Tüm kurum ve aygıtlarıyla Türkiye’nin gözü 16 Nisan referandumundadır. Elbette ki referandumun iki olasılığı vardır. Ya evet ya HAYIR çıkacak. Ancak evet ve hayırcıların büyük çoğunluğu kararlarına odaklanmış gözükmekteler. Peki, 17 Nisan sabahı ne olacak? Sandıktan çıkacak sonuç Türk devletini ve egemenliği altındaki halkları nasıl etkileyecektir? Önce irdelenmesi gereken en önemli konu budur.
Türk devleti çözülmüş ve artık bir çöküşe doğru gitmekte. Tarihi boyunca Türk devlet sistemi hiç bu kadar zayıf düşmemiştir. Devlet çökmüşken egemenler sessizce beklemektedirler mi? Bu devlet içindeki tüm yapılar sessiz sedasız referandum sonucunu beklemektedirler. Ancak bu saatten sonraki hiçbir çaba devleti kurtarmaya yetmeyebilir. Çünkü devlet tüm organlarıyla kavga eden bir pozisyondadır. Türkiye’deki tüm yapılar, çökmüş devletin yeniden kuruluşunun egemeni olma beklentisine girmişlerdir. MHP AKP’yi kendi çizgisine çekerek, İslami anlayışı kırarak daha Türkçü bir toplum dizayn etmiştir. MHP artık AKP ve Erdoğan’sız yeni düzene hazırlanmaktadır.
CHP ve ulusalcılar ise Erdoğan’ın gideceğini gördüler onlar da Erdoğan’la beraber AKP’yi de gömme peşindedirler.
Sessizliklerinden şikâyet edilen Abdullah Gül ve Arınç ekibi Erdoğan’dan sonra AKP’yi kurtarma telaşına düşmüşlerdir ve bunun mücadelesini yürütmektedirler.
Görünen o ki herkes Erdoğan’sız yeni bir düzenin planlarını çizmiş, sırasını beklemekte. Erdoğan ise Abdülhamid olma hayali kurarken adım adım “Yeniçerileri” tarafından öldürülen Genç Osman’ın sonuna yaklaşmakta. Belki de Erdoğan hiç başkan olamayacak.
Peki devletin YEŞİL-BEYAZ-KARA faşistleri arasındaki bu kavganın Kürdistan ve Kürtlere ne gibi yansıması olabilir. Artık Kürtleri bekleyen çok büyük tehlikeler kalmamıştır. Çünkü en acımasız katliamlar bile hiç hayatlarından eksik olmamıştır. Elbette ki tüm bu gelişmeler Kürdistan merkezli, Ortadoğu’nun yeniden şekillendiği 3. Dünya Savaşı’ndan bağımsız değerlendirilemez. Tüm eksikliklerine rağmen pratiğe dönüştürülecek doğru taktik ve stratejilerle Kürtler büyük kazanıma adım adım yaklaşacaktır. Belki de çekilen tüm bu sıkıntılar doğmakta olan ÖZGÜR KÜRDİSTAN’IN DOĞUM SANCILARIDIR.
