Ana SayfaNIVÎSKARÊNRuşen Çakır, Ne Söylemek İstiyor!

Ruşen Çakır, Ne Söylemek İstiyor!

Türk devleti, bugün “çözüm” meselesini ele alırken öncelikle PKK’nin silahlı yapısının sınır dışına çıkarılmasına odaklanmış durumunda. Ortadoğu’nun yangın yerine dönüştüğü, Kürdistan’ın bunun odağında yer aldığı, önemlisi IŞİD karşıtlığı üzerinden uluslararası bir koalisyonun kurulduğu, Batılı devletlerin Güney Kürdistan hükümetine silah ve lojistik destek verdiği şartlarda; Türk devletinin, PKK’nin silah bırakması en azından silahlı yapısının sınır dışına çıkartılması üzerinde durduğu görülüyor. Ruşen Çakır ve kimi yazarlar da benzer yönelimle, PKK’ye “Kuzey Kürdistan’dan çık Güney ve Batı Kürdistan’da daha iyi savaşırsın” şeklinde özetlenebilecek önermeler de bulunuyorlar.   

Çakır’ın söylediklerinden birkaç cümle: 

KSH bünyesinde çözüm sürecine yönelik tereddütler iyice ortadan kalkıyor. Bunun ana nedeni Öcalan’ın liderliğine (ve onun iyice ortaya çıkan “başmüzakereci” kimliğine) duyulan güven. İkinci olarak, çatışmasızlık ortamı hem Türkiye’deki örgütlenme ve kitleselleşme imkânlarını artırıyor, hem de hareketin ağırlığı Suriye ve Irak gibi bölgelere kaydırmasına fırsat tanıyor.” (Kürt siyasi hareketinin altın çağı yazısından)

“Peşmergelerin Şengal, Mahmur gibi yerleşim birimlerini, Irak ordusunun Musul’u terk etmesini çağrıştırır şekilde terk etmeleri kafaları karıştırdı.” “Öte yandan PKK’nın Türkiye ve Suriye’den sonra Irak’ta da baş aktörlerden biri haline gelmesini istemeyecek çok güç var ki bunlardan biri de Erbil yönetimi.” (IŞİD, Irak Kürdistanı, PKK, Türkiye ve ABD üzerine beş not yazısından) 

“Dolayısıyla şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Çözüm süreci PKK’nın bölgede daha aktif olabilmesinin önünü açmıştır. Bu nedenle Kürt siyasi hareketi, iyice tescillenmiş olan “bölgesel güç” olma konumunu koruyup güçlendirmek istiyorsa çözüm sürecine daha sıkı sarılmalıdır. Bu bağlamda Abdullah Öcalan tarafından belli şartlara bağlı olarak telaffuz edilmiş olan silahlı güçlerin Türkiye’den tamamen çekilmesi şu günlerde pekala gündeme gelebilir. İyi de olur.” (Şengal Dağı’ndan bir fotoğraf ve Batı’da değişen PKK algısı yazısından)

Buraya kısaltarak aldığım alıntılarda Çakır’ın;

*PKK saflarında “çözüm sürecine yönelik tereddütlerin iyice ortadan kalk”tığını;

*Öcalan’ın “başmüzakereci” kimliğini överek çözümün tek kişi üzerinden sonuçlandırılmasını;

*“Çatışmasızlık ortamı, hareketin ağırlığı Suriye ve Irak gibi bölgelere kaydırmasına fırsat tanıyor”;

*Peşmergelerin, Irak ordusunun Musul’u terk etmesi gibi Şengal ve Mahmur’u “terk ettiğini”,  savaşan “PKK’nin Türkiye ve Suriye’den sonra Irak’ta da baş aktörlerden biri haline gel”diğini fakat “Erbil yönetimi”nin bunu istemediğini;

*“Çözüm süreci PKK’nın bölgede daha aktif olabilmesinin önünü açtı”ğını;  iyice tescillenmiş olan “bölgesel güç” olma konumunu koruyup güçlendirmek istiyorsa çözüm sürecine daha sıkı sarılması” gerektiği;

*Ve esas muradı olarak da, “silahlı güçlerin Türkiye’den tamamen çekilmesi şu günlerde pekala gündeme gelebilir. İyi de olur” dediğini okuyoruz!

Özetlediğim bu alıntılarda ki görüş ve yaklaşımları ayrıntılı irdelemek birkaç yazı konusudur. Şunu önerebilirim okuyucuya, aldığım alıntıları ciddi irdelemeyi ve Çakır’ın ilgili yazılarını okumayı. O zaman Çakır’ın sıkıntı ve arayışının ne olduğunu daha iyi anlayabilir okuyucu.

Çakır ve benzerleri; “Türkiye’de silahı bırak hem memlekete barış hakim olsun, hem o zaman Güney ve Batı Kürdistan’da gücünü yoğunlaştırır daha iyi savaşır ve böylece bölgesel güç olma konumunda pekişmiş olur” vb. derken; PKK’nin geleceğini mi yoksa devletini mi düşünüyor? Sorunun yanıtı açıktır; Çakır bunları söylerken PKK’nin geleceğini değil Türk devletinin selametini düşündükleri çok acık. Çakır, kendi devletinin çıkarları açısından elbette böyle düşünebilir ama kimilerinin yaptığı gibi, Peşmergeyi “korkak, kaçtı, göçtü” şeklinde aşağılayarak, tersinden PKK gerillalarını ise abartılı överek yapmak zorunda değil. Doğru da değil zira söyledikleri kadar söylemek istedikleri de sırıtıyor. PKK övgüyü hak ediyorsa övülmeli ancak bunu bir başka Kürt gücünün (Peşmergenin) karalanması üzerinden yapması yanlıştır.

Çakır’da tıpkı devleti gibi odaklandığı nokta, PKK silahlı yapısı dışarı çıksın da nereye giderse gitsin, kiminle savaşırsa savaşsın! Silahlı güçler sınır dışında nereye gidecek? Yanıt Avni Özgürel’den:

“PKK unsurları yurt dışına çıksın” peki ama nereye çıksın diyoruz? “Şengal’de kalacaklar. Burada Barzani ‘evet’ dedi. Bu da çözüm sürecine dahil bir durumdur” diyor. Geçerken not edeyim, Güney hükümeti, dün evet demiş olabilir ama şimdi yanı Türk devletinin IŞİD saldırısı üzerine aldığı tavır nedeniyle bugün ne der bilmiyoruz. Ayrıca PKK’nin, IŞİD atıldıktan sonra Şengal’de kanton, özerk yapı kurma yönünde ki hedefine yan kuruluşları üzerinden ön yoklama yaptırması da, sadece Barzani değil Güney hükümetinin tutumunda önemli rol oynayabilir.

Dileriz IŞİD belasının şimdi hem Güney hem Batı Kürdistan’da tehdidinin artarak devam ettiği süreçte, Kürdistani tüm askeri güçler Peşmerge komutanlığı altında ortaklaşarak Şengal’dan Efrin’e kadar birlikte savaşırlar.

18 -09- 21014

[email protected]

 

- Advertisment -

Recent Comments

Verified by MonsterInsights