Devlet, özellikle Kürdistan’da tarımı, canlıları ve doğanın korunmasını neden en önemli “güvenlik” meselesi olarak görüp gerekli tedbirleri almıyor? Neden yıllardır bölge halkına adeta terör estiren DEDAŞ’a dur demiyor, en azından bir soruşturma açmıyor?
Küresel iklim krizi ya da felaket(ler)iyle karşı karşıya olduğumuz tabloda Karl Marx’ın kapitalizme yönelik ekolojik eleştiri ve değerlendirmelerinin önemi her zamankinden çok daha net biçimde ortaya çıkıyor.
Mega cinayet davul zurna çalarak “bakın ben geliyorum” dedi. Ancak gözü kar hırsıyla hiçbir şeyi görmez olan şirketler ve bunların suç ortağı iktidar izlemekle yetindi.
Ekolojik ayrıştırmalar, insan-insan, insan-toplum ve toplum-doğa arasına giren sınıf eksenli parçalanmalardır. Mücadele eden unsurların bunları dikkate alması, yeniden yorumlaması büyük önem taşımaktadır.
Yeryüzünde ki su stratejik öneme sahip ve sınırlıdır. Petrol biterse yerine bir çok enerji kaynağı kullanıla bilinir. Güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, Bor madeni ve bir çok maddeden bu enerji elde edile bilinir. Yapay et üretildi. Buna benzer bir çok şeyin alternatifi bulundu, bulunuyor. Ama suyun bir alternatifi yok. Hiç bir maddeden su elde edilemez.
Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koymak ve tedbirler almak zorundadır. Akbelen'de devlet ormanı değil, ormanı yok edenleri koruyor.
Fukuşima nükleer santral felaketi yaşandığında Japonya Başbakanı olan Naoto Kan, bundan 5 yıl sonra bir itirafta bulunarak, “Erdoğan’a Japon nükleer teknolojisini tavsiye ettiğime pişman oldum. Türkiye gibi sismik ve terör riski olan bir ülke nükleer santralden vazgeçmeli,”[30] dese de yerkürede ve coğrafyamızda devlet(ler) tehlikeleri düşünmek istemiyor…
Îsal li gel qeyrana aboriyê hişkesî lî bandora xwe li civakê dike ku li Bakurê Kurdistanê esnaf amaje dikin ku bihayên xurekan li gorî sala borî sedî sed zêde bûye û eger hişkesalî bidome dê rewş xiraptir bibe.
Yeni bir araştırmaya göre gezegenimiz, insan faaliyetleri nedeniyle bu hızda ısınmaya devam ederse, 2100 yılına kadar tüm dağ buzullarının yüzde 68'ini kaybedecek.
Siyanürle altın ayrıştırmanın ağır sonuçları olduğu yaşanmış olaylarla ortadayken; bu üretimlerin insanlık için hiçbir yararı olmadığı herkesin malumudur. Örneğin dünyada altının yüzde 85’i mücevherat için tüketilmektedir!
Diyarbakır Mimarlar Odası Eş Başkanı Ferit Karaman, yakın çevrede yeni eğitim yapıları inşa edilmediğini belirtilerek alanın insansızlaştırılmaya çalışıldığını belirtti.
82 sazî û rêxistinên sivîl "Platforma Piştevanî û Parastina Bajarê Amedê" ava kirine.
Li Amedê 82 rêxistinên sivîl, ked û pîşeyî “Platforma Piştevanî û Parastina Bajarê Amedê” ava kirine.