Ana SayfaGIŞTÎ"SURİÇİ VE 33 MEDENİYET HARİTADAN SİLİNİYOR"

“SURİÇİ VE 33 MEDENİYET HARİTADAN SİLİNİYOR”

Suriçi’nde yıkılan yapıların 87’sinin tescilli, 247’sinin ise tescile değer gören yapılar olduğunu kaydeden Mimarlar Odası Üyesi Herdem Doğrul, “Suriçi ve ev sahipliği yaptığı 33 medeniyet haritadan siliniyor” diyor.

Pınar Tarcan / İstanbul – BİA

Diyarbakır Suriçi’nde 2015’te ‘kentsel dönüşüm’ adı altında başlatılan yıkım çalışmaları sürerken, Sur halkı Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) koruması altındaki tarihi Suriçi başta olmak üzere bölgenin geri dönülemeyecek şekilde tarihi dokusunu kaybettiğini söylüyor.

Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mimarları Odası Yönetim Kurulu Üyesi Herdem Doğrul, Sur’daki yıkımla ilgili son gelişmeleri bianet‘e anlattı.

Mimarlar Odası’nın Diyarbakır Şubesi yetkililerinden Herdem Doğrulu, “Sur’da yaklaşık iki yıldır aralıksız devam eden yıkım, tarihi Suriçi’ni tümüyle yıkılma noktasına getirdi. Özellikle çatışmaların sürdüğü altı mahallede (Cevatpaşa, Fatihpaşa, Dabanoğlu, Hasırlı, Cemal Yılmaz, Savaş) başlayan yıkım, bu altı mahalledeki yapıların yüzde 72’sinin tamamının yıkılmasına sebep oldu” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

Yıkılan yapıların 87’si tescilli

“Yıkılan bu yapıların 87’si tescilli, 247’si ise tescile değer görülen yapılar. Bu altı mahallede 2016 Mart ayında başlayan yıkım bu güne değin aralıksız sürmekte. Belirttiğim bu rakamların artması da elbette ki mevcut durumda olası.

“Başından beri büyük bir hukuksuzluk içinde yürütülen yıkım çalışmaları, yıkılan tescilli yapı sayısından da okunabiliyor. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, yani devletin kendi kurumu tarafından tescillenmiş olan Suriçi sokak dokusu ve yapıları, bu kurum işlevsizleştirilerek birer birer yıkılıyor.

“Hiçbir yasaya dayanmayan, hiçbir şekilde hukuki bir gerekçesi yaratılamayan bu yıkım maalesef ki iki yıldır durdurulamıyor. Koruma Kurulu yıkılan tescilli yapı sayısını bilmiyor, alanda bir tespit çalışması yapmış değil. Yapılan itirazlar, açılan davalardan da henüz bir sonuç alınabilmiş değil.

“Nüfusun tamamı yerinden edildi”

“Bu altı mahallenin yanı sıra Alipaşa mahallesinde 2012’de kısmi olarak gerçekleştirilen fakat halkın karşı duruşu sayesinde tamamlanamayan kentsel dönüşüm projesi, OHAL koşullarında tekrar yürürlüğe girdi. Ve Alipaşa Mahallesinin de birinci etap yıkım işlemi tamamlandı.

“Bu mahallelerdeki nüfusun tamamı yerinden edildi ki 2015 adrese dayalı nüfus verilerine göre yasaklı altı mahallede 22 bin 323 kişi, Alipaşa Mahallesi’nde 2 bin 985 kişi yaşamaktaydı.

“33 medeniyetinin mirası siliniyor”

“Hevsel Bahçeleri’nin oluşumundan bugüne yaklaşık 7 bin yıllık bir tarihle kesintisiz bir yaşamın kaynağı ve mekânı olduğu biliniyor. Bununla birlikte 33 medeniyetin ev sahipliğini yapmış olan Suriçi bu 33 medeniyetin izleriyle, tarihsel ve kültürel birikimiyle kendisini bugüne kadar taşımış, yaşanan bütün kaotik süreçlere rağmen özgün sokak dokusunu ve kültürel kodlarını günümüze ulaştırmış bir kenttir.

