Ana SayfaNIVÎSKARÊNSavaş dili ile barış eli uzatılamaz 

Savaş dili ile barış eli uzatılamaz 

“Birisi barışı başlatmalı.  

Tıpkı savaşı başlattığı gibi” 

Stefan Zweig 

Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız 

Barış nedir? Yüz yıldır ülkede milyonlarca insan neden barış diye haykırıyor? 

Demek ki ortada savaş olmasa da bir sorun var. Eğer ki ortada bir sorun varsa ki vardır, o zaman sorunun tarafları vardır. Taraflardan biri diğer tarafı görmezlikten gelerek, yok sayarak, inkar ederek, küfrederek, hakaret ederek yani savaş dili ile barış eli uzatamaz. 

Zaten böyle olduğu için yüz yıldır ülkenin ekonomik kaynaklarını tüketen, binlerce insanın ölümüne sebep olan, dışarıda ülkeyi itibarsızlaştıran bu düşük yoğunluklu savaş devam etmekte ve ülkenin en önemli sorunu Kürdistan sorunu, Kürt sorunu çözülemiyor. 

RT Erdoğan, daha önce başlatılan barış sürecini buzdolabına kaldırdı ve MHP ile Cumhur İttifakı’nı kurdu.  

Bugün Cumhur ittifakının küçük ortağı MHP, DEM Parti’ye kapatılmasından tutunda terörist olduğuna kadar en ağır hakaretleri yapmasına rağmen Devlet Bahçeli’nin mecliste DEM Parti’ye uzattığı el havada kalmadı ama uzatılan elde samimiyette yoktu. Çünkü uzatılan el dostane bir el değildi. 

Kürdistan sorununu, Kürt sorununu terör sorununa indirgeyemezsiniz. 

PKK sorununa indirgeyemezsiniz. 

PKK’den önce var olan bir siyasi sorundur. 

Ülkeyi yönetenler bir asırdır, kendi beka sorunları için yalancıktan çeşitli barış süreçleri ortaya atmışlardır. Amaçları tabiri caizse Kürtlerin sırtına binerek, ıslanmadan dereyi geçmekti ki bunu da bugüne kadar hep başardılar.  

Bugün artık Kürt halkı bu oyunu bozacak gibi gözüküyor. Dileriz Kürtlerin siyasi temsilcileri bir gol daha yemezler. 

– İktidar dün olduğu gibi bugün de küçük hesaplar peşinde mi?  

– Bölgenin topyekûn savaş alanına dönüşmesi mi iktidarı tedirgin edip buna zorluyor? 

– Kürdistan Bölgesel Yönetimi statüsünden mi rahatsızlar? 

– Rojava’yı tamamen işgal etmek mi istiyorlar? 

– Ekonomik ve siyasi krizi aşmak mı istiyorlar? 

– Anayasayı değiştirme oyunu mu? 

– Gündemi değiştirip, kamuoyu sorunlardan uzaklaştırılmak mı isteniyor? 

– Batı ile gerilen ortamı yumuşatmak mı istiyorlar? 

Benzeri deli sorular beynimizde dolaşıp duruyor.  

Bayram değil seyran değil, nereden çıktı bu barış eli. 

Cumhur İttifakı bu konuda samimi ise Kürt siyasi hareketini itibarsızlaştırmadan, Kürt halkının haklı taleplerine cevap olmalıdır. 

– Bu sorunu uluslararası kurum ve kuruluşlar nezdinde, uluslararası hukuka uygun bir şekilde çözmeli. 

– Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit kalkmalı. 

– Bütün siyasi mahkumlar serbest bırakılmalı. 

– Kürdistan Bölgesel Yönetimi ve Rojava’nın siyasi statülerine saygı duyulmalı. 

Bütün bunlar Kürdistan sorunu ve Kürt sorununun birer sonucudur.  

Bu talepler dikkate alınmaksızın, yeni başlatmayı düşündükleri “Barış Süreci”nde yol alınamaz. 

Hani söz konusu savaş ve barış olduğunda hep duyduğumuz bir söz vardır ya “Barış zamanında oğullar babalarını toprağa verirler, savaş zamanında ise babalar oğullarını toprağa verirler”. Bugüne kadar anneler babalar oğullarını ve kızlarını yeterince toprağa verdiler.  

İktidar ve muhalefet tarihsel rolünü oynamalı, 40-50 yıldır süren bu düşük yoğunluklu savaşa son vermeliler. 

Barış sürecinin tartışılarak çözüme ulaşacağı yer olan “Meclis” işlevsiz hale getirilmiş, her anlamda ülkenin önünü tıkayan Kürdistan sorunu, Kürt sorunu meclis dışında kapalı kapılar ardında çözülemez. 

Tolstoy’un dediği gibi “Dünyada barış, insanda iyi niyet olmalı”. Halk iyi niyetli siyasileri çözüm sahnesinde görmek istiyor. 

Süreç meclis çatısı altında şeffaf bir şekilde konuşulmalı, çözüme kavuşturulmalıdır. 

İktidar ve ortağı, DEM Parti’nin taleplerini sabotaj girişimi olarak görüyorlar. Amaçları DEM Parti şahsında Kürt halkını esir almaktır. 

Anti demokratik kırmızı çizgilerinizi Kürtlere dayatarak birlik ve beraberliği sağlayamazsınız. 

- Advertisment -

Recent Comments

Verified by MonsterInsights