Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 30’a yakın Kürt siyasetçi hakkında soruşturma başlatıldı.
Kürdistan Özgürlük Partisi’nden (PAK) yapılan yazılı açıklamaya göre, haklarında soruşturma başlatılan siyasetçiler, 13-18 Mayıs tarihleri arasında Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde ifade verdi.
Soruşturma, PAK Genel Başkanı Mustafa Özçelik, PSK Genel Başkanı Mesut Tek, PDK Genel Başkanı Sertaç Bucak, ÖSP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, Azadi Hareketi Sözcüsü Ayetullah Aşiti, PDK-T Genel Başkan Yardımcısı Şerefhan Ciziri’nin de aralarında bulunduğu 30’a yakın siyasetçi ve aydını kapsıyor.
Açıklamada, soruşturmanın, “Kürdistan bağımsızlık referandumu ile ilgili çalıştayı organize etme, Afrin ile ilgili açıklamalar ve sosyal medyadaki paylaşımlar gerekçe gösterilerek açıldığı” belirtildi.
Haklarında soruşturma açılan diğer isimlerden bazıları ise şöyle:
PAK Genel Başkan Yardımcısı Sait Aydoğmuş, PSK Genel Başkan Yardımcıları Bayram Bozyel ve Hasan Dağtekin, PAK MYK üyeleri Vahit Aba, Mustafa Kalhan, Hanifi Turan, PAK PM üyeleri Salih Kaplan, Süleyman Alış, Kürt aydınları ve siyasetçiler Fuat Önen, Yaşar Abdülselamoğlu, M.Celal Baykara, Eşref Çakan, Ali Kızılay, Sıtkı Zilan.
K24’e konuşan PAK Genel Başkanı Mustafa Özçelik, “KCK ve PKK adına eylem yaptığımız” şeklinde verilen suçlamayı reddettiklerini belirterek, şunları söyledi:
“Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nda ifadelerimizi verdik. Güney Kürdistan’daki bağımsızlık referandumuna verdiğimiz destek çalışmaları, Afrin’e yönelik operasyonlara yönelik yaptığımız açıklamalar, bir de sosyal medya paylaşımlarımıza soruşturma açılmış.
Burada ilginç olan, isnat edilen suç ‘KCK ve PKK adına eylemler yapma ve faaliyetlerde bulunmak’tır. Tabii biz bunları reddettik. Bağımsızlık referandumunu bugün de desteklediğimizi söyledik. Herkes ayrı ayrı ifade sürecinden geçti. Soruşturmanın bir davaya dönüşüp dönüşmeyeceği daha belli değil.”
MESUT TEK: SUÇ DEĞİL
K24’e konuşan PSK Genel Başkanı Mesud Tek de, haklarında başlatılan soruşturmayı reddettiklerini söyledi. Barışı savundukları için soruşturma başlatıldığını belirten Tek, şunları ifade etti:
“Hakkımızda başlatılan soruşturma yeni birşey değil. Partimize yönelik bu tür soruşturmalar hep yapılıyor. Bir yıl önce Kürdistan referandumuna verdiğimiz destek ve Afrin için yaptığımız açıklamalar için soruşturma açmışlar. Mahkemede yanlış birşey yapmadığımızı söyledik. Demokratik hakkımızı kullanıyoruz. Şiddete başvurmadığımızı, gizli bir şey de yapmadığımızı bağımsızlık referandumu desteklediğimizi söyledik. İnkâr da etmiyorum. Afrin’de dayanışma içerisinde olduk. Savaşa karşı çıktığımızı söyledik, barışı savunuyoruz. İnsanlar ölmesin diyoruz. Bunlar suç mu?”
ÖSP GENEL BAŞKANI SİNAN ÇİFTYÜREK:
DİYARBAKIR, EMNİYETİ, KÜRT SİYASET KADROSUNA NEFES ALDIRMAK İSTEMİYOR!
ÖSP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek’in konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklama şöyle:
Dün yine Diyarbakır Emniyeti’ne “ifadeniz var” denilerek çağrıldım. Son yıllarda özellikle de son aylar da bu çağrılar artmaya başladı. Bu kez Diyarbakır Emniyeti; son üç yıldan beri yaptığım, katıldığım bütün Kürtçe-Türkçe basın açıklamalarını, Konferans, Panel, Çalıştayları hatta sosyal medya hesaplarımdaki açıklamalarımı en küçük ayrıntısına kadar izlemiş, fotoğraflamış, kaydedilmiş olarak dosya haline getirilerek soruşturma konusu yapılmış.
Uzun bir ifade tutanağında özetin özeti olarak şunları dedim:
“Ben bir siyasi partinin başkanıyım, siyasi partiler siyaset yapmak için kurulur, ben de ülke ve bölge sorunlarına ilişkin siyaset yaptım. Soruşturmaya konu olan iddia ve sorularınızın tamamına öncelikle yanıtım budur. Yapılan yazılı, sözlü açıklamalar bana aittir ve zaten ÖSP’yi de siyaset yapmak yani bunları yapmak için kurduk.
Bir siyasi partinin genel başkanıyım dolayısıyla herhangi bir yasal veya yasa dışı parti ve kurumdan ‘talimat almam’ söz konusu değildir, yapılan suçlamaları reddediyorum.
Biz komünist partiyiz dolayısıyla Türkiye’nin Efrin işgaline karşıyız yanı sıra İran, Rusya, Irak, İngiliz, Fransızların da işgallerine karşıyız. Biz tüm halkların kendi özgür iradeleriyle kendi geleceklerini belirlemesinin savunucuyuz” ve benzeri dedim.
Sonuç olarak, Emniyet kendi işini yapıyor, biz de kendi işimizi yapıyoruz yapmaya devam edeceğiz.