Bir halkın ulusal birliği oluşmadan ulusal bir devletin kurulması sadece hayalde kalan bir düşünce olmaktan öteye gidilmeyeceğini her Kürt’ün artık bunu bilmesi gerekir!
Proletarya Diktatörlüğü egemen bir güç olmak için doğmaz bütün egemenlikleri yok edecek bir toplum yaratmak adına doğar ve bunu başardığında sönümlenerek yerini sınıfsız bir topluma dolayasıyla devletsiz bir topluma bırakır.
Ülkemizde doğal haklar inkâr edilmekte, serbest piyasa, ekonomi "NAS"a bağlanmakta, kuvvetler ayrılığı tek bir kişide toplanmış, devletin sınırlandırılması söz konusu bile olamaz "Söz konusu vatansa gerisi teferruat"tır, toplum sözleşmesi rafa kaldırılmış, direnme hakkı suçtur.
Çağdaş hukukun uygulandığı toplum ve ülkelerde devlet, insan için, yurttaş için vardır. Birey ve toplum devletin hizmetinde değil; devlet bireyin ve toplumun emrinde olmalıdır. Devletin “kutsal” olduğu safsatadan başka bir şey değildir.
Kapitalist hiyerarşi ve baskının temel başarısı, insan yerine konmayanları, bunun doğal olduğuna inandırmalarıdır ki, coğrafyamızda da olan budur. Söz konusu tabloda iktidarla ittifak hâlindeki dini cehalet önemli bir rol oynarken; ezilen çoğunluğa itaat dayatılmıştır.