Ana SayfaGIŞTÎHALÂ MI KÜRTLER BİR STATÜYE…

HALÂ MI KÜRTLER BİR STATÜYE…

Bunca kıyıma, bunca işkencelere, bunca ihanete, bunca yerinden yurdundan edilmelere, sürgünlere, aşağılamalara, bazı Kürtlerin “saftirik”liklerine rağmen … Halâmı Kürtler bir statüye sahip olamazlar?..

Fevzi Kartal / Yazarın diğer yazıları için tıklayınız

25 Eylül 2017’de Irak Kürdistanında Kürtlerin kendi geleceklerini kendilerinin belirlemesi için bağımsız olalım mı, olmayalım mı referandumu yapılacak, halkın rızası alınacak. Irak Kürdistanı Bölgesel Yönetimi (İKBY) tarafından Irak Kürdistanında yaşayan İKBY vatandaşlarına Kurd, Ermeni, az sayıda Arap, Türkmen, Asuri, Keldani halklardan ve de Müslüman, Hıristiyan, Varsa Alevi, Ezidi vatandaşlarından bir cümle her çeşit halk, din ve mezheplerden dört dilde hazırlanmış İKBY’de konuşulan diller her türlü iletişim aracılığı ile izah edilerek referandum çalışmaları yapılacak uluslar arası basından öğrendiğimiz kadarıyla.

Sondan söyleyeceğimi yazının başlangıç bölümünden belirtmeyi uygun görüyorum ve de diyorum ki; Yüzyıllık bir zamandan daha fazla bir zaman diliminden bu yana bunca kıyıma, bunca ihanete, bunca işkencelere, bunca yerinden yurdundan edilmelere, sürgünlere, aşağılamalara, bazı Kürtlerin saftirikliklerine rağmen … hala mı Kürtler bir statüye sahip olamazlar?..

Bilimsel ve sosyolojik, olgulardan hareketle Kürt sorununa baktığımızda; inkarcı, ezoterik (bir konudaki derin bilgilerin ve sırların ehli olmayanlardan gizlenmesi) ve ırkçı gözlükle bakmadığımızda Kürtlerde Ortadoğu’daki diğer halklar gibi bir ulusturlar, Kürtler Kürt değillerse kimdir Kürtler? Bu bölge devletlerinin üst aklı Kürtlerin Kurd olduklarını çok iyi biliyorlar ama halklardan gizliyorlar. Tıpkı Aristotales gibi sabahları seçkin öğrencilerine ders verirken akşamları halka ders verirmiş ve öğrettikleri de ayrı ayrı bilgilermiş.

Irak Arapları Kürde sen Kürtsün bizimle kal, böyle kal, ulusal gelirden de sana sadaka verelim, Erdoğan rejiminin Türkiye’de birkaç torba kömürü dağıtmayı sosyal devlet gördüğü gibi, yoğurdun kaymağı da bize kalsın diyorlar.

Persler Kürde sen Kürtsün ama işte öylesine Kürtsün, ne Kürtçe eğitim ne okul, eh! İşte öyle kal ve ben seni yavaş yavaş asimile edeyim ki, nasıl olsa birbirimize yakın iki kardeş halkız. Dilimiz Hint-Avrupa diller gurubundadır, ırkımız da Arienne ırkındadır.

Mollakrasi iktidar erki elhamdülillah hepimiz Müslümanız diyor. Peki, karşılığı, günlük yaşamdaki kaşlığı ne Kürtler için? Kocaman bir hiç. Allahın verdiği anadili olan Kürtçe değil de Farsça dayatılıyor. Sakalları sıvazlayıp elhamdülillah la geçiştirilerek Kürtlerle adeta alay ediliyor. Pers ulusçuluğu var ama Kürtlere gelince elhamdülillah hepimiz Müslümanız(!)? Tamam da bu nasıl Müslüman kardeşliği? Fars diline, fars ulusçuluğuna müsama göster; Kürde gelince elhamdülillah … Kim kanar senin Müslüman kardeşliğine, hem de ayrıca o kadar çok Müslüman tasviri var ki 36. 000 çeşit tasviri varmış İhsan ELİAÇIK gibi aklına danışarak, olgulardan hareketle değerlendirmeler yapan ilahiyatçıların belirttiğine göre. Kürtler kimin kardeşi; Şiilerin mi, Sunilerin mi? Hem de ne Şii yönetimleri Kürtlerin Sünni yönetimlerle kardeş olmasını istiyor ve de olmamak için her türlü entrikayı çeviriyor. Ne de Sünni yönetimleri Kürtlerin Şiilerle kardeş olmasını istemiyor ve de yine her türlü entrika çevriliyor. Tekrarda fayda varsa, Müslüman kardeşliği imiş, hangi Müslüman kardeşliği ? “Etme eyleme Recep” hani biz Müslüman kardeşiydik!

