Ana SayfaGIŞTÎMHP'NİN SALDIRGANLIĞINI KÜRDİSTAN PARTİLERİNE SORDUK!

MHP’NİN SALDIRGANLIĞINI KÜRDİSTAN PARTİLERİNE SORDUK!

Son günlerde siyaset özellikle de MHP’nin saldırgan söylemleri ile iyice gerildi. Önce Bahçeli “HDP’nin kapısına bir daha açılmamak üzere kilit vurulmalı” dedi. Ardından MHP Genel Başkan yardımcısı Semih Yalçın HDP için “itlafı gereken bir siyasi haşere sürüsü” açıklamasında bulundu. Süleyman Soylu’nun meclisi geren ve son dönemde işlenen Kemal Kurkut, Osman Şiba, Servet Turgut işkence ve cinayetlerini savunan konuşması için; HDP Milletvekili Kemal Bülbül “sanki kürsüde Yeşil, Esat Oktay konuşuyordu” dedi.

Gerilim dolu bütçe görüşmelerini, MHP’den gelen açıklamaları Kürdistan partilerinden Partiya Azadî, Partiya Komunist a Kurdistan – KKP, Partiya Însan û Azadî – PÎA ve Partiya Herêmên Demokratîk  – DBP temsilcilerine sorduk.

MHP’nin son süreçte HDP’yi hedefine alan açıklamalar yapmasının altında sizce ne yatıyor?

Partiya Azadî Genel Başkanı Ayetullah Aşitî: MHP, Türk ırkçılığı üzerine kurulan bir parti olduğu için doğal olarak Türk ırkının dışındaki ırklara hayat hakkı tanımadığı tarihinden anlaşılmaktadır. Bu kısır döngü zihniyetinden dolayı topluma yenilikçi ve ilerici bir öneri sunmaktan aciz olduğu için var oluşunu Türk ırkının dışındaki ırklara düşmanlık üzerine kurmuştur. Bu sebeple doğal olarak da bu coğrafyada kendine rakip olarak Kürt ırkını gördüğü için Kürtlerin büyük çoğunluğunun oy verdiği HDP’ye tahammül etmeyip kendi yokluğunu HDP’nin varlığından gördüğünde tüm enerjisini HDP’nin yok edilmesi için kullanmaktadır. Son dönemde AKP’nin ve ülke yönetimin de içine düştüğü çıkmazdan kurtulmak için, kendi bünyesinde bulunan bazı şahısların, (ortağı MHP’ye  göre bu ülkede oluşabilecek tehlikeleri fark eden bir grubun yapmak istediği) ekonomi ve yargıya yönelik bazı reformları yapmak istemesi neticesinde, bu durum MHP’de bir tedirginlik yaratmıştır. MHP’ye yakın şahısların ve aynı zamanda MHP yönetiminin son süreçte Kürtlere yönelik ırkçı ve zalimane söylemleri, AKP’de yapılmak istenen ekonomi ve yargıya yönelik açılımları sekteye uğratmak için olduğunu düşünüyoruz.

Partiya Însan û Azadî – PÎA Genel Başkanı Mehmet Kamaç

Partiya Însan û Azadî – PÎA Genel Başkanı Mehmet Kamaç: MHP sayısal açıdan ya da sandıktan çıkan oy oranına baktığınızda %7 gibi bir azınlığa tekabül ederken, kapsadığı alan itibari ile bugün Türkiye’yi yöneten bir konuma sahiptir. Bunun iki temel sebebi vardır. Birincisi; sanılanın aksine MHP’lileşen bir AKP değil kendi programını ve üzerinde var olduğu kurucu değerlerini ayaklar altına alan, bu anlamda adı olan ancak kimliği ve kişiliğini kaybetmiş ve son dönemde sandıkta halktan aldığı desteği MHP’nin emrine sunan AKP. Bu durum gerçek anlamda bir MHP iktidarını var etmiş ve MHP iktidar gibi görünenleri ve onlar üzerinden Türkiye’yi direktiflerle yönetmektedir.

İkincisi; Kürtlerin dışında Türkiye merkez siyasetinin muhalif partilerinin esastan bir muhalefetten uzak durmalarıdır. Bu iki durum siyasette esastan bir öteki yaratmıştır. Bu öteki, Türkiyelileşme sloganı ile yola çıkan HDP değil, HDP’nin omurgasını oluşturan Kürt kimliğidir. MHP zihniyeti gücü eline geçirmişken direktiflerle Kürtlerin var oluşlarını ve kazanımlarını sindirmek ve hatta ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. Bakınız Cumhurbaşkanı başta olmak üzere Devlet Bahçeli ve Süleyman Soylu’nun açıklamalarının içeriği bir tarafa ruhunda bir kin ve nefret vardır.

