Türkiye Cumhuriyeti’nde kadınlara seçme ve seçilme hakkının M. Kemal tarafından armağan edildiği yazılıp çizildi. Her konuda olduğu gibi bu konuda da gerçekler ters yüz edilmiştir.
Evet, günümüzde kadınlar ekonomik krizin faturasını sürekli olarak emekçilere yükleyen küresel neoliberal talana ve çürüyen, çürürken de otoriterleşen siyasete karşı yükselen halk direnişlerine ön saflarda katılıyorlar.
Diyarbakır’da bulunan kadın kurumları 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında, Sur bir araya gelerek zılgıtlar ve şarkılar eşliğinde halay çekti. Kadınlar, ‘Sokak sokak gezerek kadın dayanışmasını öreceğiz. Amedli kadınları 8 Mart’ta İstasyon Meydanı’nda barışı, özgürlüğü ve eşitliği haykırmaya çağırıyoruz’ dedi.
Boşanma sonrası kadının yasal hakkı olan nafakanın budanması söz konusu. Nafakanın üç yılla sınırlanması, evliliğini sonlandırana adeta bir ceza! Av. Hülya Gülbahar’a göre değişiklikler, ekonomik krizin faturasını yoksul ev kadınlarının üzerine yıkmaya çalışmanın bir planı. Av. Dilek Yumrutaş, değişikliklerin kadının insan haklarına yönelik bir ihlal olduğunu vurgularken, Av. Aytaç Ceylan Canbazer ise “Erkek eşine gönül rızasıyla hiçbir şey vermek istemiyor” diyor.