Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız
Yol vergisi, Osmanlı Devleti’nde uygulanan bir vergi türüdür. Her dönem hane başına düşen belli miktarda ödenen parasal miktardır.
Bu vergiyi ödemeyen ya da ödemek istemeyen ailelerin bireyleri ödenecek miktara göre yol işlerinde çalıştırılırlardı. Bu yol vergisi bir nevi kelle vergisiydi.
Yol vergisi vatandaşların gelir düzeylerine bakılmaksızın, her vatandaştan eşit miktarda alınmıştır. Bugün bile aynı sistem devam etmektedir. Vatandaşların gelir düzeylerine bakılmaksızın aynı şekilde dolaylı vergi alınmaktadır. Gerçek gelir vergisinde ise çok kazanandan az vergi (sanayici, kuyumcu, galerici…), az kazanandan çok vergi alınır.
Bugün haksız, hukuksuz bir şekilde alınan ve kamuoyu tarafından eleştirilen birçok vergi çeşidi gibi o gün vatandaştan alınan yol vergisi de haksız hukuksuzdu.
Bu vergi türü cumhuriyetin ilk yıllarına da sirayet etmiş ve cumhuriyete miras kalmıştır.
Osmanlı Devleti’nde ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında gelişmemiş olan karayolu ve demiryolunu geliştirmek, genişletmek amacıyla toplanan yol vergisi değişik isimlerle günümüze kadar gelmiştir. Bırakınız vergi vermeyi vatandaşın ödediği vergilerle yapılan yollardan, köprülerden parayla geçiyoruz.
Değişik isimler adı altında o kadar çok vergi ödüyoruz ki hem de katlamalı. Motorlu taşıtlar vergisi, iletişim vergisi, deprem vergisi, lüks tüketim vergisi, katma değer vergisi, çöp vergisi, emlak vergisi, gelir vergisi, kurumlar vergisi… nerelere gittiklerini, nerelere harcandığını bilmediğimiz gibi adımıza hesap soracak bir mercide yok.
Yol vergisi ülke olarak girmediğimiz İkinci Dünya Savaşı yıllarında iki kat artırılması halkın ekonomik gücünü oldukça sarsmıştı.
Çok partili sisteme geçişle birlikte yol vergisine ilişkin tepkiler muhalefetin desteğiyle daha da yükselmişti. O günkü güçlü muhalefetin etkisiyle yol vergisi 1952 yılında kaldırılmıştır.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ev sahibi ve kiracılar arasındaki sözleşmelerin büyüteç altına alındığını, kira gelirini eksik gösterenleri tespit edileceğini açıkladı.
İki milyon konuttan kira ödemeden evde oturan kaynanalar vardır. Bu konut sahipleri her an vergiyle (kaynana vergisi) karşı karşıya kalabilirler.
Ekonomi yazarı Abdullah Tolu kira almadan konutlarını kaynanalarına tahsis eden gelin ve damatların emsal kira bedelleri üzerinden ödeyecekleri gelir vergisi (kaynana vergisi) ile karşı karşıyadırlar, dedi.
Oysaki Motorlu taşıtlar vergisi iki kez alındı, iletişim vergisi bir sefere mahsustu süreklileşti, deprem vergisi süreklileşti, deprem için kurumlardan bağış adı altında toplanan paraların akıbetleri belli değil.
Sanayi yok, tarım yok, hayvancılık yok, üretim yok… Ülke ekonomisi vergilerle ayakta kalabiliyor.
Müflis tüccar eski defterleri karıştırırmış. Her türlü üretimden yoksun ülkenin maliye bakanı müflis tüccar gibi eski defterleri karıştırır ve yeni yeni vergi türleri geliştirir.