Sinan Çiftyürek – Partiya Komunist a Kurdistan Genel Başkanı

Partiya Komunist a Kurdistan – KKP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek: Öncelikle Semih Yalçın “HDP kâmilen itlafı gereken bir siyasi haşere sürüsüdür” açıklamasıyla Kürt halkına ve Türkiye demokrasi güçlerine yönelik yaptığı soykırım çağrısını lanetliyoruz. En ufak bir demokratik tepkiyi sorgulayan hatta gözaltına alıp tutuklayan Türk yargısının; HDP’ye oy veren 6 milyon insanı ki akrabalarıyla 20 milyonu bulan halklar için “itlafı gereken” diyerek açıkça soykırım davetiyesi çıkaran Yalçın hakkında ne yapacak göreceğiz.  Çünkü Kürt halkı; MHP’nin ne dediğini hatta ne diyeceğini biliyor ama kendisine yönelik soykırım çağrıları karşısında sembolü terazi olan yargının ne diyeceğin, merak ediyor! Bu saldırıların (özellikle de İçişleri Bakanı Soylu’nun dün Meclis’te yaptığı konuşma çok daha ağır saldırıları içeriyor) altında yatan esas üç neden gözüküyor; İlki; onca saldırı, gözaltı ve tutuklamalara rağmen HDP’nin halen ayakta duruyor olmasının yarattığı hayal kırıklığı ile yüklü öfke var. Anketler MHP’yi baraj altı gösterirken HDP’nin her koşulda barajı geçiyor olması. İkincisi; Cumhur İttifakı’nın onca taktik manevralarına rağmen genelde Kürtlerin özelde HDP’nin önümüzdeki seçimlerde anahtar parti konumunu koruması. Millet İttifakı Partileri ve Gelecek Parti ile DEVA Partisi’nin Cumhur İttifakının ağır saldırılarına rağmen, HDP ile ilişkilerini eskiye oranla daha alenileştirmeleridir. Üçüncü neden; Rojava Kürdistan’ın Kürtler arası birliğin Türkiye’nin onca müdahalesine karşı Batılı kimi devletlerin de desteğiyle devam etmesidir. Rojava’da ulusal birlik diğer parçalardan daha fazla Kuzey Kürdistan’ı etkileyecek.  Bütün bunlara MHP’nin varlık gerekçesi olan ırkçı milliyetçi tutumunu da eklemek gerekir.

Partiya Herêmên Demokratîk – DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır

Partiya Herêmên Demokratîk – DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır: Türkiye’nin içine girdiği siyasi kriz derinleştikçe AKP-MHP iktidarı mevcut düzeni korumak için saldırılarını, saldırılarının şiddetini artıracak, siyasetin dilini sertleştirecektir. Kuşkusuz bu iktidara karşı tüm muhalif kesimler olmak üzere HDP’nin yürüttüğü aktif politika bu kıyamet düzeni sürdürmek isteyen AKP-MHP iktidarının hedefi haline gelmektedir. HDP’nin, iktidar tarafından üzerinde yapılan tüm oyunları boşa çıkarması iktidarın yönelim şiddetini artıran diğer önemli bir husustur. HDP‘yi karalama kampanyası onu dostlarından, müttefiklerinden ve bileşenlerinden uzaklaştırma hamlelerini, belli bir bölgeye hapsetme, Tutuklamalar ile tasfiye etme, marjinalleştirme, kriminalize etme oyunlarının hepsini boşa çıkarması, AKP-MHP iktidarının siyasi dengesini bozmuştur. Ülke siyasetinin yeniden şekillenme ihtiyacını kendisine dayattığı gerçeklik üzerinden, olası güç Aritmetiğinin içinde HDP’nin sarsılmaz konumu, HDP’ye saldırının başka bir yönünü oluşturuyor. Bir de son dönemde MHP’nin seçmen tabanında bir kayma yaşanmaktadır. Yeni açılan partiler ve İYİ Parti, MHP tabanında yaşanılan kaymaların ilk durakları olmaktadır. Bundan dolayı MHP; ırkçı, milliyetçi tabanını kaybetmemek için Kürt düşmanlığını, halk düşmanlığını körüklemektedir. HDP’ye saldırarak kendi ömrünü uzatmanın yollarını aramaktadır. Önümüzdeki dönem HDP’ye ilişkin bu saldırgan tutumu ve Kürt sorunun da yaşanılan çözümsüzlük siyasetinde AKP ve MHP’nin birbirlerine olan güven ve güvensizliği test edeceği alan olacağı görülmektedir. Fakat kendi ömürlerini uzatma çabaları beyhude bir çabanın ötesine geçemeyecektir. Demokratik siyaset arenasında kendisi ve ortağı bu çözümsüz ve kirli siyaset yöntemini denediği sürece kaybedecektir.

