Fiskaya Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesi sınırları içerisinde Dicle ve Ferit köşk mahallelerini bünyesinde barındıran bir bölge.
Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız
İşte bugün Fiskayalıların konuşup tartıştıkları mesele ‘kentsel dönüşüm’! Çoğu mahalle sakinlerinin 30-40 yıl önce gelip yerleştikleri bu iki mahallenin ‘kentsel dönüşüm’ü gündemde.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne göre risk taşıdığı için ambulans ve itfaiyenin giremediği bu bölgeyi için Vali (belediye başkan vekili) Münir Karaloğlu’nun açıklaması şöyle “Hak sahipleriyle helalleşip el sıkıştıktan sonra orayı yıkacağız, boşalttıracağız. Fiskaya’nın yeşilini Hevsel’in yeşiliyle buluşturacağız ve Fiskaya Şelalesi yeniden akmaya başlayacak Kentsel dönüşümde görüştüğümüz her vatandaşın yerine kendimizi koyarak düşünüyoruz. Vatandaşın mağdur olmasına gönlümüz razı olmaz.”
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ise “vatandaşlarımıza ister kendi yerinde isterse Talay Tepe mevkisinde yatay mimari esaslı ve Diyarbakır’ın yeni bir uydu kenti diyebileceğimiz kentsel tasarım projesi hazırlıyoruz” dedi.
Kaldırım taşları üzerinde ve şirin küçük bahçelerinde oturan kadınlar ve mahalle kahvelerinde koyu sohbetlere dalan gençler ve yaşlı insanlarla görüştüğümüz de hemen hemen hepsinin ortak düşüncesi buranın kentsel dönüşüm değil, rantsal dönüşüme kurban edileceği endişesi hakim. Sur’da yapılan kentsel dönüşümü örnek veriyorlar. Sur’da yaşayan insanların nasıl mağdur olduklarını gördük, diyorlardı.
Mahalle halkı “biz dar gelirli aileleriz, evlerimizde birçok çalışmayan gencimiz var. Burada kıt kanaat geçiniyoruz. Sebzemizi, meyvemizi Hevsel bahçelerinden elde ediyoruz. Oralardan elde ettiğimiz çalı çırpıyla sobamızı, tandırımızı yakıp ekmek pişiriyoruz, tavuklarımız ve küçük baş hayvanlarımız var. Biz kalabalık aileyiz apartman katında yapamayız” diyor.
Sundukları bu uydu kent projeleriyle kendilerini ciddi anlamda borçlandıracaklarını ve bu borcu ödeyemeyeceklerini dile getiren mahalle halkı böylesi bir projeyi kabul edemeyeceklerini söylüyorlar.
Çevre ve şehircilik bakanlığına ve valiliğe göre “risk teşkil eden bölge” vatandaşlara göre hiçbir risk teşkil etmiyor.
Uzun zamandır burada oturan vatandaşlara göre ne deprem ne heyelan ne de sel riski var. Yollarımız bozuk yapılsın ve genişletilsin itfaiye de ambulans da geçsin, biz bunu istiyoruz, evlerimizi başımıza yıkmasınlar, bizi mağdur etmesinler yeter.
Bazı gençler ise moda tabirle “rantçılar her iki mahallemize de çökmek istiyorlar” diyerek siyasilere tepki gösteriyorlardı.
Dicle ve Ferit Köşk mahallelerinde yaklaşık 800-900 ailenin yaşadığı, uzun yıllardır birbirlerini tanıdıklarını aralarında akrabalıkların oluştuğunu, dostlukların geliştiğini ve bu sıcak ortamlarının bozulmasını istemediklerini ifade ediyorlar. Daha da önemlisi “dedelerimizin, ninelerimizin, anne ve babalarımızın, sevdiklerimizin mezarları burada onları terk etmek istemiyoruz. Bu rantsal dönüşüm bizi köklerimizden koparmak istiyor.” diyorlar.
Her iki mahallede de sağlık ocağı (aile hekimliği) yok, okulları bir daha yapılmamak üzere yıkılmıştır.Öğrencileri servislerle başka semtlerdeki okullara gitmek zorunda kalmışlardır.
Dicle üniversitesine giden yolda çok yoğun trafik akışı yaşanmakta. O yolda ne bir hız kesici, ne trafik lambaları ne de alt geçit, üst geçit var. Her an bir yaralanmalı ya da ölümcül bir trafik kazası yaşanabilir.
Her iki mahallede de doğal gaz yok, çöpleri alınmıyor.