“Hükümet insanları suçlulardan,
anayasa insanları hükümetten
korumak için kurulmuştur”
Ayn Rand
Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız
İktidar partisi AKP’nin Genel Başkanı R. Tayyip Erdoğan ne kadar şanslı bir insan. Tabiri caizse dişine göre bir muhalefet bulmuş. 85 milyon insanın yaşadığı ülkenin gündemini tek başına belirliyor.
– İstediği zaman seçim kararı veriyor, tarihini belirliyor.
– İstediği seçimi istediği zaman iptal edebiliyor.
– İstediği zaman anayasayı yok sayabiliyor.
– İstediği zaman yeni anayasaya gereksinim olduğunu söyleyebiliyor. Bu liste uzadıkça uzar.
Bir ülkenin kaderi bir insanın iki dudağı arasında.
R. Tayyip Erdoğan ülkenin son 30-40 yılında siyasette aktif bir kişi olmasına ve 20 yıldır ülkenin başbakanı, cumhurbaşkanı olmasına rağmen ülkenin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu yeni mi anladı.
1987’den itibaren 23 kez değiştirilmiş, yani delik deşik edilmiş 43 yıllık darbe anayasası hala yürürlükte.
Toplumsal sözleşme olan anayasalar bireysel hak ve özgürlükleri korur.
Bu ülkede anayasa rafa kaldırılmış, yargı siyasallaşmış hak ve özgürlükleri ihlal edilmiş başta siyasiler olmak üzere aydınlar, gazeteciler, sendikacılar, öğrenciler zindanlara doldurulmuşlardır. Yasama işlevsizleşmiş, yürütme tek kişiye havale edilmiştir.
Yeni anayasa ile zindanlar boşalacak mı? Yargı demokratikleşecek mi? Yasama ve yürütmeye işlerlik kazandırılacak mı?
Dünyanın ilk anayasal belgesi, İngiltere’de halk ile kral arasında yapılan Magna Carta sözleşmesidir.
Yeni anayasa Cumhur İttifakının bileşenleri arasında yapılacaktır. Bu anayasanın hiçbir yerinde (olmayan) muhalefet, halk olmayacaktır.
Bu işin altında sanki bir siyasi mühendislik olayı yatmaktadır.
– Dini referanslı bir anayasa halka empoze etmek.
– Cumhurbaşkanı olma şartı olan üniversite mezunu şartını kaldırmak.
– Bir kişinin en fazla iki kez cumhurbaşkanı olma şartını kaldırmak ve sınırsız seçile bilme imkanını sağlamak,.. gibi.
R. Tayyip Erdoğan “Bizim milletimize karşı hem sorumluluğumuz hem sözümüz var.
En ideal anayasa metnini bulmak için konuşalım, tartışalım, müzakere edelim” dedi.
Meclisin işlevsiz hale geldiği, halkın sözcülerinin zindanlara doldurulduğu, medyanın susturulduğu, halkın sindirildiği bir ülkede kimleri muhatap alacaksınız, kimlerle konuşup kimlerle müzakere edeceksiniz?
Ülkede yaşanan onca sorunun temelinde demokratik bir anayasanın olmaması yatmaktadır.
Bunun için “demokratik bir anayasa” artık bu ülkenin olmazsa olmazıdır.
Ama Cumhur İttifakı içerisinde yer alan partilerle böyle bir anayasa zor gözüküyor.
R.Tayyip Erdoğan “En ideal anayasa metnini bulmak için konuşalım, tartışalım, müzakere edelim. Elimizdeki metin hala bir darbe anayasasıdır” dedi.
Eğer böyle bir anayasa çalışması olacaksa bu çalışma içerik açısından iktidarın ve muhalefetin samimiyetini ortaya koyacaktır.
– Yeni toplumsal sözleşme sivil, özgürlükçü, evrensel hukuk ilkelerine sahip olmalı.
– Azınlık hakları, kültürel haklar, inanç özgürlüğü, yaşam hakkı, ifade özgürlüğü, insan hakları, fırsat eşitliği ilkelerine uygun olmalı.
– Kürdistan sorununu demokratik yollarla çözmelidir.
– Avrupa yerel yönetimler şartına uyumlu olmalıdır.
– YÖK, Diyanet gibi kurumlar lağvedilmeli, üniversiteler özerk olmalı.
– Basın özgür olmalı.
– Yeni anayasa halkın anayasası olmalı, halkın tezgahından geçmeli.
– Birçok maddesinin “değiştirilmesi teklif dahi edilemez” böyle bir anayasa sivil anayasa, yeni anayasa, halk anayasası olabilir mi?
– Kuvvetler ayrılığı ilkesi benimsenmelidir.
– Ekolojik bir anayasa olmalıdır
– Avrupa Birliği yasalarıyla uyumlu olmalıdır.
– Dijital haberleşme çağa uygun olarak anayasada yer almalıdır.
– İlla ki bir yerlerden bir referans alınacaksa bu referans 1921 Anayasası olmalı.
Apoletsiz generallerin (Askerden daha katı akademisyenler, yazarlar, gazeteciler…) hazırladıkları bir anayasa sivil anayasa, halk anayasası, yeni anayasa olamaz.
Bir ülkede demokratik bir anayasa kadar demokratik yöneticilere de ihtiyaç vardır. Aksi takdirde demokratik anayasa antidemokratik yöneticiler elinde oyuncak olur. Tarih bunun örnekleriyle doludur.