– HDP’yi kapatabilirler mi?

Partiya Azadî Genel Başkanı Ayetullah Aşitî: Her aklıselim kişinin geçmiş tarihten alması geren dersin herhangi bir partinin kapatmayla bitirilemeyeceği; tersine etki-tepki yaratması sonucunda daha da güçlendiği AKP gerçeğinden net okumalıdır. Çünkü AKP cumhuriyet tarihi boyunca mağduriyetleri müdafaa adına görülmemiş bir çoğunlukla iktidara geldi ama ne yazık ki iktidara geldikten sonra seçim döneminde verdiği sözleri ve umutları unutup en büyük mağduriyetleri yaratmıştır. Bu süreçlere baktığımızda aklıselimle hareket edilmediği ötekileştirme ve kutuplaştırma siyaseti güdüldüğünden HDP’nin kapatılması sürpriz olmayacaktır.

Partiya Însan û Azadî – PÎA Genel Başkanı Mehmet Kamaç: Bu manada bir öngörüye sahip olmak için belli başlı hukuk normlarının korunması ve işler durumda olması gerekiyor. Ancak maalesef bugünkü Türkiye gerçekliğinde toplumsal güveni en az olan kurumların başında hukuk gelmektedir. Normal bir hukuk sistemi içerisinde kamu vicdanı adına karar veren hakimlerin güvencesi olması gereken devlet gücü, bugün siyasal iktidarın elinde bu insanlara bir tehdit ve yaptırım gücüne dönüşmüştür. Bugün Türkiye’de hakimler ve savcılar bile kendilerini güvende hissetmemektedirler. Bir hukuk devletinde hukuk adına karar vericilerin bile kendini güvende hissetmemeleri Hukuk adına kabul edilebilir bir durum değildir. Bugün Türkiye’de Cumhurbaşkanından tutun bakanlara kadar, parti başkanlarına kadar kendileri gibi düşünmeyen kişi ve kurumlar hakkında, terörist, hain, işbirlikçi gibi ifadeleri milyonların gözünün içine baka baka dillendirmekte özel ve tüzel kişilerin hukuku ayaklar altına alınmaktadır. Bu normal hukuk sisteminde iki defa suçtur. Bir hukuk sisteminin yetki alanını ihlal ettikleri için suç işlemektedirler. İki başkasının hukukunu çiğnedikleri içi suç işlemektedirler. Eğer bir ülkede hukuk sistemi kendisine ve toplum kesimlerine karşı işlenen suçları soruşturmuyor ise bunun bir tek nedeni vardır. Kesinlikle boyun eğmiştir. Böylesi bir vasatta HDP kapatılır mı kapatılmaz mı bilmiyorum ama hukuk sistemi kesinlikle kapanmıştır.

Partiya Komunist a Kurdistan – KKP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek: Cumhur İttifakı yetkilileri son aylarda sıkça HDP’yi kapatma mesajlarını veriyorlar ancak kapatacaklarını sanmıyorum. Kendileri tecrübe ile sabit kapatmanın çözüm olmadığını biliyorlar. Her parti kapatmanın ardından Kürt hareketi güçlenerek çıkmıştır. Ayrıca tam da AB ile gerilimi yumuşatma ve Biden yönetimiyle çalışmanın arayışındayken ve de iktidarın ekonomiyi kurtarmak için de olsa “adalet, hukuk reformu yapacağız” açıklamaları gündemdeyken kapatma davasının açılacağını beklemiyoruz.  Bahçeli, “HDP’yi Türk siyasetinin taşıma ve hazmetme kapasitesi dolmuş. Bu terör ve bölücülük yatağı kapatılmalı” çağrısına gelince; Türkiye Cumhuriyeti Devleti; zaten başından beri Kürde ve siyasetine sıfır hazımla kurulmuş yani kapasite başta doluydu. Kürt siyaseti bu sıfır kapasiteyle mücadele ederek bugüne geldi ve yoluna da devam ediyor. Bugüne kadar o kadar çok HDP kapattılar ki sahi neyi çözdüler?

