Bu yıl gerçekleşen depremlerde dünya genelinde 199 can kaybı yaşanmış bunun 155’i Türkiye’den. Neden hep bizden yana? Nedenlerini Mısır’daki sağır sultanlar dahi biliyor; ama iktidar erki yıllar geçmesine rağmen haberdarsızmış gibi davranıyor çünkü gözle görülür bir önlem yok.
Fevzi Kartal / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız
Yurtsever Sosyalist İşçi – Sayı : 13
Bu yeni İzmir depremi ile birlikte bir asırdan bu yana 6 ve üzeri şiddetinde 8 deprem yaşandı. 1900’lerden bu yana İzmir olsun, İzmit olsun, Kürdistan’ın bazı şehirlerindeki ve bölgelerindeki olsun sık sık depremler yaşanmakta ve de “Türkiye bir deprem kuşağında” denmesine rağmen ne konunun uzmanları bilim adamlarının ne de duyarlı konuyu bilen kuruluşların deyim yerinde ise ‘bas bas bağırmalarına’ rağmen kulak verilmediği gibi bir asırdır dayanıklı yapılar yapılmamakta.
Geçmiş yıllarda The Independent gazetesinden alıntılı Le Monde Diplomatique gazetesinde şöyle bir yazı okumuştum. “Türkiye ekonomisinin %80’i kara ekonomidir ve böylesi bir ekonomik işleyiş her alanda handikaplar yaratıyor”. Şimdi böyle işleyen bir ekonomi vergi vermiyor, her alanda olduğu gibi yapılaşmada da bir denetim mekanizması şeffaf işlemiyor ve de herkes çalmanın ve kolay para kazanmanın derdinde. Rant için, para için her türlü keşmekeşlik yapılıyor. Yapılan binalar yüksek yapıldığı gibi kumundan, çimentosundan, demirinden her şeyinden yeterince konulmuyor ve bunlar adeta çalınıyor. Her şeyde olduğu gibi bu sektörde de nepotizm, adam kayırıcılık vb gibi. Hele de AKP şürekâsı döneminde iyice berbat hale döndü.
6,6 şiddetinde bir deprem İzmir’de birçok can alıp malı ziyan ederken aynı şiddetteki deprem Yunanistan’ın Samos adasında bazı hafif hasarlar yaratırken sadece bir insan ölüyor. Karşılaştırma yapıldığında fark görülebiliniyor. Ben Samos’ta bir hafta kalmıştım evler küçük yapılar ve de sağlamca yapılmışlar. Sağlam ve kontrollü yapılan yapılar can ve mal kaybını önlüyorlar. Dünyanın diğer bölgelerindeki depremler Türkiye kadar rantçı olmadıklarından olsa gerek ya da kul hakkı yerine vatandaşlık hakkı daha önde olsa gerek?
Türkiye kültürel olarak da yapılaşma konusunda çok kötü durumda. Vicdan, merhamet duygusu yok, sanki para gelsin de nasıl gelirse gelsin. Vatandaşlık bilincinden yoksunluk ve bir çeşit kulluk bilinci ve de yapılar vatandaş hakkı için değil kul hakkı için yapılıyor dedirtecek boyutta. Beton çal, demir çal sonra da “inşallah bir şey olmaz” de. “Eşeğine sahip olmayana Allah da yardımcı olmaz” boşuna denilmemiş” kurtta yer, kayıpta olur” misali diyelim mi? Kul hakkı için yapılan yapılar vatandaş hakkı için yapılırsa daha iyi olur.
Nepotizm, adam seçicilik olduğu sürece bu çalma yapılaşmasının önüne geçmek zordur. Konunun uzmanının oluru alınmadan, ehlinin ve erbabının olurunun dışında yapılan yapılar.
Müteahhitlerin çoğunun bilgisiz ve yetersiz oldukları ortada bir de buna rant kültür yapısı eklenince işin içerisinden çıkılmaz hal alıyor. Bütün bu vicdan ve merhametten yoksunluk böylesi yapılaşma yaratıyor ki, hele de 20 yıllık bu AKP şürekâsı altında.
Deprem anı ve sonrası yoksulların durumu da şöyle;
Şurası apaçık bir durum ki sağlam yapılar ayakta kalıyor. Sağlam olmayan derme, çatma yerlerde yoksullar parasal güçleri olmadığı için buralarda yaşıyorlar, adına yaşama denirse, bu vesile ile depremlerde en çok yoksullar etkileniyor. 10, 15 katlı büyük binalar ve kumdan, betondan, demirden çalınarak yapılan binalar vb gibi resmen yoksulları ölüme terk etme demek daha doğru olur.
Depremlerden sonra bu sağ kalan insanlar derme, çatma yerlerde, çadır kentlerde yaşamak zorunda bırakılıyor ki, bu kötü koşullarda yaşamaları birçok hastalıkları beraberinde getiriyor. Saraydaki de “milli gelirden kişi başına 7 bin kusur dolar düşüyor” diye övünüyor. (Milli gelirde de bu son iki senede yaklaşık iki bin dolar düşüş yaşanmış gibi görünüyor). Ekmek isteyene de “demli çay iç!” Deniliyor. Sarayın günlük gideri onlarca yoksulu doyurur diyeni de mahpushaneye attırıyor. Halklarımız bu kepazeliğe ne zamana kadar dur diyecek? Kul hakkı yerine vatandaşlık hakkının önemini kavradıklarında herhalde!
Yurtsever Sosyalist İşçi – Tüm sayıların PDF’leri aşağıdadır