Sur topraklarında barınan 33 medeniyet

Kentsel sit alanı olan ve UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak kabul edilen ve Diyarbakır surlarını da barındıran Sur İlçesi’nin ev sahipliği yaptığı medeniyetler şunlar:

1-Hurriler (Subartu), 2-Hitit, 3-Hurri-Mitanni, 4-Aramiler, 5-Asur, 6-Urartu, 7-İskit, 8-Medler, 9-Pers, 10-Büyük İskender (Makedonya-Helen), 11-Selevkos, 12-Part, 13-Büyük Tigran, 14-Roma, 15-Bizans, 16-Araplar (Bekr Bin Vail Kabilesi), 17-Emevi, 18-Abbasi, 19-Şeyh Oğulları, 20-Hamdaniler, 21-Büveyhoğulları, 22-Mervaniler, 23-Büyük Selçuklular, 24-Suriye Selçukluları, 25-İnaloğulları, 26-Nisanoğulları, 27-Artuklular, 28-Eyyubiler, 29-Anadolu Selçukluları, 30-Mardin Artukluları, 31-Akkoyunlular, 32-Safeviler, 33-Osmanlılar.

“Yıkım çalışmaları pervasızca yürütülüyor”

“Sur’da bugün yürütülen yıkım çalışmaları bütün bu mirası bir yok oluşa sürüklüyor” diyen Doğrul, ekledi:

“Yürütülen yıkım çalışmalarının pervasızlığı, hiçbir teknik, sosyal, etnik, kültürel teması olmayan sadece güvenlik eksenli bir yaklaşımla ortaya konan bu yıkım işlemi plansız ilerlediği için geride bir çöp dahi bırakmadan Suriçi’nin haritadan silinmesine, Suriçi’nin kentsel sit olarak tescilini sağlayan özgün sokak dokusunun ortadan kaldırılmasına, Suriçi halkının kolektif yaşam kültürü ve dayanışma bilincinin yok edilmesine yol açıyor.

Ev emekçisi: Eski Sur’da herkesin kapısı açıktı

“2012’de yaşanan kentsel dönüşüm süreçlerinde Suriçi’nden çıkmak zorunda kalan ailelerin, taşındıkları yeni mekânlarda yaşadıkları zorluklara dair aktarımları en önemli referanstır.”

Doğrul, bölgedeki evinden taşınmak zorunda kalan bir ev emekçinin söylediklerini ise şöyle aktardı:

İ.B., Kadın, Ev Emekçisi:

“Biz yerimizden çıktığımız için pişmanız. Yerim güzeldi; orada doğdum orada büyüdüm. İstemiyordum çıkmayı yani. Hepsi tanıdıklarımdı, akrabalarımdı… Hastalandığımda, bir şey olduğunda hepsi yanıma geliyordu.

“Şimdi ölsek kimsenin haberi olmayacak, kimse kapıyı açmayacak. Buradakilerin hepsi yabancı. Camlarıma, balkonuma demir yaptım ne olur olmaz diye. Yalnız olduğum için korkuyorum. Orada [Sur’da] korkmuyordum; hepsi tanıdıktı, akrabalarımdı o yüzden korkmuyordum. Bütün kapılar açıktı.”

“Bölge kültürel soykırım kıskacında”

Suriçi’nde yaşayan kadın kimliğine de değinen Doğrul, şöyle devam etti: “Kadınların Suriçi’nde ördükleri ortak yaşam, bütün bir Suriçi’ni kamusal mekan haline getirmiştir. Sokaklarında yürürken kapı önlerinde kilim serip sohbet eden, çocuk emziren, tandırda ekmek yapan kadınları görebilirdiniz.

“Bununla beraber kadınların Sur’daki görünür hali, Sur’u güvenli bir alan haline getiriyor. Neoliberal politikalarla büyüyen, inşa edilen kentlerin hiçbirinde bu öğeleri görmek mümkün değildir. Bu açıdan da Suriçi büyük bir kültürel soykırım kıskacındadır.

