Ana SayfaGIŞTÎMUHAFAZAKARLARIN AHLÂKİ ÜSTÜNLÜKLERİ(!)

MUHAFAZAKARLARIN AHLÂKİ ÜSTÜNLÜKLERİ(!)

Gelecek Partisi Genel Sekreteri Kani Torun, Karar TV’de gündemi değerlendirdiği konuşmasında muhafazakâr camianın ahlaki üstünlüğünü kaybettiğini söyledi.

Galiba Kani Torun kirli camların ardından topluma bakıyor. Muhafazakarlar hiçbir zaman ahlâkî üstünlüğü elde edemediler. Tek sermayelerinin din ve cahillik olduğunu unutuyorlar.

Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız

-Prof. Bülent Arı “Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ben her zaman cahil halkın ferasetine güveniyorum,” sözünü birilerinin genel sekretere hatırlatması gerekir.

-Torun “İktidar, yolsuzluklarını ve yanlışlarını din ile kapatmaya çalışıyor. Bu yüzden genç nesil dinden uzaklaşıyor, deizm akımının olması boşuna değil. Çünkü iktidarın yanlışları aynı zamanda dine fatura ediliyor,” diyor.

İktidarın şanssızlığı artık karşılarında soru soran, sorgulayan, yargılayan yani kısacası biat etmeyen kocaman bir “Z kuşağı”nın varlığıdır.

Devrimcilerin Ahlâkî Üstünlüğü

Devrimciler hiçbir zaman ahlâkî üstünlüğü muhafazakarlara, milliyetçilere, ulusalcılara kaptırmadı. Çünkü devrimciler toplumun vicdanıydılar. Devrimciler için vicdan; inanç, ahlâk ve adalettir. Bir devrimcinin insana, hayvana, doğaya zarar verdiği görülmüş müdür? Her zaman halkla, ezilenlerle, emekçilerle, sömürülenlerle beraber olmuşlardır.

Yani halkı karşılıksız sevdiler.

İşte devrimcilerin ahlâkî üstünlüğü budur.

-Torun,”İran’da insanlar dinden uzaklaşıyor. Türkiye’de de özellikle son dönemde yaptıkları yolsuzlukları ve hataları din ile kapatmaya çalışıyorlar,” diye sürdürüyor.

İslâm coğrafyası adeta ahlâkî çöküntü yaşamaktadır. Suudi Arabistan, Mısır, Libya, vd…

Dünün mazlum muhafazakarları bugünün Karunları oldular. İktidarın ellerinden kayıp gitmesinden korkuyorlar. İktidar kazanımlarını kaybetmekten korkuyorlar.

Onun içindir ki başta Kürtler, HDP’liler, Boğazici Üniversitesi öğrencileri ve diğer muhalif kesimler iktidarın hışmına uğramaktadırlar.

-Torun,”Bizim camia, ahlâkî üstünlüğünü kaybetti. Herkes bir şekilde bu iktidar yoluyla bu yağmaya bulaştı,” diye kendini ayrı tutmaya çalışsa da ya kendi vakfına yer aldı ya da bir takım faaliyetlerine fon aldı.

Bu ufacık şeyin karşılığında bütün bu yolsuzluk ve hırsızlık düzenini, adaletsizliği görmezden geliyorlar.

Muhaliflerin bütün bu olanları 24 saat bas bas bağırmaları hiçbir şey ifade etmiyor. Bu kesimden birilerinin bunu itiraf etmesi elbette ki çok önemli.

-Torun ayrıca siyaset alanını daraltmak ve muhalefetin sesini kısmak isteyenlerin şiddete başvurduğunu söylüyor.

Artık Kürtleri siyaset zemininden silerek temsiliyetsiz bırakan iktidar, diğer muhalif kesimleri de zorla, baskıyla, şiddetle hizaya getirmeye çalışıyor.

-Torun, “Türkiye’de fikrini beyan ettiği için insanlar hapiste yatıyor,” diye sürdürüyor.

Bütün sağ iktidarlar döneminde Kürtler ve muhalifler zindanlara doldurulmuşlardır.

Bugün yine binlerce Kürt siyasetçi, Osman Kavala, Ahmet Altan gibi yüzlerce aydın, gazeteci, öğrenci zindanlarda.

-Torun “Kürt sorununun çözümünün, insan öldürerek olamayacağını 40 senedir öğrendik artık. Bu konuda devletin daha yaratıcı çözümler üretmesi gerekiyor,” diyor.

Kürtlerin bir kesimi Kürt sorununu sağ iktidarların çözeceğine inanırlar. Ama her defasında hüsrana uğrarlar. Her iktidarı Kürtlerin oyları belirlemesine rağmen

onların payına hep ölüm, zindan, açlık, işsizlik, sefalet düşmektedir.

Sonuç olarak ahlâkî üstünlüğü tartışılmaz olanlar elbette ki devrimcilerdir. Her şeylerini dün olduğu gibi bugün de halk için feda etmekten çekinmezler.

Gerçek yaşama bakıldığı zaman devrimciler bedel öderken sağ muhafazakarlar, milliyetçiler, ulusalcılar ülke nimetlerini paylaştılar/paylaşıyorlar.

- Advertisment -

Recent Comments

Verified by MonsterInsights