Kürdistan Demokratik Halk İnisiyatifi tarafından yapılan açıklamada bahar döneminin yeni örgütsel zeminlerde direnişi yükseltme gerekliliği belirtildi, referandumda “hayır”ın güçlü bir biçimde örgütlenmesi çağrısı yapıldı
Tek Adam rejimini dayatan Anayasa değişikliği referandumuna ilişkin Kürt hareketinden önemli bir açıklama geldi.
ANF’nin haberine göre; Kürdistan Demokratik Halk İnisiyatifi tarafından yapılan açıklamada saldırıların yoğunlaştığı bu dönem kimin gerçek yurtsever, kimin direnişçi, kimin hain ve işbirlikçi, kimin tüccar, kimin çıkarcı, kimin kaçkın olduğunun netleştiği söylendi.
Yaklaşan bahar döneminde yeni örgütsel zeminlerle direniş vurgusunun yapıldığı açıklamada referandum sürecinde “hayır”ın güçlü bir biçimde örgütlenmesi çağrısı da yer aldı.
Yeni örgütsel zeminler, sonuç alıcı direnişler
Açıklamada tüm devrimcilerin, sosyalistlerin, yurtseverlerin, iman sahibi insanların ve demokratların önünde tarihi bir fırsat olduğu belirtilirken bugünlerin zifiri karanlıktan ziyade aydınlık günlerin öngünleri olduğu belirtildi:
Demokratik Cumhuriyet ve Demokratik Özerklik artık halkların tek seçeneği durumuna gelmiştir. Bunu anlatmak, kavratmak, bu çerçevede yeni örgütsel zeminler oluşturmak ve direnişi sonuç alıcı hale getirmek ise öncü parti-kurum ve kadroların en temel görevi olmaktadır. Bu çöküşü hızlandırmak, hatta sonlandırmak, deyim yerindeyse bu cenazeyi daha salgın hastalıklara neden olmadan ortadan kaldırmak, direnişin yükseltilmesi ile mümkündür.
“Karamsarlık aşılayanları ve işbirlikçileri de, yurtsever ve direnişçileri de izliyoruz”
İnisiyatifin açıklaması şöyle devam etti:
İçinden geçtiğimiz süreci yanlış ve ters okuyanlar da var. ‘Bittiler, tükendiler’ edebiyatıyla karamsarlığı, inançsızlığı, umutsuzluğu, dirençsizliği yayanlar var. Hatta işbirlikçi-hain kimi kesimlerin 40 yıllık mücadelemizin büyük fedakarlıklarla yaratılan kazanımlarını pazarlama, pay kapma yarışına girdiği görülmektedir. Şunu açık ve net belirtiyoruz: Bugünler herkesin netleştiği, gerçek yüzünün açığa çıktığı günlerdir. Kim gerçek yurtsever, kim direnişçi, kim hain-işbirlikçi, kim tüccar, kim çıkarcı, kim kaçkın netleşmektedir. Bizler ve halkımız herkesin ve her kesimin duruşunu yakından izliyoruz.
Tasfiyeci yaklaşımların ve umutsuzluğu, karamsarlığı, pasifizmi dayatan dilin teslimiyetçi bir dil olduğunu belirten inisiyatif, Süleyman Soylu ve Galip Ensarioğlu’nun adlarını ise özel olarak zikretti, işbirlikçiliğe soyunanların affedilmeyeceğini söyledi.
“Kayyumlar meşrulaştırılmamalıdır”
İnisiyatifin açıklamasında “faşist memurlar” olarak nitelendirilen kayyumların meşrulaştırılmaması gerektiği vurgulandı:
Kayyumlar faşizmin memurlarıdır. Hiçbir koşul ve gerekçe ile kayyımları kabul etmedik ve etmeyeceğiz. Hiçbir onurlu insan ve yurtsever kayyımla çalışmamalı, soykırım siyasetine zemin olmamalıdır. Kayyımla çalışmak onu tanımak ve meşrulaştırmaktır. Yurtsever insanlarımız hiçbir gerekçe ile işe gitmemeli, kayyımın emri altında çalışmamalıdır. Bu insanlarımız işe gitmemekle birlikte pasif de kalmamalıdır. Halk çalışmasına katılmalı, halkı bilinçlendirme, örgütleme ve direnişe sevk etmede öncülük yapmalıdır. Bu en doğru ve namuslu tavırdır. Bu tavrımızın sonucu büyük kazandıracaktır. Zaten AKP, iş-aş, açlık ve yoksulluk tehdidi ile insanlarımızı terbiye etmek istemekte ve onursuzluğu, kimliksizliği dayatmaktadır. Bu çetin mücadele sürecinde bir halkın geleceği söz konusudur. Onurlu bir duruşla bu gelecek kazanılabilir.
“Hayır’ı güçlü örgütlemeye!”
İnisiyatifin açıklaması referandumda “hayır” tavrının örgütlenmesine çağrı yaparak noktalandı:
Yüksek bir fedakarlık, büyük bir kararlılık, onurlu, cesur bir duruş üzerine şekillenecek direniş, sonuç alıcı direniştir. Serhildanlarla, çökertme hevesindekileri çökertme, hem de geniş bir anti-faşist cephede, AKP-MHP ittifakının diktatörlük heveslerini kursaklarında bırakacak olan ‘faşizme ve diktatörlüğe hayır’ tutumuyla referandumda da ‘HAYIR’ı güçlü örgütleyerek bahar hamlemizi zaferle taçlandıracağız.