Ana SayfaGIŞTÎ"HALK İÇİNDE MU'TEBER BİR NESNE YOK DEVLET GİBİ..."

“HALK İÇİNDE MU’TEBER BİR NESNE YOK DEVLET GİBİ…”

Devlet ideolojik aygıtlarıyla ve olanaklarıyla toplumu etkileyen en önemli güçtür.

Heybet Akdoğan / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız

Türkiye devletinin toplumu etkileme konusunda temel hedefi olan, “Beyaz Türk”ü yaratma projesi, Cumhuriyet tarihinden günümüze kadar farklı etnik kökenli halklar üzerinde uygulanan faşizmin tanımlayıcısı olmuştur. Günümüzde “Beyaz Türk” yaratma projesini şu an iktidar temsilcisi olan AKP ve MHP ısrarla devam ettiriyor. Cumhur İttifakı’nın toplum modeli, maddi çıkarlarla hareket eden bir elit ve bu elitin güdümünde dinsel duygularla kolayca yönlendirilebilinen geniş bir yığın yaratma… Cumhur İttifakı’nın en çok başarılı olduğu çalışmalardan bir tanesi yapılandırdığı bu toplum versiyonudur. Nitekim, şu an mevcut Türkiye toplumunun ruh hâline baktığımızda, Cumhur İttifakı’nın bu hedefinde başarılı olduğunu söyleyebiliriz.

AKP-MHP bloğunun sistematik bir şekilde topluma giydirmek istediği Türk-İslam kılığı, birçok pratik yansımalarıyla toplumda zuhur eden ideolojik bir hastalık olarak görülmektedir. “Tek bayrak, tek vatan, tek dil, tek din…” şeklinde Türkiye toplumunun büyük bir kısmının bilincini esir almış bu sömürgeci slogan; demokrasi, adalet ve barış karşıtı iradeyi güçlendirmektedir. Faşizmin toplum rüyası olarak ifade edilebilecek bu durum, Türkiye’de adalet isteyenlerin karşısında acımasız faşist grupları organize eden suç kitlelerini de beraberinde doğurmuştur. Varolan genel tablo; Reis’e itaat, sadakat ve biat etmek. Yıllardır MHP’nin arzuladığı bu Türkiye tablosu; Erdoğan’ın, Bahçeliye el uzatmasıyla amacına ulaştı. Böylelikle, Lümpen alt sınıflardan ve orta sınıflardan bir araya getirilen ırkçı ve biatçı kesimler, hem toplumsal muhalefete hem de Kürt halkına karşı mobilize edilmiş Cumhur İttifakı’nın bekçileri olarak esas duruştalar.

Kitle dönüşümü ve taban dönüşümünü büyük bir oranda hazırlanmış olan Cumhur İttifakı’nın, varoluş sebebiyle uyum içinde devam eden saltanatı, faşizmle yaşam bulan tüm bürokratik kurumlarını ve sivil toplumunu devlet içinde, “devletçikler” kurmaya kadar vardıran imkânlarla donatmıştır. Son günlerde Reisler kavgasında, hiddetle hareket eden Sedat Peker ve itiraflarındaki tüm yapı ve oluşumlar bu duruma çok iyi örnekler sunmaktadır.

Cumhur İttifakının; “üç kıtaya egemen olan ecdadımız” sözüyle yurt dışında organize ettiği suç örgütleri ve çeteler ise “işin cabası…”

Özünde korku atmosferiyle yaratılmış ‘Cumhur İttifakı tabanı,’ esas itibariyle faşizmin toplum mühendisliğinin bir ürünüdür. Şiddet, korku ve hukuksuzluklarla tüm muhalifleri hapse attıran Cumhur İttifakının yarattığı bu düzen, devletin ve toplumsal yaşamın paramparça olmuş hâlidir.

Sonuç olarak meselenin her zaman dönüp dolaşıp devletin güç olanaklarına dayandığı bu hakikatler bütünü; kılıcı kanlı Kanuni Sultan Süleyman’ın ifadelerinde anlam bulduğu gibi: “Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi…”  sözleriyle, devletin ne kadar ‘muteber’ bir varlık olduğunu,  Cumhur İttifakıyla bizlere bir kez daha hatırlatmaktadır.

- Advertisment -

Recent Comments

Verified by MonsterInsights