Ana SayfaGIŞTÎGÖZALTINDAKİ POLİSLER İHD’YE BAŞVURDU

GÖZALTINDAKİ POLİSLER İHD’YE BAŞVURDU

İnsan Hakları Derneği Başkanı Öztürk Türkdoğan, ‘Tüm adli işlemlerde yıllarca bir arada yaşamış polislerin şimdi birbirlerine işkence yapmaları korkunç bir şey’ dedi.

26 Nisan 2017 tarihinde 81 ilde düzenlenen operasyonlarda 1000’i aşkın polis gözaltına alınmıştı. Bazı polislerin aileleri İnsan Hakları Derneği’ne başvurarak, polislerin işkence gördüğünü açıkladı.
Artı Tv Ankara Temsilcisi Sibel Hürtaş’ın konuğu olan İnsan Hakları Derneği Başkanı Avukat Öztürk Türkdoğan, kendilerine ulaşan hak ihlalleri ile ilgili bilgi verdi. 26 Nisan’da yapılan operasyonlarda çok sayıda polisin gözaltına alındığını anımsatan Türkdoğan, polislerin ailelerinin kendilerine başvurduğunu belirterek, şunları söyledi:

POLİSLER İŞKENCE GÖRDÜ 

“Son dönemde İçişleri Bakanlığı’nın çok sayıda polisin gözaltına alındığına dair açıklaması olmuştu. Onların ailelerinin bize yaptıkları başvurular var. Maalesef Ankara Emniyeti’ne ilişkin şikayetler var.
Bu şikayetler işkenceye ilişkin. Kaba dayak biçiminde, dövme biçiminde avukatlardan ve ailelerden gelen şikayetler oldu. Bununla ilgili olarak gerekli girişimlerde bulunduk, bulunmaya da devam ediyoruz. Fakat bu oldukça vahim bir şey.

BİRBİRLERİNE İŞKENCE YAPIYORLAR 

Tüm adli işlemlerde yıllarca bir arada yaşamış polislerin, yargı mensuplarının şimdi birbirlerine işkence yapmaları korkunç bir şey. Bunun olmaması gerekir. Bu çok büyük travmalara sebep olacaktır. Muhafazakar camiada çok büyük travmalara olacaktır.

Tuhaf bir durumla karşı karşıyayız. Kimsenin kimseye güvenmediği herkesin herkesten şüphelendiği, muhbirliğe zorlandığı bir kamu idaresi olamaz, devlet yönetimi olamaz. Dolayısıyla Türkiye’nin bir an önce normalleşmesi gerekir.

SUSMAYIN İŞKENCEYİ ANLATIN 

Darbe girişiminin başından bu yana gözaltına alınanlar kapsamında bazı kişilerin ailesinin derneğimize yaptığı başvurular var. Bu başvurularla ilgili bizler de yapmamız gereken çalışmaları hala sürdürüyoruz.
Bu yayın vasıtasıyla ben vurgulamak isterim, yargılamalar başladı. Bu kişiler işledikleri suç ne olursa olsun hiç kimseye işkence yapılamaz. Eğer işkence görmüşlerse ne olursa olsun bunu duruşma salonunda anlatmak durumundalardır. Bu sadece kendileri ile ilgili bir durum değil. Çünkü insanlık onurunu korumanın başka yolu yoktur. İnsanlık onurunu korumamızın yolu buradan geçer. İşkenceye maruz kalmış insanların kesinlikle susmaması gerekiyor. Kendilerine yapılan işkenceyi konuşması gerekir ki bununla etkili bir şekilde baş edelim, işkenceciler cezasız kalmasın.

İŞKENCEYE SESSİZ KALINDI 

Bu toplum 12 Eylül’de neredeyse bir bütün olarak işkenceden geçirildi. O günlerden geçip gelen bir toplumuz biz. Aynı travmaları bir kez daha yaşamaya, kimsenin bunu bize yaşatmaya hakkının olmadığını söylüyoruz. İktidar işkencenin yasak olduğunu söyleyecektir fakat çok daha fazla beyanatlar duyduk ve şok olduk. Bizzat işkenceye karşı mücadele etmesi gereken çok insan sessiz kaldı, açıklama dahi yapmadı. Hatta bazıları ters açıklamalar yaptı. Darbecilere her türlü kötü muamelenin yapılabileceğini söyleyen milletvekilleri vardı. Bunlar bizi gerçekten şok etti.

TECAVÜZ VAKALARI BİLE VAR 

En belirgin işkence yöntemi kaba dayak yöntemi. Çıplak arama dayatılması. Belli davranışları sergilemeleri istenmesi. Onur kırıcı davranışlara zorlanmaları. Bununla ilgili süresiz dönüşümsüz açlık grevleri yaşandı, şubat ayından geçtiğimiz günlere kadar. Bunun nedeni bu insanlık dışı uygulamalara karşı bir tepkiydi. Siyasi değildi.

İşkence yöntemleri konusunda belki şu anda bir elektrikli işkence vakasına rastlamıyoruz ama maalesef henüz yüzde yüz  teyit edemediğimiz ama yine tecavüzün bir işkence yöntemi olarak kullanıldığına ilişkin başvurular var.

PANZER KAZASI DEĞİL; KEYFİ İNFAZ 

(Silopi’deki iki kardeşin hayatını kaybettiği olayla ilgili) Bir panzerin kaza eseri böylesi bir yere girmesi pek mümkün görünmüyor. Ana cadde değil, çok büyük bir cadde olur, freniniz tutmaz bir yere gidip çarparsınız öyle bir şey değil bu. Oldukça şüpheli. Bizim izlenimimize göre keyfi bir öldürme vakası olarak gözüküyor.
Aile bize ulaştı, başvurularını da yapacaklar. Silopi Savcılığı, bu olayla ilgili olay yeri incelemesi yapıldı mı? Hala bu konuda bir açıklama yok, sağlıklı bir bilgimiz yok.

Devletin refleksi şunu gösteriyor. Cezasızlık refleksi. Böyle bir olay olduğunda ilk yapılması gereken şudur, o panzeri kullanan polisler açığa alınır, Savcı olay yeri inceleme yapılır, o iki polis tutuklanır ve hemen hızlıcı yargılama süreci başlar. Bu yapılmamışsa burada cezasızlık refleksi var demektir.”

Artı Gerçek / Sibel HÜRTAŞ

- Advertisment -

Recent Comments

Verified by MonsterInsights