“Revize planla sokak dokusu kaybolacak”

“Aralık 2016 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2012’de hazırlanan Suriçi Koruma Amaçlı İmar Planı ile ilgili revize kararı aldı. Planda yapılan değişikliklere bakıldığı zaman da görüyoruz ki değiştirilen maddelerin en temel gerekçesi olarak ‘güvenlik’ öne çıkmakta. Revize planda, Suriçi’nde 6 adet karakol yapımı, yol genişletilmesi gibi değişiklikler mevcut.

“Örneğin Tahir Elçi’nin katledildiği Yenikapı Sokak (Dört Ayaklı Minare Sokağı), revize planda Yenikapı Caddesi olarak geçiyor. Temelde inşa edilecek karakolları birbirine bağlayacak ring yolu olarak kurgulanan bu sokak genişletmesi, Suriçi’nin kentsel sit olarak tescilini sağlayan sokak dokusunun kaybolmasına neden olacağı gibi, bu sokakların bulunduğu alanlarda da 59 adet tescilli yapının yıkılmasına neden olacak ki mevcutta zaten yıkılmış durumdalar. (PT)

 

Yeni Yapılara Madde Madde Eleştiriler:

Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi’nin yeni yapılarla ilgili eleştirileri ise şöyle:

  • Koruma Amaçlı İmar Planı’na (KAİP) göre özellikle yapıların sokak cephelerinde var olan geleneksel özelliklerin korunmasını sağlayacak önlemler alınacaktır. Sokakların kültürel değerini öne çıkaran özgün sokak döşemesinin bulunduğu alanlar korunmalı ve yeni yapılarda avlu duvarlarının özgün malzeme ve örme tekniğine uygun biçimde yapılması gerekirken, dikkate alınmadığı ve kesme bazalt taş ile avlu duvarının kaplandığı görülmüştür.
  • Sur’un çıkmaz sokakları dokunun önemli bir özelliği olduğundan korunmalıdır ancak böyle bir özen gösterilmemektedir.
  • Parselde var olan avlular, avlu duvarları, zemin kaplamaları, merdivenler, kapılar, havuzlar ve kuyuların da korunmasını öngörmektedir ancak böyle bir koruma anlayışı görülmemektedir.
  • Her parselde 1 adet cumba olmalıyken, yeni yapılan evlerde çok sayıda cumba yapıldığı görülmüştür.
  • Dar sokaklarda mahremiyet gereği, cumbanın sağ ve solunda pencere olması gerekirken yeni yapılan evlerde cumbanın ön cephesine de pencere yapıldığı görülmüştür.
  • Pencereler kemerli ve kemerlerin de üst noktasında kenet taşı olmalıyken yeni evler kaplama bazalt olduğundan kenet taşları yapılmamıştır.
  • Şu an yapılan evlerde bodrum kat olmamalıyken yeni evlerde bodrum kat yapılmıştır.
  • Parsel sınırı korunmalıyken yeni evlerde parsel sınırı düz geçilmektedir yani parsel sınırı yer yer korunmamaktadır.
  • Avlu sınırı korunmalıyken yeni planlarda yer yer avlular küçültülmektedir.
  • Korunması gereken avlulardaki ağaç, havuz ve kuyular gibi, dokunun önemli ögeleri ortadan kaldırılmıştır.
  • Eski Diyarbakır evlerinde Avlu giriş kapısı üstünde markiz bulunurken yeni evlerde yapılmamıştır.
  • Eski Diyarbakır evlerinin damında parapet bulunmazken yeni yapılarda parapet yapılmaktadır.
  • Eski evlerde killi toprak olan dam döşemesi, KAİP’e göre ya aynı malzeme olmalı ya da uygun bir malzeme kullanılmalıyken, yeni yapılarda damın döşemesi betonarme yapılmakta ve üstü bazalt ile kaplanmaktadır.

 

BİAnet

- Advertisment -

Recent Comments

Verified by MonsterInsights