Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız
Paris Olimpiyatları’na toplam 10.500 sporcu katıldı. Olimpiyatlarda 32 spor branşı yer aldı. Türkiye, olimpiyatlara 18 branşta 54 kadın ve 48 erkek olmak üzere toplam 102 sporcuyla katıldı. Boksör Tuğrulhan Erdemir doping cezası gerekçesiyle müsabakadan elendi. Bir başarı elde edemeyen Türk sporcular, yaptıkları tuhaf hareketlerle ve ırkçı işaretlerle kendilerinden söz ettirmeyi başardılar. Madalyamız olmasa da hareketlerimiz yeterli dercesine olimpiyata meydan okudular. Oysa ki olimpiyatlarda madalya almak için olimpiyat kurallarıyla mücadele ederek başarılı performans sergilemeleri bekleniyordu. Bu beklenti boşa çıktı ve başarısızlıkların alışıldık haliyle bu başarısızlığın da sorumlusunu bulamadık.
Türk olimpiyat kafilesi tek altın madalya almadan olimpiyatlara veda etti. Toplam 206 ülkenin katıldığı ve 84 ülkenin madalya kazandığı Paris 2024 Olimpiyatları’nda Türkiye 64. sırayı alabildi. Türkiye olimpik sporlara yeterli bütçe ayırmıyor; varsa da yoksa da futbol, futbol federasyonu destekleniyor.
A Milli Futbol Takımı, 2024 Avrupa Şampiyonası (EURO 2024) çeyrek final maçında Hollanda’ya 2-1 mağlup oldu ve turnuvadan elendi. Yani futbolda da ciddi bir başarı ortada yok. Türk futbolu, başarıları ile değil ırkçı işaret ve sloganlarla gündemde kalmayı başarıyor.
Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, başarısızlığın sorumlusunu bulmuş. Başarısızlığın sorumlusunun federasyonlar olduğu ve hesap sorulacağı belirtilmiş. İktidar başarılı ama federasyonlar başarısız. Partizanlık, ehliyetsizlik ve liyakatsizlik spora da bulaştırıldığı için başarısızlık yaşanmıştır. Burada mesele sadece yeterli maddi desteğin sunulup sunulmaması meselesi değildir.
Yanlış spor politikaları ve stratejik yatırımlar sonucu elde edilen başarı, 101 sporcu ile üç gümüş ve beş bronz madalyadır. Bu başarısızlığın baş sorumlusunun iktidar partisi olduğu görülmektedir. Alpay Özalan gibi profesyonel sporcuları milletvekili olarak meclise taşıdığınızda, haliyle olimpiyatlarda da başarısızlık kaçınılmaz olacaktır. Ata sporu olarak övünülen güreş sporunda iki bronz madalya ile yetinildi.
206 ülkenin katıldığı Paris Olimpiyatları’ndaki başarısızlığın üzerini örtmek için bazı spor adamları ve spor yazarları bu olimpiyatlara katılmayı başarı olarak kabul ediyorlar. İşte başarının kriteri bu.
Halter sporunda başarı kocaman bir sıfır. Halterin esamesi bile okunmadı. Yani Naim Süleymanoğlu’nun kemiklerini sızlattınız. Gerçi Naim Süleymanoğlu’nun altyapısında ve yetiştirilmesinde Halter Federasyonu’nun bir emeği yoktu.
Paris Olimpiyatları ile ilgili üç şeyi unutmayacağız:
- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Leonardo da Vinci’nin Son Akşam Yemeği tablosu görselini 13 yaşındaki torununun gözüyle değerlendirdi ve torunu dedesine, bunun bir LGBT sapkınlığı olduğunu söyleyerek dedesinin bu uluslararası olimpiyat oyunlarının açılış törenine katılmaması konusunda uyardı. Dede de bu uyarıyı dikkate alarak açılışa katılmadı.
- Türkiye, 1984 Los Angeles Oyunları’ndan bu yana her olimpiyat oyunlarında en az bir altın madalya almıştır. İlk kez 40 yıl sonra altın madalyasız evine dönmüştür.
- Irkçı sporcular ve yaptıkları işaretler unutulmayacaktır.
Olimpiyatlar ülkeler için bir prestij meselesidir. Karizmayı çizdirmemek lazım. Galiba spor motivasyonunun da ekonomi politikalarıyla paralel gittiği bir gerçek. Ekonomideki başarı ve başarısızlık spora yansıyor.