Partiya Herêmên Demokratîk – DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır: Nerede olursanız olun gökyüzüne baktığınızda nasıl ki yıldızları görüyorsanız, HDP’de Türkiye siyasi arenasında var olan bir partidir. Geleceğe baktığımızda HDP kimsenin görmezden gelemeyeceği bir partidir. Kapatılıp kapatılmayacağından ziyade herkesin dikkate alması, ciddi yaklaşması gereken, bu ülkenin geleceğinin vazgeçilmez bir aktörüdür. Kapatılacak olan HDP değil, kapanacak olan kapanması gereken AKP-MHP’nin kendisidir. Zira HDP ampullerini kırmış onları karanlıkta, pusulasız bırakmıştır. Türkiye’nin geçmiş siyaset deneyimlerine baktığımızda birçok parti kapatılmıştır. Özellikle de 1990’lı yıllarla birlikte Kürt legal siyasi hareketinde birçok partiyi kapatmıştır. Kapatılan her parti sonrasında yeni bir parti açılmış ve açılan bu yeni partiler ise bir öncekinden daha fazla oy almıştır. Yani parti kapatmak ile bir çözüm elde edememişlerdir. En son AKP’nin iktidarında DTP kapatıldı. Sorun çözüldü mü? Ya da AKP istediği sonucu elde etti mi? Kendisi yasaklı siyasetçi olarak iktidara geldi. Yasaklı dönemde mazlum edebiyatının altına sığındı. Şimdi ise firavunlaşarak, nemrutlaşarak kendisi başka bir sese tahammül edemiyor. HDP halklar açısından farklı renk, farklı bir ses olmaya devam edecektir. Çünkü HDP Türkiye halklarının umududur ve umut yıldızı parıldamaya devam ediyor.

– DTSO başkanı Mehmet Kaya ve dün Medyascope yayına katılan Sırrı Sakık çözüm sürecine yeniden dönülebilir olduğuna dair işaretler olduğunu söyledi. Siyasetin içerde ve dışarda gerildiği, AKP-MHP-Perinçek olduğu şartlar altında çözüm süreci ufukta görünüyor mu?

Partiya Azadî Genel Başkanı Ayetullah Aşitî: Maalesef Türkiyede siyaset toplumun çıkarları için değil iktidarların çıkarları için yapıldığından AKP-MHP ittifakı için ne tür aldatma politikaları gerekiyorsa yapacaklarından şüphe duyulmaması gerekir kanaatimce. Siyasette 24 saat bile çok uzun bir süredir.  Partilerin iktidarda kalabilmeleri için yapmayacakları bir şey yoktur bu nedenle, AKP’nin içerisinde, gidişatın tehlikelerinden haberdar olan bazı aklıselim yöneticiler, MHP ve Perinçek ekibinin itiraz ve müdahalelerine rağmen, Kürtler cenahında bulunan bazı enstrümanları da kullanarak bir süreç başlatabilirler. Çünkü onların böyle bir sürece çok ihtiyaçları var. Kültürümüzde bir hayvan üzerine söylenen bir söyleme ”yumurta mı yumurtlar yoksa yavrulanır mı” karşı hiç belli olmaz çünkü ne olduğu belli değil istese yumurtlanır istese de yavrulanır, deniliyor. Türkiye’de siyasette böyle bir şeyi neyi ne zaman yapacağı belli değil kapalı kapılar arkasında bir araya gelen muktedirler toplumun değerleri ve çıkarları göz önünde bulundurulmadan sadece kendi iktidarlarının devamı için ne yapılması gerekiyorsa yapacaklarından şüphe duyulmamalı diye düşünüyorum.

