8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde İstanbul Taksim’de düzenlenecek Feminist Gece Yürüyüşü’ne gitmek üzere Kadıköy’den vapura binmek isterken gözaltına alınan Kadın Savunması’ndan 40 kadına dava açıldı. Gözaltına alınanlardan Begüm Seliçi, “Her gün kadınlar öldürülüyor bu ülkede, şiddet uygulanıyor. Emek sömürüsü zaten su götürmez. Bu kadar şeye karşı bir gün de sesimizi çıkaramayacaksak niye yaşıyoruz? 40 kişi ne zarar verebilirdik” diye konuştu.
Söz konusu Kadın Savunma Ağı üyesi 40 kadın, Taksim’deki Feminist Gece Yürüyüşü’ne katılmak için Kadıköy’den vapura binmeye çalışırken gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan kadınlar hakkında, “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” iddiasıyla dava açıldığı bildirildi.
Kadınlara yönelik hazırlanan iddianamede ise olay şöyle aktarılıyor: “Kadıköy Kuzukestane Sokağı’nı araç ve yaya trafiğini kapatacak şekilde yürüyüşe başladıkları, bu sırada grubun ellerinde ‘Emine’nin kocası ödesin, zamlara isyan, feminist dünya yaratalım, 20 yıldır yine yeni yeniden feminist isyanla diren’ vb. içeriklere sahip dövizleri açtıkları, ayrıca ‘gelsin baba, gelsin koca, gelsin devlet, gelsin jop, inadına isyan, inadına özgürlük, yaşasın feminist mücadelemiz, susma haykır, lezbiyenler vardır, patronsuz, p……… bir dünya istiyoruz’ vb. içeriklere sahip sloganları attıkları; olay yerinde hazır bulunan kolluk biriminin eylemi sonlandırmaları için şüphelilere uyarıda bulunduğu, grubun yürüyüşü sonlandırmadığı…”
Kadın Savunma Ağı üyesi Begüm Seliçi, polisle uzlaşıp vapura binebilmek için slogan atmayı bıraktıklarını, dövizlerini indirdiklerini, ancak bu kez de polisin kendilerine “Vapura toplu binemezsiniz” diye itiraz ettiğini aktardı.
Kadıköy Bahariye’den rıhtıma doğru slogan atarak yürüdüklerini de aktaran Seliçi, “Elimizde dövizler de vardı. Planımız rıhtıma gidip, oradan Karaköy vapuruna binip, oradan da Taksim’e gitmekti. Zaten buradan çıktığımızda bir sivil polis bizi takip etmeye başladı, bir iki kez bizi uyardı. En son rıhtımda önümüzü kestiler” diye anlattı ve dövizlerin indirdiklerini ve slogan atmayı da bıraktıklarını, ancak polisin bu sefer de vapura toplu halde binemezsiniz diye kendilerini engellediğini kaydetti.
Seliçi, “Başta ‘Hayır’ dedik ama sonra vapura binebilmek için uzlaştık. Ama bir anda etrafımız çembere alındı. Bir yandan ‘Dağılın’ çağrısı yapıyorlardı ama bir yandan da asla dağılmamıza izin vermediler. O sırada çemberi de daraltıp bir anda apar topar gözaltına almaya başladılar” diye de olay günü yaşadıklarını aktardı. Gösteri yapmanın em temel haklardan biri olduğunun da altını çizen Seliçi, kendisinin de sürüklenerek gözaltına alındığını söyledi.
İddianameyi reddetti
Hakkında dava açılan 40 kadın arasında yer alan Seliçi, “İddianameyi kabul etmiyorum. Burada ‘kamuya zarar verdiğimiz, yasadışı gösteri ve eylem yaptığımız’ yazıyor çünkü. Birincisi yasaklanan yer Taksim, biz Kadıköy’deydik. İkincisi; 40 kişinin trafiği ve yaya yolunu engelleyecek şekilde yürüdüğümüz yazıyor. Biz, arabalara da yol verdik yürürken. Kaldı ki birkaç gün önce Fenerbahçe maçında binlerce insan sokaktaydı. Bunlarla karşılaştırınca 40 kişi yolu ne kadar kapayabilir?” diye tepki gösterdi ve yasadışı hiçbir eylem yapmadıklarını belirterek kendilerini savundu.
Türkiye’de hergün kadınların öldürüldüğne ve şiddet gördüğüne dikkat de çeken Seliçi, “Emek sömürüsü zaten su götürmez. Bu kadar şeye karşı bir gün de sesimizi çıkaramayacaksak niye yaşıyoruz? 40 kişi ne zarar verebilirdik? Sadece Taksim’e geçmeye çalışıyorduk ve bu bizim anayasal hakkımız. Dava açılması hepimizi çok üzdü, çok sinirlendirdi” dedi. Ve “Kadınlara, translara, lubunyalara yapılan haksızlıklara ve şiddete karşı ses çıkarmaya devam edeceğiz” sözlerini noktaladı.
ANKA/ ETO,TY