 15-20 yıl daha süreceğini belirtti. “Bu üçgenin merkezinde Kürdistan var’’ diyen Genel Başkan, “Bu savaşta neler siyasal mücadelenin ana unsuru durumunda ya da toplumu neler mobilize ediyor? Elbette sınıf hareketi değil, esas olarak ulusal, etnik ve dini konular toplumu, özelde gençlik kitlesini motive ediyor. Şimdi siz Irak’ta ya da KBY’de veya Suriye ve Rojava’da sosyalizm derseniz bu savaş süreci içerisinde karşılık bulur mu, bulmaz. Bu süreçte sosyalizm ve sınıf mücadelesi Ortadoğu’da karşılık bulmuyor.”

Bugün Kürd gençliğinin ana kitlesinin Kürdistan’da ulusal mücadelenin etkisi altında ya da dinin etkisi altında olduğunu kaydeden Genel Başkan, sadece Kürdler içerisinde de değil, Irak’ta da bu durumun var olduğunu, Irak’ta Şii ve Sunni grupların aynı Arap milliyetçiliği ve aynı ulus olmasına rağmen birbirlerinin camilerini bombaladığını belirtti. Çiftyürek, bu savaş ikliminde sosyalizm meselesinin toplumsal dayanak bulmada son derece zorluk çektiğini kaydetti.

Kürd gençliğinin ana kitlesinin başta HDP/DBP olmak üzere ulusal mücadelenin içerisinde olduğunu söyleyen Çiftyürek, “Orada ulusal mücadele veren diğer partilerimiz kendilerini sorgulamalıdır, neden ulusal mücadele verdikleri halde gençliği kapsayamıyorlar. Bu sorun bizim için de geçerli ama özel olarak bu durum o parkurun sorunu” dedi.

‘Sosyalizm doğası gereği enternasyonalisttir’

Kürdistan’da kendini sosyalist olarak tarif eden bir gencin neden kendilerinde değil de Türkiye sosyalist hareketi içerisinde yer aldığına dair de Çiftyürek şunları kaydetti: “Bunun bizden de kaynaklı nedenleri var ama bizim dışımızdaki etkileri daha fazla. Mesela asimilasyon ve entegrasyon politikası gençlik üzerinde olabildiğince etkilidir. Bu yüzden Batı’daki bir üniversitede okuyan Kürd genci, eğer sola/sosyalizme yönelmişse bu asimilasyon ve entegrasyonun etkisinde kalıyor. Bunun dışında en önemli etken de sosyalizmin enternasyonalist bir düşünce olması.”

‘Bizim politikasızlığımız’

Özeleştiri vermek gerekirse yukarıda saydığı hiçbir gerekçenin başta Kürdistan komünistleri özelde de ÖSP için bir bahane olamayacağın dile getiren Çiftyürek, “Bu etkisizliğin ve kapsayamamanın nedeni bizim eksikliğimiz ve beceriksizliğimiz, bu yüzden Kürd sosyalist gençliği bizden ziyade A ya da B partisine veya Türkiye sosyalist hareketine yöneliyor” dedi. Kendilerinden kaynaklı sorunlar olduğunu da dile getiren ÖSP Genel Başkanı, “Bu durum genel olarak bizim politikasızlığımızdan kaynaklı, gençlikle bir araya gelebileceğimiz bir zemin yaratamıyoruz” dedi.

Sahada gençlikle buluşabilecekleri politik etkinlikler düzenleyeceklerini belirten Çiftyürek, gençliğin günlük politik taleplerine karşılık vermek gerektiğini ve son dönemde ÖSP’nin gündemine Kürd sosyalist/komünist gençliğinin nasıl kapsanacağı meselesini aldığını ve yoğun olarak bu konuya dair tartışmalar yapıldığını söyledi. Çiftyürek, birçok alanda başta spor aktiviteleri ve kültür sanat aktiviteleriyle gençlikle ortak bir zemin oluşturmaya çalışacaklarının altını çizdi.

‘PKK ve HDP, Kürd sosyalistlerin alanını daraltıyor’

Komünist Parti Üyesi Kürd genci Özkan Polat’a göre ise Kürdistani bir partiye yer almamasının nedenlerinin başında Kürd sosyalistlerinin ulusal mücadeleyi ön plana koyup sınıfsal mücadeleyi geri plana atıyor olması.

Sosyalizm mücadelesi veren bir partinin vazgeçilmez ilkelerinden birisinin ‘kendisini liberal ve milliyetçi ideolojik saldırıdan koruması ve işçi sınıfının kimliği etrafında buluşmaya çağırması’ olduğunu söyleyen Polat, bugün sosyalist Kürd partilerinin kapitalist-emperyalist sistemin sola yönelik liberal ve milliyetçi ideolojik saldırılarına açık konumda olmaları nedeniyle doğrultu sorunu yaşadıklarını iddia etti.

Özkan Polat, sosyalizm mücadelesini bağımsız bir hatta veremediklerinden dolayı, Kürd sosyalist partilerinin seslenme kanallarının zayıf kaldığını ve Kürd siyasetinde PKK ve HDP’nin gücünün Kürd sosyalist partilerinin hareket alanlarını daraltıcı yönde olduğunun altını çizdi.

BAS HABER

Ali Demiraslan

- Advertisment -

Recent Comments

Verified by MonsterInsights