Partiya Însan û Azadî – PÎA Genel Başkanı Mehmet Kamaç: Siyaset çözümsüzlük üzerine kurulamaz. Kurulduğu zamanda bunun sonuçlarına katlanmak gerekir. Oysa Tayyip Erdoğan’ın tüm siyaseti iktidarını devam ettirmek üzerinedir. Ve bu vasatta dünyanın değişimi dayattığı böyle bir ortamda Erdoğan da iktidarını devam ettirmek için radikal adımlar atabilir. Ancak AKP-MHP iktidarını sıradan bir hükümet ezberi ile ele almak doğru olmaz. AKP-MHP hükümetinin devlet politikasının taşeronluğunu kabul ettikleri bir hükümettir. Bu anlamda devlet çözümsüzlüğü gördüğü yerde bazı politikalarda yumuşamaya gidebilir. Ancak yeni bir yaklaşım geliştirebilecekse de bunu çözüm sürecine hiçbir şekilde benzemeyeceğini düşünüyoruz. Kürt meselesi Kobanê ile birlikte uluslararasılaşmış bir meseledir ve ona dizayn edilecek bir yeni bir masa oluşturacaktır.

Partiya Komunist a Kurdistan – KKP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek: Türk-İslam sentezi İttifakını temsil eden AKP-MHP ittifakı, Perinçek grubu vb. adımlarla birlikte Avrasyacı bir siyasal çizgiye evirildi. Çözüm süreci kendini içeriden ve dışarıdan dayatıyor ve AKP bir gözüyle çözüm sürecine diğer gözüyle de MHP’ye bakıyor. Ama bu bileşenle AKP yeni bir çözüm sürecine yönelemez. Yeni çözüm süreci tartışmalarında, elbette gözler Diyarbakır’da! Ama Diyarbakır’ın gözü kulağı ise Qamışlo’da ve de Qamışlo’nun da Gözü-kulağı; Şengal-Hewler-Kandil ki gelişmelerde! Bu siyasi trafik ve denklemde Kürt siyasal aktörlerin yanı sıra Washington ve Ankara da etkin yer alıyor. Bu denklemde gündeme gelecek olan yeni bir çözüm masasının kurulmasını AKP, Cumhur İttifakı ile başlatamaz. Bunun için de Mart 2021 de yapılacak MHP kongresi beklenecek. Ya Cumhur İttifakı dağılır ya MHP çatırdar ya da AKP’de başlayan çatlak derinleşir. Yakında göreceğiz.

Partiya Herêmên Demokratîk – DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır: AKP-MHP’nin Cumhur İttifakı adıyla inşasına giriştiği otoriter, despotik rejimin kodları, dinamikleri oluşum öyküsü ve hedefleri böyle bir zeminin dağıtılması üzerine kurulmuştur. İktidar açısından istikrarlı sayılabilecek tek şey de böyle bir duruma karşıtlık temelindedir. Geçmiş siyasi dönemlerin analizini yapıp birebir bugüne uyarlarsanız ya da mutlu sonla bitmesini istediğiniz hikayeyi dinlerseniz bu size bir gecelik rahat uyku getirebilir. Fakat sabahın gerçekliğini ortadan kaldırmaz. Bu iktidar 2013 sonrasında gelişen çözüm sürecini Kürt siyasi hareketini bitirme anlayışıyla ele aldı . Ateşkes döneminde büyük bir silahlanma çalışması yaptı. Çözüm süreci adı altında çözümsüzlüğü, yok etmeyi, baskı ve zoru dayattı. Bu dayatmalara karşı yapılan direnişleri kentleri yıkarak, insanları katlederek yok etmek istedi. Böylesi bir politika çözüm süreci, yada çözüm siyaseti değildir. Şimdi yine ülkede, ekonomik sorunlardan, sağlığa, eğitimden güvenliğe tüm alanlarda sıkışmış durumdadır. Çözüm üretemez haldedir. Aynı zamanda dünyada bir sıkışmışlık içerisindedir. ABD’den AB’ye komşu ülkeler dahil tüm ülkeler ile bir savaş içerisindedir. Cihadist yapılanması her alanda başına bela haline gelmiştir. Yaptırım kararları yavaş yavaş çıkmaktadır. Tüm alanlarda sıkışan bu iktidar, ülkesindeki barışı ve huzuru sağlayamadığı sürece dış politikada da bir başarı elde edemeyecektir. Barış ve huzur ise ancak ve ancak başta Kürt sorunu olmak üzere ülke içindeki sorunların çözümü ile ancak mümkündür. Bizler Demokratik siyaset geleneğimizde Türkiye -Kürdistan halklarının bir arada eşit ve özgürce yaşaması için bu mücadeleyi tüm engellemelere rağmen vermeye devam edeceğiz.

Rojnameya Newroz – Yaşar Kazıcı

- Advertisment -

Recent Comments

Verified by MonsterInsights