Newroz Gazetesi 266. sayısında çıkan “Soykırımın 100. Yıldönümü ve Kürt Siyaseti” başlıklı yazım ve manşete çıkarılan “özür dileriz!” ilanı üzerine “neden özür dileyecekmişiz” ya da “bizi ilgilendiren bir mesele değil, Türk rejimi ile Ermeniler arasında yaşanan bir olay” gibi değerlendirmeler yapıldı.
Ermeni ve Süryanilerin soykırıma uğratma politikası ve planlanma elbette Osmanlı devletinindir ki bu politika 1915 ile sınırlı da değil 1890’lardan başlar 1915’te doruğa vardırılır. Hamidiye Alayları da Osmanlı’nın oluşturduğu bir nevi paramiliter güç olması nedeniyle işlediği suçların sorumluluğu Osmanlı devletinindir Kürtlere özelde de Kürt halkına yüklenemez! Mesele soykırımın Kürdistan’daki boyutu olunca Kürtler genellemesi yerine belli Kürt egemen sınıfı vurgusu doğrudur. Elbette başka doğrular da vardır. Şöyle ki:
Anadolu ve Kürdistan’da o yıllarda 2 milyonun üzerinde Ermeni ve Süryani’nin yaşadığı genel kabul görür. Bunun 1 milyondan fazlasının katledildiği ve 500 binden fazlasının da tehcire zorlandığı, 500 bin civarında Hıristiyan’ın ise etnik ve dini kimlik değiştirerek yaşamak zorunda kaldığı yine bir başka genel kabul. Rakamlar burada belirttiklerimden daha fazla veya daha az da olabilir, meselenin esası sayılar değildir. Kürtler adına özür dilemeye karşı çıkan Kürt siyasetçilerin aşağıdaki soruların yanıtlarını bulmaları lazım:
1 – Katledilen ve sürülen Ermeni, Süryani halkının Kürdistan’daki mülklerine kim el koydu? Gerek Anadolu ve gerekse Van, Diyarbakır, Elazığ, Mardin, Adıyaman, Malatya, Bitlis, Muş, Antep vb. Kürt kentlerindeki bu Hıristiyan milletlerin malı, mülkü kime hangi ulustan, uluslardan egemen sınıflara kaldı?
2 – 1900 yıllarında Anadolu ve Kürdistan kentlerinin hemen hemen tamamında % 10 ile % 30 arasında değişen nüfusa sahip Hıristiyanların mülkleri Müslüman milletlerden egemen sınıflara kalmadıysa kime kaldı?
3 – Kürt egemen sınıflarının bir kısmı, Hıristiyanların malına, mülküne el koymak için hiçbir şey yapmadığı halde, Türk rejimi kendiliğinden mi onlara mülkiyet bağışladı? Gerek Kürt egemen sınıflar gerekse genelde farklı Müslüman milletlerden egemen sınıflar Hıristiyan milletlerin malını mülkünü almak istemediler de devlet zorla mı onlara verdi?
4 – Osmanlı hükümetinin; “Ermeniler Batılıların desteği ile sizin topraklarınızda devlet kuracaklar”, “gelin Hıristiyanları birlikte temizleyelim, malları mülkleri size kalır” propagandası din faktörü ile birleşince; Kürt egemen sınıflarının bir kısmı İttihat ve Terakki hükümetinin siyaseti yanında saf tutarak ganimet ve talana katıldılar mı katılmadılar mı?
5 – Kürt egemen sınıflarının bir kısmı ve Anadolu’da da genelde Müslüman milletlerden egemen sınıflar mülkiyet hırsı ve inanç farkı nedeniyle Osmanlı devletine yardım etmeselerdi, Osmanlı, Kürdistan ve Anadolu’da Hıristiyanları öyle kolayca temizleyebilir miydi?
6 – 1843 ve 1846 Mir Bedirhan Bey Hakkâri yöresindeki Süryanilere yaptıklarına ne denir? Bir ad koymak gerekmez mi? Sorular, sorular, sorular! 28-04-2015