Kürtler hep araba, Perse, Osmanlıya ve Türkiye Cumhuriyetine kardeşlik yaptılar ama karşılığında sen Kürtsün adını almadılar ve de kendi adları ile çağrılmadılar. Müslümanız ama kendini inkar etme Müslümanlığı dayatıldı. Müslüman kardeşliğinin arkasına sığınılarak Arapçılık, Persçilik ve Türkçülük yapılıp en az 40 milyonluk nüfusu ile bölgenin en kadim ulusu Kürtler yok sayıldı ve de cetvelle bölge diktatör devletlerinin kartallar sofrasında paylaşıldı.

Suriye iktidar erki bu güne kadar Kürtlere kimlik bile vermiyordu. Kimliği olmayan bir ülke vatandaşı varsa hem de milyonlarca lütfen söyleyin! Kürtler Suriye’de kendi güçleri ve uluslararası güçlerinde desteği ile şimdilik bir güç oldular ki, umarım sonu gelir bu kargaşanın da sonunda Kürtler bir statü elde ederler. Bu statüyü elde etmeleri de kendi aralarında iyi bir birliktelik sağlamakla olur. Ki, şurası iyi bilinmelidir ki Kürtler az da olsa kendi aralarında, iç çelişkiler her zaman olur, önemli olan asıl meselede baş çelişki meselesinde uzlaşmayı bilmektir, bir birlik oluşturdukları için uluslar arası güçlerin gözünde önem kazanmışlardır. İyi değerlendirilirse her karmaşadan bir iyi sonuç elde edilir. Her karmaşanın sonu her zaman yine de karmaşa değildir. Irak’ta da Irak Saddam diktatörlüğünün karmaşasından faydalanan Kürtler kendi aralarında baş çelişki durumunu esas alarak sorunlu da olsa bir birliktelik sağlayarak zamanla IKBY statüsüne varabilmişlerdir. Hem de her türlü zorluğa, iç sorunlara, Irak iktidarının ulusal gelirden Kürtlere sadaka misali para vermelerine rağmen güzel şeyler de yapmışlardır. IKBY topraklarında konuşulan dört dil Türkmenceden tutunuz Ermeniceye varıncaya kadar eşit resmi dil statüsündedir. Efendim “İKBY memurlarının maşını dahi ödeyemiyormuş”. Etme eyleme Recep Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarında senin durumun ne idi, Allah için söyle, “araba tekeri lastiğini bile yapamıyor(duk)” dün değil mi? Okullarda öyle öğrenmiyor muyduk? “Ne Mutlu Türküm Diyene” sloganlarını dayak yiye yiye bağırmıyor muyduk? “Temiz Türkçemizi konuşalım” adı altında Kürt çocukları zorla asimile edilmiyor muydu? Türkçe dışındaki diller kirli miydi? Ve de daha neler neler… En azından IKBY’nin dillere saygısı var. Ya senin?

Türkiye’de Kürtlerin durumu ne? Kocaman bir hiç; “kart-kurt-kürt” sonunda da “türk”. “Doğu ve Güney Doğulu vatandaşlarımız” ezoterik ve bilimsellikten uzak olgulardan hareketle sosyolojik değerlendirmelerden yoksunluk. Daha çok yazacaklar var ama Avantaj Post köşemin darlığı nedeniyle çetvelle Fransa ve İngiltere’nin gözetiminde 16 mayıs 1916 Sykes-Picot Anlaşması-imzacı devletler Britanya İmparatorluğu, Fransa ve Rusya. İmzalayanlar Eduard Grey (İngiliz), Paul Cambon (Fıransız), ile bölünen saftirikliğin ve Müslüman kardeşliğinin yalanı sonucu bölünen BÜTÜN PARÇALARIN KÜRTLERİ ACİLEN BAŞ ÇELİŞKİ MESELESİNDE BİRLEŞİNİZ! BİRLEŞMEYİ GEREKTİRECEK BİR POTANSİYEL SENDE MEVCUTTUR! BİRİNCİ AMACIN BİRLEŞMEK OLMALIDIR! Eğer amacınız üzüm yemekse; bağcı dövmek değilse! BAŞKACA SEÇENEK YOKTUR.

 

- Advertisment -

Recent Comments

Verified by MonsterInsights