Batman Valiliği bir süre önce projeyi kamuoyuna duyurdu. Proje duyurulduktan kısa süre sonra halktan ve uzman kuruluşlardan eleştiriler gelmeye başladı.
Projenin Batman Çayı’nın hangi kıyılarına yapılacağı tam olarak kamuoyu ile paylaşılmış değil. Ancak projenin üç köy tarafından değerlendirilen tarım arazileri üzerine inşa edileceğinden bahsediliyor.
Batman Mimar ve Mühendis Odaları Birliği de projenin Batman Çayı’nı ve yeraltı içme suyu kaynaklarını kirleteceğini, Batman’ın yeşil alanlarına zarar vereceğini ve büyük bir çevre tahribatı yaratacağını belirterek projeye karşı çıkıyor.
TMMOB Batman Şubesi, projenin tarım arazilerinin bulunmadığı, Batman Çayı’nın hayat verdiği alanlarının çok daha uzağına ya da Batı Raman bölgesine yapılabileceğine işaret ediyor.
Projenin durdurulması için aktif bir kampanya başlatan TMMOB Batman Şubesi, projenin durdurulmaması halinde her aşamasını yargıya taşıyacaklarını duyurdu.
TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Vahdettin Tüzün, konuyla ilgili Rûdaw’a açıklamalarda bulundu.
Projenin inşası için önerdikleri Batı Raman bölgesinin tarım arazisi olmadığı için Organize Sanayi Bölgesi inşası için çok uygun olduğunu ifade eden Tüzün, ancak Türkiye’de işler ‘oldu bitti’ye getirildiği için net bir şey söyleyemediklerini kaydetti.
Devlet kurumları vasıtasıyla edindikleri bilgilere göre projenin fizibilite çalışmasının yapılmadığını belirten Tüzün, yine edindikleri bilgilere göre proje hakkında hazırlanan bir raporun Sanayi Bakanlığı’na gönderildiğini söyledi.
Batman Çayı kıyısına bir OSB inşa etmenin kente ihanet olacağını vurgulayan Tüzün özetle şu bilgileri verdi:
“Proje için Batman Çayı’nın 3 bölgesinden bahsediliyor. Net bilgi, biz dahil hiçbir kurumla paylaşılmıyor. Ne yazık ki bizimle de paylaşılmıyor. Biz yazı ile belge talebinde bulunduk. Uzmanlar tarafından bir teknik rapor hazırlayıp kamuoyuna sunmak üzere Valilikten resmi yazı ile bilgi talep ettik ancak hiçbir şekilde bize cevap verilmedi. Hatta birkaç yerde meslektaşlarımızın karşılaştığı haritalar oldu. Bilgiler sır gibi saklanmaya çalışılıyor.
“Kentin şu an nefes aldığı yerlerden biri”
Biz şundan dolayı karşıyız: Biliyorsunuz Batman Çayı, Malabadi’den Batman bölgesine kadar uzanan, oradan Hasankeyf üzerinden Dicle’ye ulaşan bir çay ve kentin şu an nefes aldığı yerlerden biri. Güzel havalarda insanların gittiği, çocuklarını alıp gezebildiği bir yer burası. Burayla ilgili başka bir proje vardı şimdi o projeyi kısmen durdurup OSB ile imara açmak istiyorlar. Tabii o zaman da ‘İşsizlik var. Biz işsizlik varken biz istihdam alanı oluşturuyoruz, kentin buna ihtiyacı var’ tarzında yaklaşıyorlar. Biz de evet kentin buna ihtiyacı var diyoruz ama yer olarak projeyi doğru temelde yerleştirmek gerekiyor. Kalkıp yanlış bir yerde projeyi konumlandırdığınız zaman o doğru bir iş olmuyor. Batman Çayı hem kentin nefes aldığı bir yer hem de tarımsal üretim açısından çok değerli bir yer. Batman’ın en değerli arazisi Türkiye ortalamasına vurulduğunda da böylesi yerler nadir olarak varken kalkıp imara açıp burayı kirletmek, talan etmek kente yapılacak en büyük haksızlık, en büyük felaket olacak.
