Bütün dünyada izlenen liberal politikalar gereği sendikaların gereksizliği ya da gerek olmadığı yönünde bir eğilim gelişmiş ve giderek bu düşünce birçok ülkede temel bir anlayış olarak benimsenmiştir.
Türk egemen sınıfları da dünya sermayesine paralel ve radikal tedbirlerle konumunu güçlendirme çabasında. Çarklar dönsün işçiler ölsün politikasını uygulamada bu hükümet ve sermaye epeyce başarılı oldu. Yani iktidar Küresel Covit-19 krizini en acımasız şekilde kendi lehine fırsata çevirmiştir.
"Gözlerimiz umut dolu, yakışmaz bize kaygı" diye haykırıyor Baldur'daki grevci işçinin eşi. Grevcilere olan desteğini yürekten gelen dizelerle selamlıyor.
Adına şarkılar yazılıp türküler söylendi. Halaylar çekilip horonlar tepildi. Oy korona korona. Kim korkar korona virüsten dediler. Elhamdülillah biz… dediler ise de ölümler başlayıp herkesi ölüm korkusu sardığında, ancak işin ciddiyeti anlaşılabildi.
Yukarıda iki resim var faşizmin iğrenç yüzünü gösteren.
Resmin birisi yaşayabilmek, aç kalmamak, çocuklarının üstünü başını almak okul masraflarını, elektrik parasını, kışlık erzaklarını tedarik edebilmek için, çoluk çocuk demeden Mazıdağı’nın Yücebağ köyünden yola çıktılar.
Ezilen ve sömürülen sınıflar nerede çalışırlarsa çalışsınlar, bir dokunulduğunda bin ah işitiyoruz. İşçilerin emekçilerin dertlerinin dinlenilmesine, yaşadıkları sorunları birilerine anlatmalarına o kadar ihtiyaçları var ki bu gözlerinden okunuyor. Malatya’daki mevsimlik kayısı işçileri arasında geçirdiğimiz üç günün izlenimleri bunlar. Işıltılı gözlerle bizleri izleyen çocuklar, hiçbir şey umurlarında değilmiş gibi davranan gençler, sömürü ve baskının bütün izleri yüz hatlarında belli olan adamlar ve her yerde olduğu gibi dünyanın bütün yükünü omuzlayan her şeye rağmen güzel yarınlara olan inançlarını yitirmeyen, yarını biz kuracağız dercesine çalışan mağrur, onurlu, başı dik kadınlar.
Doksanlı yıllar. Adıyaman’da petrol arama, sondaj ve üretim çalışmalarına hız verilmişti. Dolayısıyla ham petrol üretimi de arttı. Batman’dan yönetilmesi güçleşince, yeni bir bölge müdürlüğü kuruldu. Bu aynı zamanda siyasal iktidarın politik bir yatırım ve vaatlerinden biri idi. Hal böyle olunca yeni bir Petrol-İş sendika şubesine de ihtiyaç duyuldu. Şube kurulması için yeterli üyeye sahipti. Genel merkez kararıyla öncü işçiler ve profesyonel sendikacı Hayrettin ÖZGEN başkanlığında mütevelli heyeti oluşturularak sendika kurulup çalışmalarına başladı.
Mevsimlik tarım faaliyetleri; ekim, ilaçlama, sulama, hasat, ambalaj ve saklama gibi işlerin belirli dönemlerde yapılmasıdır. Mevsimlik gezici tarım işçiliği ise bu faaliyetlerin toplamı. Tarım işçiliği yapısı gereği insan emeğine en fazla ihtiyaç duyan bir sektördür. Yaklaşık bir buçuk milyon insanın bir şehirden diğerine, elli şehirdeki hareketliliğidir mevsimlik tarım işçiliği.