Seyid Rıza Erzincan’a barış yapmaya ve oradan da Ankara’ya gideceğine O’nu şaki diye yakalatıp Elazığ’a gönderdiler. Bir ayın içinde oğlu ve arkadaşları ile birlikte astılar!
Abuzer Bali Han / Diğer yazıları için tıklayınız
Savaş ve gerçekleştirilen katliamlarla cumhuriyet hükümeti Dersim coğrafyasını viraneye çevirdiği yıllardı. Akan kanı durdurmak, barışın gelmesi için bölgedeki ordu komutanının çağrısına uyan Seyid Rıza, Erzincan’a gitmek üzere yola çıkar. Yapılan çağrıda Dersimlilerin isteklerinin kabul edileceğini, şimdiden bütün orduya ateşkes emri verilmiş olduğunu, aslında Dersim’in tek başına olan bazı aşiretleri dışında diğer aşiretlerin üzerine henüz askeri hareket yapılmadığını, yapılmasına da gerek görülmediğini ve oluşan zararları ödemeye hazır oldukları bildirilir. İyi niyetlerle kargaşalığa son vermek ve dökülen kanları durdurmak için bu daveti kabul eden Seyid Rıza, Erzincan Valisi’yle görüşmeye giderken 10 Eylül 1937’de yanında olanlarla birlikte yakalanmış gibi gösterilerek tutuklanır.
İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, bu tutuklamayı 12 Eylül 1937 tarihinde Başbakanlığa gönderdiği bir telgrafta: “Seyid Rıza’nın bizzat, Hüseyin ve Battal oğlu Rıza adındaki iki adamı ile kayıtsız, şartsız ve silahsız olarak dün 11 Eylül 1937 saat 22’de Erzincan jandarmasına teslim olmuş olduğunu”(!) belirterek, devletin en yetkili ağzıyla Seyid Rıza ve yanındakilerin görüşmeye gittiklerini açıklamasına rağmen, gazeteler ise onları yakalanan şakiler olarak halka tanıtırlar. Valinin çağrısına uyan Seyid Rıza, bu çağrının bir tuzak ve tutuklamaya yönelik bir provakasyon olduğunu anlamış olsa da artık çok geç kalmıştı. Seyid Rıza ve yanındakiler Ankara yerine Elazığ’a gönderileceklerini anladıklarında artık vakit çok geçti!.