Yeraltı suları kirlenecek
Batman’ın kaynak suları Batman Çayı’na karışıyor ve Batman yeraltı su kaynakları bu bölgeden sağlanıyor. Hatta belediye Su Arıtma Tesisleri bile orada yer alıyor. İşte orada yaşanacak en ufak bir kirlilik, bir tahribat kentte ciddi anlamda sıkıntıya neden olur. Özellikle Batman her yaz su sorunu yaşıyor. Şimdi en ufak bir kirlilik burada daha büyük bir sıkıntılara neden olacak ki Türkiye genelinde yapılan OSB’lerin genelinde bu var.
Bazı kesimler bunun bacasız sanayi olacağını söylüyor, çevreyi kirletmeyeceği söyleniyor; ama katı ve sıvı atık tesisleri yokken kalkıp burada bunun olacağını söylemek sadece kamuoyunu oyalamaktır. Türkiye genelinde bu sıkıntı varken Batman Çayı’nın korunacağını söylemek doğru değil.
Köylülerin arazilerine el konulmuş oluyor
Kamu yani maliye hazinesi olarak bilinen arazilerin kullanımı uzun zamandır köylülere ya da çiftçilere ait olan araziler, tarlalar mülk kullanıcılarına satılmaya başlandı belli bir ücret karşılığında. Şimdi bu araziler normalde bu köylülerinken bunlara bir nevi el konulup rant sahiplerine peşkeş çekilmek isteniyor. Ve rant odakları da ucuz araziyi, bedava araziyi, bu ihtisas projesi ile; hem altyapısını hem üst yapısını devlete yaptırarak ucuza kapatmış olacaklar. Bunlar kentin geleceğini düşünmüyorlar.
“Biz OSB’ye karşı değiliz”
Oysa biz yer de gösterdik. Biz OSB’ye karşı değiliz. OSB’ye ihtiyaç var mı? Evet yapalım ama Batı Raman’da, tarım arazisi olmayan, üretim yapılmayan taşlık araziler varken, kalkıp böyle tarıma elverişli, su kaynaklarının olduğu yerde böyle bir çalışma yapmak kente ihanetten başka bir şey değildir. Biz duyarlı kesimler adına böyle bir karşı kampanya başlattık. Kampanyamızı sürdüreceğiz, bundan geri adım atma gibi bir durumumuz yok. Bununla ilgili sonuna kadar da mücadele edeceğiz, her türlü yasal hakkınızı da kullanacağız.
“Biz de basından çıkan haberlerle duyduk”
Bizzat Valilik tarafından yürütülen bir proje bu. Biz de kamuoyu da basından çıkan haberlerle duyduk, herhangi bir fizikte çalışması yapılmamış. Valiliğin Twitter hesabından duyduk bu haberi. Biz de araştırdık kurumlarda çalışan meslektaşlarımız, arkadaşlarımız aracılığıyla projenin fizibilitesi yapılmamış. ‘Öyle bir çalışma size geldi mi, haberiniz var mı’ diye sorduk kurumlardaki arkadaşlar da böyle bir çalışmadan haberi olmadığını söyledi.
Valilik kaynaklarından çekindikleri için tepkisini göstermeyen kurumlar kişiler de var. ‘Biz de karşıyız ama sesimizi yükseltemiyoruz,. Bu çok ciddi bir ihanettir’ diyenler var. Hazine arazisi olduğu için buranın altyapı çalışmaları tamamen devlet tarafından yapılması planlanıyor Bu proje tamamlandıktan sonra üst yapısı da bitirdikten sonra özel sektöre OSB şeklinde devredilmesi planlanıyor.
Projeye karşı eylem etkinlikler yapmayı planlıyoruz. Ocak ayının ilk haftalarında uzmanlarla bir panel gerçekleştireceğiz. tüm kurumlar, sendikalar ve halkı çağıracağımız bir panel olacak. Orada projenin enine boyuna uzmanlar tarafından tartışılsın istiyoruz ona göre bir sonuca varmak istiyoruz. Hatta oradaki köylülerle bir araya gelip köylerin düşüncelerini almak istiyoruz, onlarla birlikte bu mücadeleyi sürdürmek istiyoruz. Hukuki zeminde de yasal süreçlere başvuracağız, alınan kararlar yargıya taşınacak.”
Rudaw
