Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız
Türkiye gibi siyasal sistemi tartışmalı, demokrasiyi içselleştiremeyen, totaliter tek adam sistemlerinde seçim öncesinde ve seçim sonrasında, kullanılan mühürsüz oylar, oyların taşınması ve sayılması, seçim sonuçları yıllardır tartışıldığı için seçimlerin üzerine gölge düşmektedir.
Bu tür ülkelerde yerel seçim sonuçları genel seçimleri etkilediği için hem iktidar hem de muhalefet açısından önemli olduğundan seçim sonuçları tartışmaları da beraberinde getirmektedir.
Ülkedeki yaygın kanı “İstanbul’u alan Türkiye’yi alır”. Onun için 2019 yerel seçimlerinde İstanbul’u kaybeden AKP iktidarı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal ettirdi. Yine Kürdistan’da belediye başkanlıklarını kazanamayan AKP iktidarı Kürt halkının iradesiyle seçtiği belediyelere kayyımlar atadı.
Burada iktidarın amacı başta İstanbul olmak üzere kayyım atadığı kentlerde yer alan ortak mal ve mülkleri yani kent rantını halka eşit şekilde ya da ekonomik anlamda zayıf (fakir -fukara) ailelere ve bireylere dağıtacağına yandaşlarına peşkeş çekiyor, çekmek istiyor.
AKP hükümeti, Cumhur İttifakının 2023 genel seçimlerinde ve daha önceki seçimlerde yapmış oldukları seçime yönelik hukuksuzluklar devam ediyor. Birçok ilde taşımalı seçmenlerin olduğu, tarafsız olması gereken kurumların başta valiler, kaymakamlar olmak üzere iktidar partisi ve Cumhur İttifakının diğer partilerini destekledikleri kamuoyu tarafından bilinen bir gerçektir.
Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. Muhalefet bu hukuksuzluklardan dolayı yerel seçimleri görünen o ki kaybedecek çünkü bu konuda herhangi bir önlem almıyorlar. Şayet bu seçimler kaybedilirse sorumlular muhalefet partileridir. Kimsenin Kürtleri, Alevileri, deprem bölgesindeki vatandaşları, muhalif kişi ve grupları suçlamaya hakkı yok, tek sorumlu önlem almayan, alamayan muhalefet partileridir.
Anayasa bir sistemin, düzenin teminatıdır. Bir anayasa sadece bir hukuki metin değildir. Anayasa bir toplumsal sözleşmedir. Toplumların bir arada yaşama ve var olma iradesini yansıtıyor.
Bu anayasaya saygı duymayan, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı tanımayan bir iktidar nasıl demokratik bir seçim yapacak? Halkın verdiği karara nasıl saygı duyup kabullenecek?
Onun içindir ki muhalefet partileri, iktidar bloku Cumhur İttifakı tarafından demokratik bir seçim ortamı oluşturulmadan bu yerel seçime girmemelidir. Aksi halde yine hüsrana uğrarlar. Partilerinde büyük depremler oluşur. Bu başarısızlıkta payı olanların koltukları altlarından kayabilir.
2024 yılı özellikle muhalefet partilerinin olağanüstü kongreler yılı olabilir.
Şayet Cumhur İttifakı partileri özellikle AKP bu yerel seçimde başarısız olurlarsa “erken genel seçim” olma olasılığı oldukça fazladır.
Başta İstanbul ve Ankara belediyeleri olmak üzere kaybettiği Adana, Antalya gibi belediyeleri tekrar kazanamaması ya da Balıkesir, Manisa, Bursa gibi birkaç ili kaybetmesi durumunda RT Erdoğan’ın liderlik misyonu tartışılmaya başlanacaktır.
Her seçim döneminde seçim bölgelerinde her tür oyun oynanmasına rağmen Kürtlerin kazandıkları milletvekilleri zindanlara dolduruluyor, kazanılan belediye başkanlıklarına kayyımlar atanıyor.
Muhalefetin yirmi yılı aşkın süredir yapılan seçimleri kaybetmesi halkı oldukça yordu. Halkın bir beş yıl daha kaybetmeye artık tahammülü kalmadı.