Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada savunma yapan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, kürsü dokunulmazlığını hatırlatarak yargılamanın Anayasa ihlali olduğunu belirtirken, halk iradesinin gasp edildiğine dikkat çekti. Hakimin “Burası seçim mitingi değil” sözlerine Figen, “Ben burada 6 milyon insanın yerine konuşuyorum” diye cevap verdi.
Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ hakkında açılan dava Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Duruşma öncesi İsveç Parlamentosundan iki parlamenter fotoğraf çektikleri iddiasıyla salondan çıkarılırken, Fransa Komünist Partisi, Fransa Kürt Dostluk Derneği, İsveç Sosyal Demokrat Parti, PES, Alman Sol Parti (Die-Linke) ve Dünya Kadın Konferansı’ndan heyetler ile birlikte HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, Kadın Meclisi üyeleri, Kadın Özgürlük Meclisi ile çok sayıda kadın örgütünden temsilciler ise dava takibi için duruşmada hazır bulundu.
‘Bu yargılama bir Anayasa ihlalidir’
Figen’in geçen yılki Almanya ziyareti sırasında Alman basınına verdiği röportajdaki sözlerin hakkında “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla açılan davanın ikinci duruşmasında kimlik tepsinin ardından başladı. Duruşmaya SEGBİS yöntemiyle bağlanan Figen Yüksekdağ, salondaki herkesi selamlayarak savunmasına başladı. İlk savunmasına ekleme yapmak istediğini belirten Figen, bu davanın ya hiç açılmaması ya da yargılamanın yapılmaması gerektiğini söyledi. Savunmasında vekilliğinin düşürülmesine de değinen Figen, “Ben Eş Genel Başkanı ve vekillik görevi yürütürken vekilliğim ve parti görevimden alındım. Anayasa ihlal edildi. Bu yargılama ve diğerleri de bir Anayasa ihlalidir. Bugün dünyanın hangi köşesinde Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin eş genel başkanı ve vekili tutuklanmıştır? Dünyada örneklerine bakınca bu sadece diktatörlüklerde olmuştur. Yargılanmanın durdurulmasına ve ara verilmesine gerek olduğunu düşünüyorum” dedi.
‘Bu halkın iradesinin gasp edilmesidir’
Halkın verdiği kararın tanınmadığına dikkat çeken Figen, “Seçmen iradesi her şeyin üstündedir. Millet iradesinden bahşeder hükümet yetkilileri. Ama bizi seçen irade millet iradesi olarak sayılmaz! Bu halkın iradesinin gasp edilmesidir. Kimse bizim söz söyleme hakkımızı elimizden alamaz. Bu birinci hak ihlalidir. Yargı karşısında, halkımız ve yurttaşımız karşısında da hesabını veremeyeceğimiz sözümüz yoktur” diye konuştu.
Yargının bir baskı aracına dönüştürüldüğünü belirten Figen, “Bu demokrasilerde karşılaşılan bir örnek değildir. Ben burada bir siyasetçi olarak yargılanıyorum. Bir siyasetçi söz söyleme özgürlüğüne sahiptir. Ama bu Türkiye’de mümkün değil” dedi.
İktidarın yargıyı etkilediğine dikkat çeken Figen, “Karşımda merkezi siyasetin baskısını görüyoruz. Söz söyleme özgürlüğünün elimizden alındığını görüyoruz. Tek bir sözle benim sosyal, politik kimliğim görünmeden sözlerim kriminalize ediliyor. Hakkımda verilen yargı karalarının hiçbirini meşru görmüyorum” diye belirtti. Figen, kararları veren yargı mensuplarının ‘FETÖ’ üyeliği ile ihraç edilerek tutuklandığını da hatırlattı.
Hakime cevap: Burada 6 milyon yerine konuşuyorum
Figen’in “Bir ülkede milyonlarca insan ‘terörist’ olmakla itham ediliyorsa orada yönetim sorunu vardır. Bir halkı demokratik bir şekilde yönetememe durumu söz konusu” sözleri üzerine hakim, “Burası seçim mitingi değil” diyerek savunmayı yarıda kesti.
Hakimin müdahalesinin ardından ise Figen, “Ben herhangi bir insan değilim. Ben Türkiye’nin üçüncü partisinin eş genel başkanıyım. Ben burada 6 milyon insanın yerine konuşuyorum. Bu yüzden siz burada sıradan bir insanı yargılamıyorsunuz” diye cevap verdi.
Bu yargılamanın bir tahammülsüzlük yargılaması olduğunu ifade eden Figen, “Ben burada sözlerime tahammülsüzlük görüyorum. Ben bu sözleri sadece bir gazete röportajında söylemedim. Bu Türkiye için çok trajikomik bir durum. Ben bu sözlerimi meclis kürsüsünde de söyledim. Onlar da yargılansın” diye tepki gösterdi.
‘Hayır’ın kazanacağına inanıyorum’
Anayasa değişikliği için yapılacak referanduma değinen Figen, “Hayır’ın kazanacağına tüm yüreğimle inanıyorum ve salında herkesi tekrardan selamlıyorum. O gazete röportajında söylediklerimi meclis kürsüsünde konuştum ben” diyerek savunmasını tamamladı.
‘Kürsü dokunulmazlığı var, Anayasa’yı çöpe atmayın’
Figen’in savunmasının ardından avukat Pınar Akdemir, konuşmanın tamamının iddianameye eklenmesini talep etti. Yargılamanın kürsü dokunulmazlığını ihlal ettiğine vurgu yapan Pınar, “Çünkü söylediği söylemler kürsü dokunulmazlığına giriyor. Anayasayı neredeyse çöpe atacak bir karar veriyorsunuz. Kürsü ve yargılama dokunulmazlığının gözetilmesi gerekiyor” diye tepki gösterdi.
6 Haziran’a ertelendi
Mütalaa için süre talep eden Pınar, dosyada somut suçlamaya ilişkin beyanların ulaşmadığını belirtti ve röportajın bilirkişi tarafından çözümlenmesini istedi. Pınar’ın bu talebi mahkeme tarafından “dosyaya katkı sağlamayacağı” iddiasıyla reddedildi.
Mahkeme, duruşmayı 6 Haziran 2017 tarihine erteledi.
Kadınlardan Figen’e: Seni seviyoruz
Kararın üzerine duruşmayı izleyenler SEGBİS’le bağlanan Figen Yüksekdağ’a “Seni seviyoruz” diyerek selam gönderdi. Salondakiler zılgıt çekerek, “Figen başkan onurumuzdur sloganları attı.”
Duruşmayı takip eden heyetler ve HDP Kadın Meclisi, adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirecek.
Ne olmuştu?
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın, geçen yılki Almanya ziyareti sırasında Deutsche Welle’ye verdiği röportajda bir soru üzerine, “PKK bir halk özgürlük hareketidir. Aynı zamanda demokrasi ve eşitlik mücadelesi veren bir örgüttür. Bizler PKK’nin bu hedeflere ulaşma konusunda başvurduğu yöntemleri onaylamıyoruz. Ancak şunu da kabul etmeliyiz ki, uyguladığı program terör değildir” cevabı vermişti.
Figen’in bu sözleri ardından hakkında “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla açılan davada 1 yıldan 5 yıla kadar hapsi cezası isteniyor.
sujin