Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri için tıklayın
Birleşmiş Milletler’in raporlarında 0-18 yaş arasındaki insanlar çocuk olarak kabul edilirler.
Toplumumuzda bebeklik ve ergenlik çağları arasındaki insan olarak kabul edilir. Bilim insanları çocuğun büyümesinin ve gelişmesinin büyük bir bölümünü 18 yaşına kadar tamamladığını söylüyorlar. Çocuk yetiştiği aile ortamında anne – babasının davranış ve tutumlarını rol model olarak alır. Sosyal bir varlık olan çocuk, sosyal çevrede doğar, o çevrenin şartlarında şekillenir. Suç işlemeye eğilimli, şiddet yanlısı bir anne – babadan ya da şiddet sarmalında debelenen her gün kadın cinayetlerinin işlendiği, şiddetin sokakları esir aldığı, sanat diye şiddetin işlendiği dizilerin, şiddet içerikli talk showların hakim olduğu bir toplumda sağlıklı nesiller yetişemez.
Çocukların ruhen, fiziken, sosyal, duygusal olarak gelişmelerini takip etmek, çocuğun sağlıklı büyüme ve gelişmesini sağlamak ebeveynlerin olduğu kadar devletinde asli görevidir.
Çocuk toplumun temel yapısını oluşturan, geleceğin güvencesi olan bireyidir. Yaşı itibariyle her şeyi öğrenmek ister, dokunmak ister, kullanmak ister vs. Buna uyuşturucu kullanmak, suç işlemek gibi olumsuzluklarda dahildir. İşte bu çocuklar için gerekenler yapılmazsa ki çoğunlukla yapılmıyor. Bu çocuklar toplumsal sorun haline gelirler. Mesela “tinerci” diye tabir edilen çocuklar vb.
Suç işleyen çocuklar toplumun sosyal problemidir. Bu çocukları dört duvar arasına kapatmak, sorunu çözmüyor. Tam aksine sorunu çetrefilli hale getiriyor. Öncelikle çocuğun suça bulaşmasının önüne geçilmeli, suç işleyen çocuğu rehabilite edip sosyal bir çevreyle buluşturmak ailesine, çevresine, topluma yararlı, üretken bir birey haline getirmek gerekir.
Ülkemizde binlerce çocuk ekonomik imkansızlıklardan dolayı küçük yaşlarda çalışmaya başlamak zorunda kalıyor. Kötü ve ağır iş koşullarında çalıştırılmaya mecbur bırakılan çocuklar iş cinayetlerinde yaşamlarını kaybediyorlar, sakat kalıyorlar.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından 13 Mayıs 2022 tarihine kadar en az 801 çocuk iş cinayetlerinde yaşamlarını kaybettiler.
Mevsimlik tarım işçileri ailelerin çocukları da aileleriyle gittikleri yerde onlarla beraber çalışmaktadırlar. Bu çocuklar ya okula gönderilmiyorlar ya da eğitimlerinden geri kalıyorlar. Bu ailelerin sorunları giderilmeli, çocuklar eğitimlerinden geri kalmamalı.
En fazla çocuk iş cinayetleri inşaatlarda, tarım, sanayi ve maden ocaklarında meydana gelmektedir.
Savaşların en büyük mağdurları da yine çocuklardır.
Savaşları emperyalist güçler ve işgalciler çıkarır. Bedelini en ağır şekilde çocuklar öder. Aylan bebek gibi binlerce çocuk sığ sularda boğularak ölür, kaybolur, sakat kalır, sığındıkları ülkelerde insanlık dışı muamele görürler. Sığınmacı ve mülteci olurlar.
Roboskili çocuklarda ekonomik imkansızlıklardan dolayı “kaçakçılık” yaparlarken F16’ların hedefi oldular, öldürüldüler.
Ülkenin önem arz eden meselelerinden biri de DMD (Duchenne Musküler Distrofi), SMA (Spinal Musküler Atrofi) gibi ölümcül hastalığın pençesindeki binlerce hasta çocuğun tedavisini ve ilaçlarının pahalı olmasından dolayı SGK’nın karşılamıyor olmasıdır.
Ülkenin geleceği olan çocuklar inşaatlarda, madenlerde, tarımda, sanayide iş güvenliği olmayan ortamlarda çalıştırılarak, hasta çocukların tedavileri yapılmayarak, uyuşturucu bataklığında ve suç şebekelerinin ellerine düşürülerek gelecekleri karartılıyor.