Ana SayfaGIŞTÎAKP/MHP İKTİDARI, ANNELERİN YÜREĞİNDEKİ ACILARIN KAYNAĞIDIR!

AKP/MHP İKTİDARI, ANNELERİN YÜREĞİNDEKİ ACILARIN KAYNAĞIDIR!

Dünyada binlerce protokol, sözleşme, kurum ve kuruluşlara rağmen bir türlü başarılamayan tek kavram belki de barıştır. Dünyanın her dönem en çok ihtiyacı olduğu özne barıştır. Hele de Kürdistan coğrafyasında ekmekten, sudan daha fazla özlemi çekilendir barış.

Hasan Işık / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız

Doğanın diyalektiğinde barışa özlem duyuran acının adı da savaştır. Savaşlar; yıkımlar, ölümler getirmiş, vicdanlarda barışın mecburiyetini yeşertmiştir. Barışı bu dünyaya getirecek olan, zalimlerin savaşında evlatlarına çıkardıkları ölüm fermanlarını yırtacak olan hiç şüphesiz ki Analardır. Hele de Kürdistan Anaları dünyada barış için hiç durmadan yürüyen kutsal koşuculardır. Bununla birlikte Dünyada pek çok iktidar ve siyasi çevreler kendi sistemlerinin çıkarları için anaları kullanmışlardır. Anaların acılarını sömürüp toplumunda acıtasyonlar yaratarak devamlılıklarını sürdürmüşlerdir. Ancak hiç şüphesiz ki bunun en ahlaksızını AKP-MHP iktidarı yapmıştır. Yıllardır süre gelen ve içinde pek çok olguyu barındıran bir savaş gerçeğini görmeden sadece oportünist bir tavırla anneleri siyasi parti önlerine dikmeye mecbur etmek bütün insani değerlerin düşebileceği en dip noktadır. Elbette ki her anne için evladı değerlidir ve her anne barışı istemeli. Ancak barış düşmanlarının, savaş meraklılarının böyle bir eylemliliği gerçekleştirmesi annelere yapılan büyük bir saygısızlık ve insani bir değer olan barışla dalga geçmekten başka bir şey değildir.
Cumhuriyet tarihini bir kenara bırakıp sadece AKP-MHP döneminde anaların durumuna baksak bile yüreği acıyan her ananın bir siyasi parti önüne gitmesi gerekse AKP önüne gitmesi gereken ana sayısı AKP’nin aldığı oyu geçer.
Öyle ki AKP-MHP iktidarı her annenin yüreğine bir acı saplamıştır.
Yüreğini parçaladığı anaların acılarını sarmak yerine her gün yeni acılar yaratan bir iktidarın anaları kullanması ahlaki bir ironidir.
Evlatlarının dağa kaçırıldığını iddia edilen anneleri siyasi parti önlerine getirtmek siyaset, ahlak ve realiteyle açıklanamayacak bir garipliktir. Eğer gerçekten bir ülkede çocuklar dağlara zorla kaçırılıyorsa bu devletin bir sorunu ve ayıbıdır. “Dünyanın kıskandığı” bir devlette çocukların dağa kaçırılması ne kadar tuhafsa çareyi bir muhalefet partisi önünde aramak daha tuhaftır. Hele de sanat üretmeden kendilerine sanatçı diyenlerin ve bakanların da orda oturması acınılacak bir tablodur.
Elbette ki her şeye rağmen ortada bir ananın acısı varsa bu hiçbir siyasete alet edilmeden çözülmeli.
Peki, katledilerek panzer arkasında sürüklenen çocukların analarının yüreğini kim soğutacak?
Bodrumlarda benzin dökülerek yakılan gençlerin anaları nolacak?
Dünyaya kapkara gözleriyle bakan Ceylan’ın anası nolacak?
Bedeninde yaşından çok kurşun çıkan Uğur’un anası nolacak?
Roboski’de elli liralık okul harçlığı için mazot taşırken üzerlerine bomba yağan çocukların anaları nolacak?
Suriye savaşında ölen çocukların anaları nolacak?
Zindanlara attığınız binlerce siyasetçilerin anaları nolacak?
Bin bir emekle okuyan bir gecede KHK ile işine son verilen binlerce emekçinin anaları nolacak?
İşsizlikten intihar eden üniversite mezunu gençlerin anaları nolacak?
Evlatlarının dirisinden vazgeçmiş sadece kemiklerini soran Cumartesi Anneleri nolacak?
Vura vura öldürdüğünüz Ali İsmail’in anası nolacak?
Eve ekmekle gelmesi beklenen Berkin’in ölüsünü alan anası nolacak?
***

O kadar ananın yüreğini yaktınız ki ne oturacak ne de sığacak yer bulabilirler.
Bu ülkenin her evinde bir ananın yüreğini yakanlar şunu bilmeli ki Analar belki şimdilik bir yerlerde oturmuyorlar ama gün gelir yüreğinize bir yumruk gibi otururlar.

- Advertisment -

Recent Comments

Verified by MonsterInsights