İktidar, normalleşme sürecine dair plan üstüne plan açıklıyor. Kapatılan işletmeleri; AVM, kahvehane, berber, eğlence yerleri, turizm, şehirler ve ülkeler arası ulaşım… gibi sektörleri tekrardan faaliyete geçirecek normalleşme adımlarını açıklıyor. Öyle ki tekrar tekrar “normalleşmenin” muhtemel adımları bir nevi topluma müjdeleniyor.
Yurtsever Sosyalist İşçi – 5 / EDİTÖR
Elbette ekonomik, sosyal olarak sıkışmış, kapatıldığı ev-mekanda önünü göremeyen, geleceğe dair hiçbir plan yapamayan işçiler başta olmak üzere toplumun bütün kesimleri, Koronavirüsle gelen yasak ve kısıtlamaların biran evvel sona erip ekonomik, sosyal yaşamın normale dönmesini istiyor.
Fakat iktidar yetkililerinin kendileri de “normalleşme” derken Covid-19 öncesine birebir dönüleceğini söyleyemiyorlar, zaten söylemeleri de mümkün değil. Zira Aralık 2019 öncesine artık ya da en azından yakın vadede ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal olarak dönüş mümkün değil.
Herkes normalleşme istiyor ancak normalleşme ile tarif edilen süreçte işçi ve yoksulları daha ağır yaşam koşullarının beklediği şimdiden görülüyor. Çünkü eve kapatılan işçi, ücretsiz izinli işçi ve işsizler ihtiyaçlarını, zorunlu kısıtlamanın da etkisiyle yarım yamalak da olsa çarkı çevirebiliyorken; normal hayata başladığında, kendisini kıskaca almaya, bunaltmaya hazır sorunlar yumağıyla yüzleşecek. Kapalı mekanda yeterince yokluğunu hissetmediği bir çok yaşamsal sorunla çıplak olarak yüzleşecek.
Örneğin iş ararken çaldığı her kapıda, düne göre daha yüksek sesle “iş yok” yanıtıyla yüzleşecek. “Ücretsiz izne” çıkarılmış işçiler fabrika ve işletmelerine iş başı yapmak için döndüğünde “maalesef daha iş başı yapmadık, daha sonra yeniden gel” denilerek “bugün git yarın gel” oyalama-yıldırma uygulamasıyla yüzleşecek. Ya işsiz olanlar! Sokağa iş aramaya çıktığında, Korona öncesine rahmet okuyacak zira her yerde işsizler dalgasıyla yüzleşecek. İş ve İşçi Bulma Kurumu’na iş başvurusu için gittiğinde ismini yazdırmak için kuyruk sırası kendisine belki günlerce gelmeyecek. Tek tek işletme ve fabrika kapılarında iş aramaya gittiğinde ise “ne işi hemşerim” denilecek.
Evde karantinada kaldığı sürede “ne yapalım hele hayat normale dönsün bir çözüm bulacağız” diyerek ödemediği kirayı artık ödemesi gerekecek ama para da iş de YOK!
Okullar açılacak, çocuklara kalem, defter, dolmuş için para lazım ama para YOK!
Çarşı, pazar, AVM, bakkala gittiğinde, soğan, patates, patlıcan, un… gibi bütün yaşamsal ürünlerdeki etiketleri görünce irkilip gerilecek zira Pandemin öncesine oranla katlanmış fiyatlarla yüzleşecek. Çünkü hayat pahalılığı, Petrolde fiyatlar yerlerde sürünmesine rağmen benzin ve motorine 5 günde dördüncü zam yapılmış ve bu zamların nerede duracağını ülkeyi yönetenler de bilmiyor.
İşçi, işsiz, yoksulun yüzleştiği ve yüzleşeceği tabloyu uzatmaya gerek yok, onlar bizden daha iyi biliyor zira yaşıyorlar. “Peki, çözüm ne” denilecek haklı olarak. Çözüme ilişkin sihirli değnek ya da reçete yok.
Çözüm; ekonomik, sosyal haklar uğruna mücadelenin geliştirilmesindedir.
Çözüm; işçilerin, işsizlerin örgütlü sendikal ve siyasal mücadeleyi büyütmesindedir.
Çözüm; Şili, Paris, Lübnan işçi emekçilerinin kapitalizme karşı mücadele yürüyüşlerini selamlayarak kendi özgün mücadele yol yöntemlerinin yaratılmasıdır.
Çözüm, sizde, bizde, ezilen sömürülen tüm işçi emekçilerdedir.
Gelecek sayıda görüşmek dileğiyle.
YSİ Bülteni
Yurtsever Sosyalist İşçi – Sayı:5
Bültenin tüm sayılarının PDF formatı için aşağıdaki bağlantılara tıklayın