Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız
Prekarya 1980’li yıllarda Fransız Sosyologlar tarafından işsiz ve düzensiz çalışanları, geçici mevsimlik işçileri tanımlamak için kullanılmıştır.
Prekarya kavramı Precarious (güvencesiz) ve proletarya kelimelerinin birleştirilmesinden oluşturulmuştur.
Prekarya kavramının öncüleri Pierre Bourdieu, Michel Foucault, Jurgen Habermas, Michael Hardt, Tony Negri’dir.
26 Aralık 1991’de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin yıkılmasıyla sosyalizm de çöktü. Meydanı boş bulan kapitalizm işçi haklarını bir bir törpüledi. Böylece yeni tehlikeli sınıf “Prekarya” ortaya çıktı.
İngiliz İktisatçı Guy Standing 21. yy’da dallanıp budaklanan neoliberal politikaların benimsenmesiyle yaşanan küresel boyutta artan işsizlik, sosyoekonomik ve toplumsal boyutta değişimler neticesinde yeni tehlikeli sınıf prekaryanların sayısı korkunç boyutlara ulaşmıştır.
Prekarya homojen bir yapıya sahip değildir. Prekaryada işverenlerin kim olduğu bilinmiyor, işin sürekliliği yok, geçici sözleşmeler imzalanır. Güvencesizliğin olduğu bir alt tabaka söz konusudur.
Prekaryada sendika olayı yok, düşük gelirli, ayrımcılığa maruz kalan göçmen, günübirlik işlerde çalışan, marketlerde, kafelerde, çağrı merkezleri, fast foud gibi güvencesiz işlerde çalışanlardır.
Prekarya, proletarya yani işçi sınıfı değildir. Orta sınıfın sahip olduğu sürekli bir maaş, bir statü ve çeşitli hakları yoktur. Onun için Prekarya ne işçi – proletaryadan ne de orta sınıftan sayılmaz.
Prekarya içinde etnik azınlıkları, engellileri, kriminalize olan bireyleri görmek mümkündür. Kadınlar, yaşlılar, eşcinseller Prekarya içerisinde en geniş kesimi oluşturan kesimler ve bir gelecekleri olmayan gençlerdir.
Prekarya sınıfı üç ayrı sınıftan oluşuyor.
1-) Güvenceli işlerini ve gelirlerini kaybederek eski işçi sınıfından prekaryaya düşenler.
2-) Üniversiteden mezun olup düzenli ve güvenceli iş sahibi olamayan diplomalı işsizler
3-) Savaşlardan, doğal afetlerden dolayı yaşadıkları toprakları terk etmek zorunda kalan göçmenler.
Prekarya sınıfı her geçen gün sayısal olarak artmaktadır. İşsiz, güvencesiz, geleceksiz, umutsuz, mutsuz, kayıt dışı, aşağılanan ve gereksiz görüldükleri için her türlü manipülasyona ve yönlendirilmeye açıktırlar. Bu yüzden kontrolsüz ve tehlikeli bir güçtürler.
Guy Standing Prekaryayı tehlikeli bir sınıf olarak nitelendirirken ona toplumu dönüştürücü bir rol, görev biçmiyor. Bu sınıfın kapitalizm için bir tehdit olduğunu anlatıyor. Eğer sosyal politikalar uygulanmazsa isyan edebileceklerini ve istikrarsızlığa neden olacaklarını anlatmaya, kısacası burjuvaziyi uyarıyor.
Guy Standing’e göre prekaryaya girmek çok olağandır.
Her an işten atılabilir ya da her an yerinizden edilebilirsiniz. Yani ülkemizde sadece cumhurbaşkanlığı koltuğu sağlamdır. Yani 84 milyon ülke nüfusu prekarya adayıdır. Akşam başbakan, bakan, olup sabaha düz vatandaş olarak uyanabilirsiniz. Milletvekilinin keyfi bir şekilde dokunulmazlığı kaldırılabilinir. Belediye başkanlarının yerine kayyım atanabilir, memur, işçi KHK ve Kod 29’la görevden alınabilinir, binlerce fabrika işçisinin yüzüne fabrika kapıları bir anda kapanabilir.
Fransa’daki sarı yelekliler ve Gezi Parkı direnişine destek veren beyaz yakalılar çalışma koşullarının kötüleşmesi ve güvencesizliğe duyulan kaygılardan dolayı destek oldular.
Yani yaşam hakkımız bir KHK’ya bağlıdır.